Türkiye-AB ilişkileri

- AB Bakanı Çelik:- "Türkiye ile rekabet ilişkisi değil, eşitler arası ilişki vardır ve vize serbestisindeki kriterler bakımından çifte standart olmamalıdır. Çok yönlü terör saldırısıyla karşı karşıyayken terörle mücadele kanununda değişiklik yapmamızın beklenmesi gerçekçi bir yaklaşım olamaz"

ANKARA (AA) - Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, AB ile Türkiye arasında eşitler arası ilişki olduğuna dikkati çekerek, "Vize serbestisindeki kriterler bakımından çifte standart olmamalıdır. Çok yönlü terör saldırısıyla karşı karşıyayken terörle mücadele kanununda değişiklik yapmamızın beklenmesi gerçekçi bir yaklaşım olamaz." ifadesini kullandı.

Twitter hesabından Türkiye-AB ilişkileriyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Çelik, Türkiye ve AB arasında göç krizi ile beraber yeni bir zemin ortaya çıktığını ve ilişkilerin yeni bir ivme kazandığını ifade ederek, dönüm noktasının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 5 Ekim 2015’te Brüksel’e yaptığı ziyaret ve bu ziyaretin ardından düzenlenen zirveler olduğunu belirtti.

Düzensiz göçle mücadele, vize muafiyeti, geri kabul anlaşması ve gönüllü yerleştirmenin hayata geçirilmesi için bir paketin ortaya çıktığını kaydeden Çelik, "Paketteki unsurlardan birinin gözardı edilmesi anlaşmanın özelliğinin korunmasına aykırı olacaktır. Göç konusunda "1'e 1" uygulaması, vize muafiyeti, geri kabul anlaşması ve gönüllü yerleştirme uygulaması tek bir dosyadır. Dolayısıyla, vize serbestisi, geri kabul anlaşması ve gönüllü yerleştirme birbirinden bağımsız değerlendirilemez." görüşünü paylaştı.

Çelik, göç krizi konusunda Türkiye ve AB'nin ortak akılla hareket ettiğine işaret ederek, aynı akıl ve ortak eylem iradesinin vize serbestisinde de devam etmesi gerektiğini vurguladı.

Bakan Çelik ayrıca şunları kaydetti:

"Türkiye ile rekabet ilişkisi değil, eşitler arası ilişki vardır ve vize serbestisindeki kriterler bakımından çifte standart olmamalıdır. Çok yönlü terör saldırısıyla karşı karşıyayken terörle mücadele kanununda değişiklik yapmamızın beklenmesi gerçekçi bir yaklaşım olamaz. Hükümetlerimiz özgürlük-güvenlik dengesi konusunda her zaman hassas olmuştur. Bu siyasi programımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Esas olan özgürlük ve güvenlik dengesinin korunması ve güvenlik ihtiyaçlarının demokrasiyi boğacak bir güvenlikçiliğe dönüşmemesidir.

Hükümet programlarımız her zaman AB reformlarını yerine gerçekleştirme konusunda güçlü bir iradeye sahip oldu ve olmaya da devam ediyor. Önemli olan yeni yollar bularak, Türkiye-AB ilişkisinin daha da güçlenerek ilerlemesini sağlamaktır."