"TÜRK MEDYASINDA KÖŞELERİ TUTMUŞ PİRANHALAR VAR"!..TAHA KIVANÇ'I SİNİRLENDİREN NE OLDU?..
Taha Kıvanç, medyadan bir kesimi 'Piranha cemaati' olarak tanımladı ve 'Piranha, yani 'kan içici balık' benzetmesi yaparken mübalağa etmiyorum" dedi...
Piranha Cemaati
Yıllar, yıllar önceydi. Şimdilerde Doğan grubunun önemli gazetelerinden birinin başyazarı ünlü bir gazeteci, "Yeni elden geçirdiğim daireme yakında taşınıyorum; taşındığım gece okuyup dua edecek bir dinadamı tavsiye edebilir misin?" diye bana sormuştu. Yeni eve duayla taşınma uygulaması garibime gitmişti, ama yine de sevindim. Sonradan dairesine duasız taşındığını öğrendim ünlü yazarın...
Nur Vergin'in "Dindarlara baskı yapılıyor" tezini Ertuğrul Özkök beğenmedi. Aynı koroya katılan başkaları da, Özkök gibi, "Hayır, bizim ülkemizde böyle şey olmaz" iddiasındalar...
Biri şöyle yazdı: "Herkes Vergin'in, 'Yıllar önce yeni bir eve taşınmıştım. Kur'an okutmak istedim. Fakat sonra 'Komşular ne der' diye düşünerek vazgeçtim' şeklindeki sözlerini tartışıyor... Nur Hoca, Türkiye'de değil de Mars'ta yaşıyor olmalı... / Çünkü ben bu ülkede sosyal statüsü ne olursa olsun; cenazesinde, sünnetinde Kur'an-ı Kerim okunmayan tek hane bile bilmiyorum... / Halkımız bu tür olaylarda Kur'an okutanlara değil, okutmayanlara garip gözle bakar!"
Bence bu konuda hakemlik görevi, Doğan Medya Grubu Yayın Kurulu üyesi de olan Milliyet başyazarı Güneri Civaoğlu'na verilmeli. Şimdiden ilân ediyorum: Güneri Bey, "Hayır, yeni evine taşınan birinin bunu dualarla yapmasını engelleyecek bir mahalle baskısı yok" derse, bu tartışma benim açımdan bitmiş sayılacaktır.
Son zamanlarda giderek yaygınlaşan bir modanın farkındasınız: Çerçevesini birkaç 'pop sosyolog'un çizdiği 'siyaseten doğru' kalıpların dışına çıkan değerlendirmeler yapan biri görüldü mü, Türk medyasında köşeleri tutmuş piranhaların hep birden o kişinin üzerine saldırıyorlar.
İnsanı söylediğine de söyleyeceğine de pişman edecek bir üslupla hem de...
Prof. Nur Vergin dünyada da ismi duyulmuş saygın bir sosyolog; en iyi üniversitelerde okumuş, ciddi kitaplar yayımlamış, görüşlerine kulak verilen biri. Öyle zırt fırt konuşanlardan da değil. Kırk yılda bir Vatan'dan Mine Şenocaklı ne söyleyeceğini merak edip kendisine mikrofon tutmuş da biriktirdiği tepkileri ve güncel olaylar konusundaki görüşleri herkes tarafından bilinir hale geldi.
Uzun konuşmasının bir yerinde "Türkiye Malezyalaşmaz diyemem" dediği için Hürriyet'in yere göğe koyamadığı bir başka sosyologu hatırlayacaksınız: Şerif Mardin. Şerif Hoca o mülâkatta aslında dikkate değer başka önemli tespitlerde bulunmuştu; onlar ihmal edildi, varsa yoksa 'Malezya' gündemi işgal etti. Şimdi de aynı şey oluyor: Prof. Nur Vergin'in dört güne yayılan Vatan mülâkatının her bölümü tartışmayı hak ediyor; oysa Ertuğrul Özkök sayesinde o da tek maddeye indirgeniverdi.
Adnan Şenses bir zamanlar Tayyip Erdoğan için birkaç güzel söz söyledi diye, sonradan MHP'ye oy vereceğini açıklamasına rağmen, 'siyaseten doğrucu takım' tarafından mahkûm edildi. Adam şimdi gideceği yere dedesinin İstiklal madalyasını götürüyor, yine yaranamıyor.
Osman Yağmurdereli ise Ak Parti'den milletvekili olmakla kendini piranha cemaatinin insafına tek etmiş oldu zaten. Ne zaman ağzını açsa birileri derhal kapatmaya koşuyor. Bir tek köşe yazarı değil; medyada ne kadar piranha varsa hepsi birden...