TÜRK FUTBOLUNUN YENİ YILDIZI ARDA NEDEN FORMASINI ŞORTUNUN İÇİNE SOKMUYOR!.. YOKSA ARDA DA AĞABEYİ GİBİ MÜRİT Mİ OLDU!..

Hakan Şükür, gençleri zehirleyen bir sarmaşık gibi. Tavlayabildiklerini kendi çemberine alıyor, yaşamlarını belirliyor. Mesela Sabri, onunla abi-kardeş ilişkisine girince namaza başladı. Mesela Arda neden şortunu formasının içine sokmuyor!..


Yeni Turkcell reklamlarında Galatasaraylı Arda Turan bir profesyonel gibi rol yapıyor, dahası izleyen herhangi birinin sempatisini kazanmaması da olanaksız. 'İyi çocuk' denir ya, tam öyle bir görüntüsü var. Ama düşünmeden de duramıyorum: Acaba tamamı rol mü?

Reklamlar kurgu olduğuna göre, milli maç öncesi annesinden telefon beklerken titreyen ürkek oyuncu sadece bir imaj, bir senaryo başarısı, rol icabı mı? Kısacası, Arda gerçekten o kadar masum biri mi, yoksa değil mi?

Açıkçası yüz hatlarından nasıl biri olduğunu çıkarmak zor. Zaman zaman kaba, sert ifadelere sahip oluyor. Aniden dönüyor, meleksi bir yüz yaratıyor. İkisi birden mi, oyunculuk yeteneği mi?

ÖRNEĞİ HAKAN ŞÜKÜR

Geçenlerde Cengiz Semercioğlu Arda Turan'ın taklit yeteneğinden endişe duyduğunu yazdı. Hiç de haksız bir kaygı değil. Taklit başka birçok problemle eşdeğer zira; bir futbolcu taklit yapıyorsa, bu aksayan başka yönlerinin olduğunun da garantisi adeta. Ya da en azından geçmiş tecrübeler bize hep bunu gösterdi. Hakan Şükür ve Alpay örneklerinde olduğu gibi...

Ne büyük tesadüf ki Arda'nın örnek aldığı iki futbolcudan biri de Hakan Şükür. Ona ağabeylik yapıyormuş. Genç bir futbolcuya Hakan Şükür gibi bir kılavuz ne derece yardımcı olur; herhalde sadece bana ait bir şüphe değil bu. Zira Hakan Şükür her ne kadar futbolda başarılı biri olsa da, bu ülkede yıllardır taraflı tarafsız pek çok kişinin nefret etme konusunda uzlaştığı biri.

Mesela ben bir türlü Turkcell reklamlarındaki sempatik Arda'yla Hakan Şükür'ün ağabeylik yaptığı Arda'yı bağdaştıramıyorum. Birinden biri sahteymiş gibi geliyor bana. Reklamlarda masum bir Arda var. Ama Hakan Şükür'le arkadaşlık yapan hiç kimse masum olamaz, bir de bu gerçek var.

Hakan Şükür, adeta gençleri zehirleyen bir sarmaşık gibi. Aradan tavlayabildiklerini kendi çemberine alıyor, onların yaşam alanlarını belirliyor. Mesela Sabri, onunla abi-kardeş ilişkisine girdikten sonra namaza başlıyor. Adeta İtalyan mafyası gibi, gençleri etrafına alıp onlara meşru olmayan kalkanlar örüyor. Kendisine biat etmeyenlerin ise işi zor. Yıllardır, saha içinde onun istemediği futbolculara top verilmemesini sağladığı da konuşulur.

Arda hakkında şüphe duyan tek kişi ben değilim herhalde. Çıkış noktaları farklı olsa da, pek çok yerden ona yönelik eleştiriler yükseliyor. Dün, Hıncal Uluç'un yazısı çok önemliydi mesela. En kapsamlı yazıydı; ilk kurşunu sıkmış oldu. Bundan böyle Arda için masalsı günler yok, demek.

O DA 'MÜRİT' OLMAZ

Ona yönelik en ilginç eleştirilerden biri ısrarla formasını şortunun içine sokmaması. Hakemler ceza vermedikçe Arda bu rahatlığa daha çok alışıyor, dahası mesele yapılmasını da anlayamadığını söylüyor.

Oysa, futbolun da kendine özgü bir giysi kodu var. Nasıl ki bazı yerlere gitmek için koyu renk takım elbise, smokin zorunluysa yeşil sahada da formayı şortun içine sokma şartı konmuş. Son derece basit ve estetik bir kural. Dahası, şort içindeki formanın insana nasıl bir rahatsızlık vereceğini anlamak da güç.

Arda'nın forma tepkisinin dayandığı sağlam bir temel, bir anarşik isyan, haklı bir başkaldırı da yok. Gerekçe şu: 'Rahat edemiyorum.' Böylesi zayıf bir gerekçeye karşı da 'O zaman rahat etmeyi öğren' demek kolaylaşıyor.

Ama Arda'nın bunda direnmesi başka şeylerin de göstergesi olabilir. Bugün formasını şortunun içine sokmayan, yarın öbür gün yine kuralları kendisine uyg