"TÜRKİYE'DE Kİ GERGİNLİĞİN SEBEPLERİNDEN BİRİSİ TÜRK BASINIDIR!..." EKREM DUMANLI BASINI UYARDI!...

Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı Anayasa mahkemesinin kararının değerlendirerek Türk medyasına nasıl bir çağrıda bulundu?


Bir kere daha uçurumun kenarından...


Türkiye bir uçurumun kenarından döndü aslında. Anayasa Mahkemesi (AYM), AK Parti ile ilgili kapatma kararı verseydi bu, uzun yıllar telafi edilemeyecek zararlara yol açacaktı. Yargı darbesi denilen vahim kuşku doğru çıkacak, kamuoyunun beklentisinin aksine bir partinin faaliyetleri yasaklanacaktı.
Demokrasi tarihimize büyük bir ayıp, silinmez bir leke olarak girecekti kapatma cezası. Çünkü bahsi geçen parti, daha bir yıl önce neredeyse her iki seçmenden birinin oy verdiği partiydi. Halkın önemli bir kısmını da zan altında tutacak böyle bir kararın sadece Türkiye'de değil; dünyada da yankılanması Türkiye açısından negatif sonuçlar doğuracaktı. İslam dünyasında radikal söylemler güçlenecek, öteden beri demokrasiyi vahşi kapitalizmin oyuncağı sayan güçler 'demedik mi, demokrasi kuralları işlediğinde iktidar olmaya yürürseniz, kurumlar aracılığıyla sürece el konur ve böylece alaşağı edilirsiniz' diyecekti. Dünya kamuoyu ise Türkiye'deki demokrasinin lafta kaldığını, statükonun aldığı kurumsal tedbirlerle kendi hükümranlığını koruduğunu söyleyerek Türk demokrasisinin vesayet altında olduğunu savunacaktı.

AYM'nin şu anki kararı çok mu olumlu? Hayır. Ama kendine göre bir denge kurduğunu da göz ardı etmemek gerekiyor. Partiyi kapatmayarak dünyaya rezil olmamızın önüne geçildi. 'Kapansın' diye tezahürat yapan grupların da memnun ve mesrur edilmesini sağlayacak bir karara imza atıldı ki ayrıca iş bu noktaya geldikten sonra bundan daha pozitif bir karar verilemezdi. Daha açıkçası 'kapatılmayacak' demek suretiyle AK Parti'nin kapatılmasına karşı çıkanlar memnun edildi. 'Hazine yardımının yarısından mahrum edilecek' demek suretiyle de kapatılmasını isteyenler mutlu edildi.

AYM'nin kararından hemen sonra demagoji faslı açıldı. Kimine göre AK Parti esir alındı ve bundan sonra bu karar 'Demoklesin kılıcı' gibi iktidar partisinin başında sallanıp duracak. Kimine göre AYM üyeleri partiyi laiklik karşıtı odak olarak tanımladı ve iktidarın alanını sınırladı... Laf çok. Konuşanların bir kısmı da -maalesef- konuşmacı olmanın sorumluluğunu taşımıyor.

Aslında Türkiye topyekûn bir zincirleme kazanın eşiğinden döndü. Demokrasi, ekonomi, sosyal ahenk, ülkenin imajı, iç barış... Her şey kapatılma kararı üzerine altüst olacaktı.