TÜRK MİLLİ TAKIMI ŞİKE YAPTI MI?

İsmail Uyanık'ın 'Milli Takım şike yaptı' sözünü, Ahmet Çakar öteye taşıdı: 'Moldova'ya para gittiğini biliyorum.' Otoriteler ne dedi?

Türk spor tarihinin en önemli şike soruşturması nedeniyle Türkiye’deki futbol ortamının hali malum. Karar aşamasının yaklaştığı şu günlerdeyse adeta eski defterler yeniden açılıyor. Bu süreçte en cüretkâr açıklamayı eski Samsunspor Başkanı İsmail Uyanık, son olarak 25 Temmuz’da gazetemizde Ezgi Başaran’a verdiği mülakatta yapmıştı: “Milli Takım maç kazansın diye, rakip takıma, maçın hakemine para gönderildiğini biliyorum.” Uyanık, söz konusu söyleşide başarısız olduğu şike girişimlerini de anlatmıştı. Ahmet Çakar da önceki gün Taraf gazetesinden Bilgehan Uçak’a, Milli Takım düzeyindeki şike konusunda bir adım ileri giden açıklamalar yaptı: “Moldova’ya ‘resmi kanallarla’ para gönderildiğini biliyorum.”

Bu açıklamalar sonrası, ‘güzel oyun’un hep söylenegelen ‘kötü’ kısımlarının Milli Takım düzeyindeki iddialarıyla da tanışmış olduk. Futbol uzmanlarına bütün Milli Takımları göz önüne alarak ulusal maçta şike olup olamayacağını sorduk...

Hıncal Uluç: ‘Bal gibi olmuştur ama hatır şikesi’ Biliyorum, gördüm, duydum diyenlerin o zaman bu olaya şahit oldukları anda bunu neden söylemediklerini merak ediyorum. Milli Takım dünyasında neler olduğunu gören birisi olarak, şike olmamıştır diyemem, bal gibi olmuştur. 1982 Dünya Kupası’nda Almanya ve Avusturya’nın el ele Cezayir’i nasıl elediğini gördüm. Milli Takım seviyesinde ancak hatır şikesi olur. Çünkü rakip takımdan bir oyuncuyu yahut mücadelenin hakemini bağladığınız zaman bunun ortaya çıkma ihtimali oldukça yüksek.

‘Ali Şen bizi kandırdı’
Ama artık hatır şikesinin yapılması bile zor. Marka değeri denen şeyi bahisler ve televizyon yayınları oluşturuyor. Olası bir şike durumunda bunlarda azalma olunca hem marka değeri hem de FIFA’nın gelirleri düşüyor. Bu yüzden artık FIFA bu olaya son derece tavizsiz bakıyor.

Bizzat tanık olduğum bir olayı da anlatayım: 1990 Dünya Kupası’na katılma yolunda en önemli maçımızda Sovyetler Birliği deplasmanına Simferopol’a gittik. Öyle ki kazansak Dünya Kupası vizesi alabiliriz. Gazetecilerle Ali Şen aynı otelde kalıyordu. Şen, maç gününe kadar her yemekte bize “Merak etmeyin, hakemleri bağladım” şeklinde ‘müjde’ veriyordu. Buna 50 kişi şahittir. Ertesi gün maç başladı, bir baktık hakemin hiç satın alındığı falan yok ve 1-0 gerideyiz. O zamanlar samimiydim Ali Şen’le, kalktım yanına gittim ve “Baba hani bağlamıştın ne oldu” diye sordum, bana “Hıncalcım ben ne yapayım? Takım 18’in içine giremiyor. Girse hakem penaltı verecek!” dedi. Maç 2-0 bitti ve biz Dünya Kupası’na gidemedik.

Mehmet Demirkol: ‘Neden olmasın?’ Şikeyi takımlar yapmaz, insanlar yapar. Milli Takım ve Federasyon’un başında da insanlar bulunuyor. İnsanlar şike yaptığına göre bu mevkie gelen kişiler de gayet tabii şike yapabilir. Benzeri futbol değil basketbolda da senelerce konuşuldu. İkinciolduğumuz Eurobasket 2001 için ‘dalavere’ler çevirdiğimiz İspanyollar tarafından iddia edilirken bizde bu reddedilmemişti.

Attila Gökçe: ‘Şikenin varlığına çeşitli maçlarla inandık’ “Dünya Kupaları’nda bile şike yapıldığına inandık. 1982 Almanya-Avusturya, 1978 Arjantin-Peru maçları gibi örnekler oldu. Bunlar olmayacak şeyler değil. Başka zamanlarda da, Dünya Kupası dışındaki maçlarda, iki ülke arasında zihinlerde tasarlanmış maçların oynandığını düşünüyorum. Biliyorum veya gördüm demiyorum. Tanıklık etme durumum olmadı.” Hıncal Uluç’un hatırlattığı 1987 SSCB-Türkiye maçında Attila Gökçe de kafiledeymiş: “Ali Şen o dönem bir spor adamı olarak geldi ve maç ortamının oluşturduğu havayla popülist bir hareket yaptı. Ruslarla para pazarlığı yaparak maç bağlayamazsınız. Böyle olaylarda para, 4, 5 veya 6. sırada gelir.”

Para dışındaki durumu sorunca konu hatır şikesine geliyor: “Hatır şikesi olayına katılıyorum. İki ülke arasındaki ilişkilerle bağlantılı olarak hatır şikesi de olabilir. Mesela ben Şampiyonlar Ligi elemesinde, Türkiye’nin kendisini uluslararası alanda tanıyan ilk ülke olmasının hatrına Türk takımının zorlanmadan kazandığını biliyorum. Maç satma demeyelim de spor olarak yol vermesi diyelim. Zaten direnseler de sonuç pek farklı olmayabilirdi.”

Şampiyonlar Ligi notu: Attila Abi’nin söylemediği maçı araştırınca, Slovenya’nın bağımsızlığını ilk tanıyanın Türkiye olmasından ötürü Beşiktaş-Maribor Branik Şampiyonlar Ligi ön eleme mücadelesi olabileceğine kanaat getirdik. Dostluk görüntüleri yaşanan maçı 3-1 Siyah-Beyazlılar kazanmıştı.

Radikal