Türkiye'den gelen 'hediye'lere ABD'de soruşturma! Bağış, tatil, uçak bileti...

Rüşvet soruşturması sonucu hakkında dava açılan New York Belediye Başkanı Adams’ın bazı Türk iş insanları ve Türk diplomatlardan sayısız "hediye" kabul ettiği ortaya çıktı. Bunlar arasında usulsüz bağışlar, tatiller ve uçak biletleri de var.

ABD'de seçim gündemi yoğunlaşırken, New York Belediye Başkanı Eric Adams hakkındaki rüşvet suçlaması ülkede deprem etkisi yarattı. Adams, suçlamaların "tamamen yalanlar üzerine kurulu" olduğunu iddia ederek görevde kalacağını söylerken, soruşturma Adams'ın 2021 seçim kampanyasında Türkiye’den yasa dışı bağışlar alındığı iddialarını da içeriyor. New York Savcılığı tarafından başlatılan soruşturma sonucunda dava açılmasına karar verildi ve savcılık dün iddianameyi resmen duyurdu.

T24'ten Eray Özer, 57 sayfalık iddianameyi okuyarak önemli detayları paylaştı. Özer, bazı Türk iş insanları ve Türk diplomatların, Adams’ın çeşitli "iyilikleri" kabul etmeye meyilli olduğunu 2017’de Brooklyn Belediye Başkanı olduğu dönemde anladıklarını ve başkanı yükselen kariyerinde "desteklemeye" gönüllü olduklarını yazdı.

BAĞIŞ YAPMANIN YOLUNU ARAMIŞLAR
Özer, yazısına şöyle devam etti:

"İddianamede iki temel unsur var; birincisi Eric Adams’ın New York Belediye Başkanlığı’na aday olmasıyla birlikte kampanyasına Türkiye’deki iş insanları tarafından yapılan bağışlar. Buradaki sorun Amerika’daki bir siyasi kampanyaya ABD vatandaşı değilseniz, oy kullanma hakkınız yoksa yardım yapılamıyor oluşu.

İddianamede toplamda beş iş insanı geçiyor. İsimler yok. “İş İnsanı 1”, “İş İnsanı 2” şeklinde isimlendirilmişler. Türk iş insanları bu bağışları yapmanın bir yolunu aramışlar. Kimi yanında çalışan ABD vatandaşları aracılığıyla bu yardımları yapmış. Kimi Green Card’ı olan Türkler vasıtasıyla. Bağışların üst sınırı 2000 dolar olduğu için her bir çalışan 2000’er yahut 1250’şer dolar vermiş. Mesela toplamda 10 çalışan 20 bin dolar bağış yapmış.

HEP THY HEP BUSINESS
İkinci temel unsur ise New York Belediye Başkanı’nın Türk Hava Yolları’nın hizmetlerinden sadece Türkiye’ye gelmek için değil, dünyanın farklı ülkelerine uçarken de faydalanmış olması. Üstelik bu faydalanmanın THY’nin epey bonkör indirimleriyle, bilet yükseltme, ucuz bilet gibi destekleriyle gerçekleşmesi.

Biletleri hep ekonomi almış, Türk Havayolları’ndaki bağlantı sayesinde biletleri herhangi bir ücret farkı alınmaksızın sürekli “Business Class”a yükseltilmiş. Macaristan’a, Pakistan’a, Fransa’ya… Nereye giderse gitsin Türk Hava Yolları’yla uçmuş. Her defasında “business upgrade”ini almış, hayat arkadaşı dahil o meşhur portakal suyunu içe içe yolculuğunu yapmış sizin anlayacağınız.

123 BİN DOLARLIK İNDİRİM
Bir de tabii Türkiye’ye geldiğinde en lüks otellerde ağırlanmış, tekne gezisine çıkarılmış, altına araba verilmiş. Bir de kaldığı otellerde standart oda ücretinde fatura kesilmesine rağmen çeşitli suit’lerde ağırlanmış. Hatta savcı üşenmemiş suit’lerin fotoğraflarını da paylaşmış. Bizde bunun adına “misafirperverlik” deniyor olabilir ama işte elin Amerikalısı “Rüşvettir kardeşim bu” diyerek davayı yapıştırıvermiş.

İddianameye göre toplamda bu şekilde 123 bin dolarlık indirim, ucuz bilet, business upgrade, otel indirimi vs… almış New York Belediye Başkanı. New York Savcısı Damian Williams bu yardımların öyle Eric Adams’ın kara karşına kara gözüne yapılmadığını, Türk iş insanları ve diplomatların işleri düştüğünde Adams’ın da elini taşın altına sokması gerekeceğini, dolayısıyla bu yardımları kabul ederek “birilerinin adamına” dönüştüğünü iddia ediyor.

Bunun için birkaç örnek de veriyor. Mesela iş insanlarından bir tanesi (“İş İnsanı 4”) New York Emlak Bürosu ile bir sürtüşme yaşayınca hemen telefonuna sarılıp Başkan Adams’a “Ben seni destekledim, biliyorsun” diye mesaj atıveriyor. Adams çaresiz yanıtlıyor; “Biliyorum. İlgileneceğim.”

TÜRKEVİ'NDEKİ YANGIN KRİZİ
Bir de tabii meşhur Türkevi meselesi var. New York’taki Türkevi’nin iskân alabilmesi için New York itfaiyesinin iznine ihtiyaç var. Bu yüzden özellikle yangın alarmının denetlenmesi için bir itfaiye çalışanı Türkevi’ne denetime gidiyor ve üstündeki kişiye bir e-posta gönderiyor.

O e-postada “Bizim buna onay vermemizin bir yolu yok” diyor. Türkevi’ndeki yangın alarmı sisteminde 60’tan fazla kusur tespit ettiğini, bu kusurların her birinin 5-10 problemi barındırdığı ve 20’den fazla kusuru olan bir binaya “ihlal emri” düzenlenmesi gerektiğini belirterek şunu yazıyor; “Bu durum bize binanın oturum için uygun olmadığını gösteriyor.”

İtfaiye müfettişi direniyor ama daha öncesinde Türk bir diplomat ile Adams’ın Türklerle bağlantı kuran çalışanı arasında bir telefon konuşması gerçekleşiyor iddianameye göre. O telefon konuşmasında Türk diplomat Adams’ın çalışanına “Türkiye’nin daha önce Adams’a desteğini gösterdiğini, şimdi sıranın Adams’ta olduğunu” hatırlatıyor. Çalışan bu “mesajı” Adams’a iletince New York Belediye Başkanı’nın durumu kabullenişi kısa bir cevapla oluyor; “Biliyorum.”

Neticede itfaiye departmanının şefi, “yangın önleme” departmanının şefine şöyle diyor iddianameye göre; “Eğer Türk konsolosluğuna bu iskanı almalarında yardımcı olmazsak sen de ben de işimizi kaybederiz.” Bunun üzerine yangın önleme departmanı binanın yangın alarmına ilişkin “koşullu itirazsızlık mektubu” vermeye razı oluyor."