Türkiye üç yıl önce girdiği gri listeden çıkıyor mu?

Kara Paranın Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu Türk yetkililerle kara para aklama ve yasa dışı finansmanla ilgili gelişmeleri görüşmek üzere bir dizi toplantı gerçekleştirdi. Grup, kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadelede Türkiye'nin performansının yetersiz olduğu gerekçesiyle 2021 yılında ülkeyi gri liste olarak adlandırılan listeye dahil etmişti.

Kara Paranın Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu (FATF) Türk yetkililerle Türkiye'nin gri listede kalmasına neden olan kara para aklama ve yasa dışı finansmanla ilgili gelişmeleri ele aldığı toplantılar yaptı.

Reuters'a göre iki kaynak, bu görüşmelerin FATF'ın önümüzdeki ay yayımlayacağı rapor öncesinde geçen hafta yapıldığını söyledi.

3 YIL ÖNCE TÜRKİYE LİSTEYE ALINMIŞTI
Uluslararası mali suçlarla mücadelede ülkelerin performanslarını değerlendiren FATF, kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadelede geride kaldığı için Türkiye'yi 2021 yılında gri liste olarak tabir edilen listeye almıştı.

Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Merkez Bankası (TCMB) konuya yönelik sorulara haberin yazıldığı sırada yanıt vermedi.

BAKAN AÇIKLAMIŞTI
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Şubat'ta yaptığı açıklamada, FATF ile Türkiye'yi gri listeden çıkarmak için teknik çalışmaları tamamladıklarını söylemişti. Şimşek, "Haziran ayında yapılacak yerinde denetim ile gri listeden çıkma süreci tamamlanmış olacak" demişti.

Birkaç gün süren toplantılar hakkında bilgi sahibi bir kaynak, "yerinde" yapılan ziyaretin Türkiye'nin kara para aklama ve terörizm finansmanıyla mücadele konusundaki ilerlemelerini değerlendirmek için yapıldığını belirtti.

Söz konusu kaynak, ekibin raporunun FATF'nin 28 Haziran'daki genel kurul toplantısında alınacak karara temel oluşturacağını ifade etti.

GRİ LİSTE NEDİR?
Mali Eylem Görev Gücü (Financial Action Task Force – “FATF”), 1989 yılında suç gelirlerinin aklanması, terörizmin finansmanı ve kitle imha silahlarının finansmanının önlenmesi amacıyla İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (Organization for Economic Co-operation and Development – “OECD”) tarafından kurulan bir organizasyondur.

Dünya genelinde 200’den fazla ülke FATF tavsiyelerine uyacağını taahhüt etmiştir. Türkiye de 1991 yılında FATF tavsiyelerini kabul ederek teşkilata üye olmuştur. Bu kapsamda, finansal ve finansal olmayan kuruluşlardan suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanının önlenmesiyle ilgili veri toplamak, şüpheli işlem bildirimlerini almak, analiz etmek ve gerektiğinde detaylı inceleme yapmak veya yaptırmak amacıyla 1997 yılında Maliye Bakanlığı bünyesinde Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (MASAK) kurulmuştur.

FATF, yılda üç kez suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanıyla mücadelede (Anti Money Laundering & Counter Terrorist Financing- AML/CTF) yetersiz kalan ülkeleri açıklamaktadır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda; ülkelerin kara para aklama, terörizmin finansmanı ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanı ile mücadelede eksiklikleri olduğu kanaatine varılması halinde; ilgili eksiklikleri iyileştirici aksiyonlar alarak gidereceğini taahhüt eden ülkeler “gri listeye” alınırken FATF tavsiyelerine uymayı kabul etmeyen ülkeler (İran ve Kuzey Kore) “kara listede” takip edilmektedir.

FATF tavsiyelerine uymayı kabul eden fakat taraf oldukları ticari faaliyetlerdeki işlemlerin mahiyetlerini detaylı bir şekilde ele alacak hukuki düzenlemeleri, yapısal reformları, izleme mekanizmaları yeterli olmayan ülkeler ise Gri Liste’de takip edilmektedir.

FATF Genel Kurulu, 21 Ekim 2021 tarihinde; içerisinde Pakistan, Suriye ve Güney Sudan’ın da bulunduğu gri listeye Türkiye’yi de alma kararı vermiştir.

Gri listeye alınan ülkeler; dış yatırım çekme sürecinde uluslararası otoriteler, kredi kuruluşları ve yatırımcılar nezdinde itibar kaybına uğramaktadır. Bu durum, ihracat ve ithalat ağı yüksek olan şirketlerin çeşitli yaptırımlarla ve ek yükümlülüklerle (detaylı durum tespit çalışmaları, denetim, sıkılaştırıcı tedbirler vb.) karşılaşması sonucu pazar paylarının daralmasına sebebiyet verebilecektir. Tüm bu etkenlerin sonunda ise, ilgili ülkelere sermaye akışı olumsuz etkilenebilecek olup hem finans sektörünün hem de reel sektörün likidite sıkıntısı yaşaması muhtemel olacaktır. Örnek vermek gerekirse, 2018 yılında gri listeye alınan Pakistan’dan bugüne kadar 35 dolar tutarında yabancı sermaye çıkışı gerçekleşmiştir.