Türkiye’nin en uzun babalık davası sona erdi! 100 milyonluk servete ortak oldu…

Türkiye’de yaşanan babalık davalarının en uzunu tam 39 yıl sonra sona erdi. Manisa’nın Kırkağaç ilçesinin en zenginlerinden olan ve 1980’de vefat eden İsmail Hakkı Dinçer’in kızı olduğunu iddia eden Armağan Şahin açtığı davayı uzun yıllar sonra kazandı. Dava sürecinde yaşananlar ise akıllara durgunluk verdi.

Manisa'nın Kırkağaç ilçesindeki ‘babalık’ davası DNA testi ile son buldu, gerçek 39 yıl süren dava sonucunda ortaya çıktı. Yaklaşık 100 milyon liralık araziye sahip olan ve 1980'de vefat eden İsmail Hakkı Dinçer ile Atiye Rengin Atamaz arasındaki ilişkiden 1965'te Armağan Şahin dünyaya geldi. Atiye Atamaz kızına bakamayınca başka bir aileye evlatlık verdi. Armağan Şahin gerçeği 19 yaşındayken öğrendi. Biyolojik babasının ölümünden 4 yıl sonra 1984'te Kırkağaç Asliye Hukuk Mahkemesi'nde babalık davası açtı.

Manisa'da yaşayan Atiye Atamaz yasak ilişki yaşadığı evli İsmail Hakkı Dinçer'den hamile kaldı. Atamaz, Dinçer'in resmi nikahlı eşinin de bu durumu öğrenmesi nedeniyle İzmir'e taşınmak zorunda kaldı.

Sabah’tan Ceyhan Torlak’ın haberine göre; Atamaz, Dinçer'in kürtaj baskısına rağmen kızını 1965'te dünyaya getirdi. Armağan adını verdiği kızına bakamayınca başka bir aileye evlatlık verdi. Evlatlık verildiği ailede büyüyen Armağan Şahin, 19 yaşına geldiğinde gerçekleri öğrendi ve dünyası başına yıkıldı.

İsmail Hakkı Dinçer, 1980'de hayata gözlerini yumdu. Biyolojik babası İsmail Hakkı Dinçer'in vefatından 4 yıl sonra Kırkağaç Asliye Hukuk Mahkemesi'nde babalık davası açtı.

ZAMAN AŞIMINDAN DAVA DÜŞTÜ

Kırkağaç Asliye Hukuk Mahkemesi davanın bebeğin doğumundan en geç bir yıl içinde açılmadığı gerekçesiyle zaman aşımından dolayı dava reddedildi. Armağan Şahin'in avukatı yerel mahkeme kararına itiraz etti.

Yargıtay'a yapılan itiraz kabul edilirken, bozma kararı sonrası bu kez de Armağan Şahin'in avukatının ihmali nedeniyle dava açılmamış sayıldı. Armağan Şahin davanın Kırkağaç'ta yeniden görülmesi için hukuki girişimde bulundu. Ancak dava dosyası arşivde bulunamayınca Adalet Bakanlığı eliyle dosya yenilendi. Resmi gazetede yayınlandı ancak mahkeme yeniden yargılamayı reddetti.

Armağan Şahin, daha sonra babalık davalarını sonuçlandırmakla ünlü avukat Varol Turbay'ın kapısını çaldı. Davayı, Turbay aracılığıyla bu yıl Karşıyaka 1. Aile Mahkemesi'nde açtı.

ÖZ ANNEDEN İTİRAF GİBİ MEKTUP

Öz anne Atiye Atamaz vefat etmeden 2014'te yazdığı mektupta itirafta bulundu. Atiye Atamaz mektubunda, "Gerçekte öz kızım olan ve daha sonra evlatlık olarak verdiğim Armağan'ı hileli davranışlarımız nedeniyle kandırdığımız için 80 yaşında ağır bir vicdani sorumluluk altındayım.

Kızım Armağan açtığı babalık davası benim ve avukatının menfaat elde etme girişimleri sonucu 2 yıla yakın süre temyiz edilmedi. Sonrasında İsmail Hakkı murisleri ile anlaşma sağlanamayınca diğer kızım Seher'in talimatıyla temyiz edildi.

Yargıtay'ın bozma kararı Armağan'a söylenmedi. Daha doğrusu kararın temyiz edildiğini Armağan bilmiyordu. Kızım Seher ile avukatın arası bozulunca dava sürüncemede kaldı. Avukatların İsmail Dinçer'in çocuklarıyla anlaşıp beni de aldatma olasılığı araştırmaya değer bir husustur.

Vicdani bir huzur içerisinde hür irademle verdiğim bu beyanın herkes tarafından bilinmesini temenni ediyorum. Benim kızım Armağan'ın gerçek babası İsmail Hakkı Dinçer'dir ve ben sadece onu sevdim" sözlerine yer verdi.

Atamaz tarafından kaleme alınan bu mektup mahkemeye delil olarak da sunuldu.

MEZAR AÇILDI VE YÜZDE 99.9 BABASI ÇIKTI

Mahkeme 42 yıl önce vefat eden Dinçer'in mezarının DNA testi için açılmasına karar verdi. Dinçer'in mezarı açılarak DNA testi yapıldı.

Test sonuçlarına göre Şahin'in yüzde 99.9 Dinçer'in kızı olduğu belirlendi. Karşıyaka 1. Aile Mahkemesi Armağan Şahin'in Hakkı Dinçer'in nüfusuna geçirilmesine ve biyolojik babası olduğuna karar verdi.

ÜLKENİN EN UZUN SÜREN DAVASI SONUÇLANDI

Şahin'in avukatı Varol Turbay, "Ülkenin en uzun süren davası oldu. Bu özelliğiyle tarihe geçti. 39 yıldır süren babalık davası sonuçlandı. Mahkeme kararının Babalar Günü haftasında gelmesi ayrıca güzel bir tesadüf oldu. Mirabeau'nun güzel bir sözü var. Adalet topaldır, ağır ağır yürür, fakat gideceği yere er geç varır. Bu davada da bunu görmüş olduk. Uzun süren bir dava oldu ama er ya da geç haklılığımızı ispatlamış olduk" dedi.