Türkiye Sümela'nın hazinesinin peşine düştü!
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sümela Manastırı’na ait 100’e yakın olduğu bilinen ve paha biçilemeyen eserlerin peşine düştü. Bakanlık görevlileri kayıp eserlerin izlerini bir bir tespit ediyor. Kayıp eserler arasında, Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği bir haç ile “üzüm asma figürlerinin bulunduğu kapı” da yer alıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sümela Manastırı’nın hazinelerinin izini sürmek için akademisyenlerden oluşan bir ekip iz sürdü.
Bu kapsamda Trabzon’dan başlayıp İstanbul, Yunanistan, İrlanda, İngiltere ve ABD’ye kadar uzanan müzeleri, koleksiyoncu ve üniversiteleri ziyaret eden akademisyenler, elde ettikleri bilgi ve belgeleri karşılaştırdı, Sümela’ya ait madeni eserlerden yazmalara ve dini kıyafetlere kadar geniş bir koleksiyonun var olduğunu belirledi.
Milliyet'ten Önder Yılmaz'ın haberine göre, eserler arasında, değeri milyonlarla ölçülemez; Trabzon İmparatoru III. Aleksios’un 1364’te tahta çıkan oğlu III. Manuel Komnenos’a hediye ettiği paha biçilemeyen Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği bir haç ile ABD askerlerinin 1950’lerdeki NATO görevi sırasında yurt dışına çıkardıkları öne sürülen, “üzüm asma figürlerinin bulunduğu kapı” da yer alıyor.
77 ESER AYASOFYA’DA
Trabzon Maçka’daki Altındere Vadisi’ndeki sarp kayalıklar üzerindeki Sümela Manastırı’nın kayıp hazineleri kısa bir süre önce TBMM gündemine gelmiş, CHP Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya, konuyu bir soru önergesiyle tartışmaya açmıştı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, TBMM’ye gönderdiği yazıda, “Anadolu’daki en önemli manastırlardan biri olan Sümela Manastırı’na ait olduğu tespit edilen 77 adet eserin” bakanlık kayıtlarında olduğunu kaydetti. Ersoy, “Sümela Manastırı’na ait 77 adet eser, bakanlığımıza bağlı Ayasofya Müzesi Müdürlüğü ikona ve kilise eşyaları envanter defterine kayıtlı olup halen Ayasofya Müzesi Müdürlüğü’nde muhafaza edilmektedir” dedi.
Ersoy, yurtdışına kaçırıldığı tespit edilen Türkiye kökenli kültür varlıklarının iadesi amacıyla gerekli girişimlerde bulunulduğunu belirtirken, “Çalışmalar titizlikler sürdürülüyor. Sümela Manastırı’yla ilişkili olabileceği değerlendirilen eserler hakkında da köken araştırmaları, uluslararası anlaşmalar ile ülkemizin ve muhatap ülkelerin ilgili mevzuatı çerçevesinde sürdürülmektedir” ifadesini kullandı.
SÜMELA’DA KAZI YOK
Ersoy, Sümela Manastırı’nda tartışma konusu olan kazı konusunda ise, “gerçekleştirilen arkeolojik bir kazı bulunmamakla birlikte bugüne dek yapılan restorasyon çalışmalarında bir kültür varlığı da açığa çıkmamıştır”değerlendirmesinde bulundu.
Restorasyon çalışmaları kapsamında ziyaretçilerin güvenliği için kaya ıslahının da projelendirildiğini dile getiren Ersoy, “Maya yüzeylerinde tespit edilen ve tarama gerçekleştirilerek yapılan çalışmalarla ziyaretçiler için doğabilecek olan kaya düşmesi tehlikelerinin önlenmesi amaçlanmıştır. Onaylanan söz konusu projeler doğrultusunda yürütelen 1. etap güçlendirme ve restorasyon çalışmaları tamamlanarak ziyaretçiler için güvenli ortam sağlanması suretiyle manastır ziyarete açılmıştır” dedi.
KAYITTAKİ ESERLER
1 Mart 1925’te dönemin Milli Eğitim Bakanı Şükrü Saraçoğlu tarafından Başbakanlık’a gönderilen yazıda manastırda bulunan ve kayıt altına alınan eserler şöyle:
- Bir adet altın yaldızlı hızmayla kaplanmış bir taç.
- Bir sandık içinde gümüşle altın yaldızlı, üzerinde Rusça yazılı mine ve taşlarla süslenmiş tabak takımı.
- 125 g. ağırlığında etrafı yeşil taşlarla süslü, etrafı işlemeli haç ve ayağı.
- 350 g. ağırlığında altın yaldızlı gümüş ayaklı kupa.
- Sekiz adet üçer kilo ağırlığında yedi parça kupayla birlikte kaşık takımı.
- İki adet 250 kg. ağırlığında kilise şeklinde kahve şeker kutuları.
- Bir kilo 600 g. ağırlığında gümüş sini.
- Bir kg. ağırlığında yedi parça gümüş tepsi, çok sayıda el yazması kitap.