Tüsiad'a O Mektubu Gönderen Büyük Patron Kim? Herkesin Bildiği Ama Yazamadığı Müthiş İddiayı Medyara
Bu yazıda size hem başka hiçbir yerde okumadığınız bir haberi vereceğiz, hem de bir “otosansür” uygulamasını anlatacağız.
Biliyorsunuz; Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), bundan yaklaşık on gün kadar önce uzun süredir hazırlıklarını yaptığı anayasa taslağını açıkladı.
Anayasa profesörleri Ergun Özbudun ve Turgut Tarhanlı başkanlığında 22 anayasa profesörü ve “fikir önderi” tarafından hazırlanan taslak, kamuoyunda büyük tartışmaya yol açtı.
Taslakta; anayasanın değiştirilemez ilk üç maddesinin ikisinin değiştirilebileceğinin öngörülmesi muhalefet partilerini, başkanlık sistemine sıcak bakılmaması ise iktidar çevrelerini rahatsız etti.
Buraya kadar olan her şeyi biliyorsunuz. Şimdi gelelim; kamuoyundan saklanan ama tüm televizyonların ve gazetelerin bildikleri halde yazamadıkları gerçeğe:
İddialara göre bu taslak; başta Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç olmak üzere TÜSİAD’ın “baba”larını fena halde kızdırdı.
Rahmi Koç, TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner’e yazdığı mektupta bu duygularını dile getirdi ve hazırlanan taslağın, derneğin yetkili kurullarında tartışılmadan ve gözden geçirilmeden, üstelik sahiplenilerek kamuoyuna açıklanmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.
Bununla da kalmadı ve TÜSİAD’ın siyaset üstü bir kurum olduğunu belirterek, Boyner’den bir talepte bulundu:
“Açıklanan taslağın TÜSİAD yönetiminin ve üyelerinin değil, bir grup akademisyenin görüşü olduğunun kamuoyuna açıklanması gerekir.”
Rahmi Koç’un bu tepkisi, TÜSİAD yönetiminde büyük etki yarattı.
Bunun üzerine anayasa taslağının açıklanması için düzenlenen toplantıda, taslağı sahiplenmekte hiçbir sakınca görmeyen TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, bir “düzeltme” açıklaması yapmak zorunda kaldı.
Böylece; hazırlanan taslağın tüm sorumluluğu, “bilimsel kurul”a yüklendi.
Peki; bu olay neden kamuoyuna yansımadı?
Kulis bilgilerine göre; bunu Rahmi Koç’un bizzat kendisi istemedi.
İki nedeni vardı:
Birincisi; TÜSİAD’ın bugüne kadar sergilediği “birlik” havasına gölge düşürmemek…
İkincisi de TÜSİAD yönetimine baskı yapmış gibi algılanmamak…
Bu nedenle; çoğu TÜSİAD üyesi olan medya patronlarına ricada bulunuldu ve bu “müdahale”, tüm televizyon ve gazete yönetimleri tarafından bilinmesine rağmen haberleştirilmedi.
Günümüzde medya üzerindeki baskılar ne yazık ki sadece iktidardan kaynaklanmıyor…
Gittikçe bir meslek kuralı haline gelen otosansürün en önemli nedenlerinden biri de reklam verenlerden gelen talepler…
Bu son örnek de; bu “taleplerin” ne kadar etkili olabildiğini gösteriyor…
Umarım; MEDYARADAR’ın patronu hiçbir zaman patronlar kulübü TÜSİAD’a üye olmaz da… Biz de gazetelerimizde yazamadığımız bu tür haberleri, özgürce bu platformda yazmaya devam ederiz.
Tüm yazılarını göster