TURKUVAZ İŞLETMESİNDEKİ KANUN DIŞI UYGULAMALARLA İLGİLİ OLARAK HERHANGİ BİR İNCELEME BAŞLATILDI MI? SABAH-ATV GREVİNİ MECLİS'E TAŞIYAN DTP SORUYOR!...
DTP İstanbul Milletvekili Sabahat Tuncel, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik tarafından yanıtlanması talebiyle TBMM'ye Sabah-ATV grevi hakkında soru önergesi verdi.
Tuncel dilekçesinde şunları dile getirdi:
Bilindiği gibi Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Atv ile Sabah gazete ve dergi gruplarının bağlı olduğu Turkuvaz işletmesinin İstanbul Balmumcu ve Sefaköy ile Ankara Balgat işyerlerindeki grev 13 Şubat 2009'dan bu yana devam ediyor.
Toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde, ücret, sosyal yardım, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı gibi maddelerin gazetecilerin haklarını koruyan nitelikte işletilmesi basın emekçilerinin ve tüm emekçilerin en temel hak ve hürriyetidir.
İşyerinde yetkili sendika olan TGS'nin çoğunluk tespiti için başvurduğu 2007 yılında ATV ile Sabah gazete ve dergi gruplarında toplam sendikalı çalışan sayısı 500'den fazlayken, 2008 yılında işyerlerini devralarak tek bir şirket altında birleştiren Turkuvaz işvereni, Anayasa hükümlerinin yanı sıra 2821 ve 2822 sayılı kanunlar ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun ilgili hükümlerini ihlal ederek uyguladığı ağır baskı ve tehditler sonucunda sendikalı üye sayısını 150'lere kadar düşürmüş; 28 Haziran 2008'de başlayan toplu sözleşme görüşmelerine 5 oturum sonrasında katılmayarak, müzakere sürecini tıkamış, sendikanın iyi niyetli görüşme taleplerine bile cevap vermeyerek, işyerinde sendika ve toplu sözleşme düzeni istemediğini beyan etmiş, böylece İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde ve Anayasamızda yer verilen en temel insan haklarından sendika üyeliği hürriyetini işlemez hale getirmiştir.
2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu hükümlerine göre Sendikanın yürüttüğü yasal prosedür sonucunda grev kararı alınmış ve 13 Şubat 2009 tarihinde de grev uygulamasına başlanması kararlaştırılmıştır.
Turkuvaz işvereni, grevin başlama tarihinden birkaç gün öncesinde greve çıkmaya hazırlanan sendika üyeleri üzerinde baskı kurmak amacıyla hiçbir kanun hükmünde dayanağı bulunmayan bir uygulamaya giderek, tüm çalışanları greve katılıp katılmayacaklarını imza karşılığı bildirmeleri için zorlamıştır.
Bütün bunlara rağmen, işyerinde fiili grev başlatılmış ve halen devam etmektedir.
Turkuvaz işvereni, grevin başlamasından sonra, grevdeki işçilerin iş akitlerini kanun dışı olarak feshettiğini bildirmiştir. Ayrıca grevin başlamasından sonra greve çıkmamış olanlardan 32 gazetecinin iş akdini de feshetmiştir.
Bu temelde;
- Toplu sözleşme ve grev hakkı Anayasa'nın ve yasaların güvencesi altında değil midir?
- ILO´nun 87 sayılı Sendika Özgürlüğü ve Sendikalaşma Hakkının Korunmasına Dair Sözleşmesine imza atan Türkiye, işçilerin sendikal hakkını korumakla yükümlü değil midir?
- Grev yapılan Turkuvaz işletmesindeki kanun dışı uygulamalarla ilgili olarak herhangi bir inceleme başlatıldı mı?
- Greve katılan gazetecilerin yerine başka bir birimde çalışanların görevlendirilmesiyle ilgili olarak TGS'nin yaptığı şikâyetle ilgili herhangi bir işlem başlattınız mı?
- 15 gün içerisinde grevdeki 10 gazeteci ile beraber toplam 42 çalışanın iş akitlerinin feshi toplu işten çıkarma değil midir? İşyerinin toplu işçi çıkarma başvurusu var mıdır?