TÜRK DİZİLERİ YUNANİSTAN'I FETHETTİ!
Sıla, Muhteşem Yüzyıl gibi Türk dizileri Yunanları adeta bir mıknatıs gibi ekran başına çekiyor.
“Üzgünüm ama şimdi konuşamam, ’Muhteşem Süleyman’ başlıyor!” Atinalı Vicky Bechraki, arkadaşlarıyla telefonlaştığında bu sözü giderek daha sık duyduğunu söylüyor. 40 yaşındaki Yunan mimar başlangıçta Türk dizilerini kaçırmayan arkadaşları, kardeşleri ve anne-babasıyla dalga geçtiğini, ancak bir süre sonra kendisinin de bu furyadan etkilenip, ekran başına kilitlendiğini anlatıyor. Bechraki, Kanuni Sultan Süleyman ile Hürrem Sultan’ın arasındaki entrikalarla çevrili tutkulu aşkın anlatıldığı Muhteşem Yüzyıl dizisini bir yıldır takip ettiğini söylüyor. Yunan mimara göre, Türk dizileri Yunan yapımlardan oldukça farklı:
“Prodüksiyon, benzeri Yunan dizilerinden çok daha iyi. Şunu da unutmamak gerek. Yunan televizyon kanalları şu an sadece Yunan dizilerinin tekrarlarını gösteriyor. Bazıları 1985 yılından kalma. Hep aynı hikayeleri izlemek hiç ilginç değil benim için. Türk dizileri yeni bir şey sunuyor.”
Türk dizileri prime-time’da
Türk dizilerinin popüler olması Yunanistan’daki ekonomik krizin başlangıcına denk geldi.
Türk dizileri Yunan medya pazarı için yeni ve sevilen bir ürün. İlk Türk dizisi 2005 yazında MEGA TV kanalında yayınlandı. Türkiye’de Yabancı Damat, Yunanistan’da Aşkın Sınırı adıyla yayınlanan dizide bir Türk kızıyla Yunan erkeğinin aşk hikayesi üç yıl boyunca Yunanistan’da büyük ilgiyle izlendi. 2010 yılında ANT1-TV kanalı Binbir Gece dizisini yayınlamaya başladı ve ardından Türk dizileri patlaması yaşandı. Ülkenin eğlence programı ağırlıklı üç büyük kanalı MEGA, ANT1 ve ALPHA o zamandan beri ana yayın kuşağında sadece Türk dizilerine yer verir oldular.
Türk dizilerinin Yunanistan’ı fethinde ekonomik kriz de önemli bir etken. Türk dizilerinin yaşadığı patlama, 2010 yılında Yunanistan’daki ekonomik krizin başlangıcına denk geldi.
“Athinorama” dergisinden televizyon eleştirmeni Nikos Vulalas, süreci şöyle özetliyor: “Büyük televizyon kanalları 2010 yılında ilk ciddi malî sıkıntıları hissetmeye başladılar. Yeni dizi çekecek para kalmamıştı. Türk dizilerinin fiyatı çok daha uygun. Bir bölümü 5 bin euroya satın alabiliyorsunuz. Üstelik oldukça yüksek reyting oranlarına ulaşıyorsunuz. Genelde yüzde 40’ın üstünde reyting alınıyor. Dolayısıyla üç büyük eğlence kanalı kitlesel olarak Türk dizilerine yer vermeye başladı.”
’Erdoğan’ın gizli silahı’
Türk dizilerinin başarısı Yunanistan ile sınırlı değil. Türk şirketler geçtiğimiz yıl sadece yayın hakları satışından 70’i aşkın ülkede 100 milyon doların üzerinde ciro yaptı. Türk dizileri kârlı bir ihraç malı haline geldi.
Ancak sadece ekonomik değil, siyasî açıdan da başarılılar. İngiliz haber dergisi Time da bir süre önce işin politik yönüne dikkat çekerek Türk dizilerini “Erdoğan’ın gizli silahı’ olarak nitelendirmişti. Gazeteci ve televizyon eleştirmeni Sina Koloğlu da Türk hükümetinin yerli dizilerin potansiyelinin farkında olduğunu ve bunu kullanmak istediğini belirtiyor. Koloğlu bunun her ülke için geçerli olduğuna dikkat çekerek, "Bunu çok anormal karşılamıyorum. İşin gidişatı bu. Kültürün ihraç edilmesi" diyor.
Kültür Bakanlığı desteği
İngiliz haber dergisi Time, Türk dizilerini “Erdoğan’ın gizli silahı’ olarak nitelendirmişti.
Kültür Bakanlığı da yurtdışında Türkiye’nin imajına katkı için yerli dizilere destek hazırlığında. Ancak malî desteğin aile değerlerine uygunluk gibi bazı önkoşullara bağlı olacağı ifade ediliyor. Örneğin yurt içi ve yurt dışında yoğun ilgi gören Muhteşem Yüzyıl dizisi bu kategoriye girmiyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dizinin tarihî gerçekleri yansıtmadığı eleştirisinde bulunmuş, hatta yasal adımlar atma konusunda gözdağı vermişti. Sina Koloğlu, Kültür Bakanlığı’nın vereceği destekte Türk aile yapısı gibi değerlerin göz önünde bulundurulacağına, içki, sigara, gayrimeşru ilişki gibi unsurların dizilerden ayıklanabileceğine dikkat çekerek, Türkiye’deki dizilerin genel yapısının gelecek yıllarda değişebileceğini belirtiyor.
’Türk propagandası’
Şu an Yunanistan’da altı Türk dizisi yayınlanıyor. Ama buna karşı olanlar da var. Bazı işsiz Yunan oyuncular verdikleri mülakatlarda bu tür düşük maliyetli prodüksiyonların işlerini ellerinden aldığı şikayetinde bulunuyor. Dimokratia gazetesi, Muhteşem Yüzyıl dizisini yayınlayan ANT1 kanalına reklam vermeyi durdurdu. Gerekçesi ise dizinin ‘Yunanistan’daki 400 yıllık Osmanlı işgalini zararsız bir şeymiş gibi gösterdiği’ iddiası. Ünlü besteci Mikis Theodorakis de geçtiğimiz eylül ayında yayımladığı açık mektupta Türk dizilerine yönelik endişesini dile getirerek “Yunan televizyon kanallarının utanmadan, Türk propagandasının kendilerine sunduğu her tür ucuzluğu yayınlama yönündeki kışkırtıcı tutumu maalesef çok az kişiyi endişelendiriyor gibi görünüyor” demişti.
Yunan izleyici ise bu tür uyarılara pek kulak asmıyor. Türk dizileri hâlâ büyük ilgi görüyor. Yunan televizyon eleştirmeni Nikos Vulalas biraz daha rahat olmak gerektiğini belirtiyor ve “Sonuçta tüm bunların zararsız bir eğlencelik olduğunu herkes anlayacak. Bir Yunan dizisi Türkiye’de yüksek reyting alsa Yunanlar çok memnun olur. Sonuçta şu an olan, sadece bunun tersi” diye konuşuyor.
Vicky Bechraki’nin yine acele eve gitmesi gerekiyor. Birazdan Muhteşem Yüzyıl başlayacak. Kaçırmak istemiyor. Çünkü diziler, genç kadına iki yıldır işsiz olduğunu en azından bir süreliğine unutturabiliyor.
“Prodüksiyon, benzeri Yunan dizilerinden çok daha iyi. Şunu da unutmamak gerek. Yunan televizyon kanalları şu an sadece Yunan dizilerinin tekrarlarını gösteriyor. Bazıları 1985 yılından kalma. Hep aynı hikayeleri izlemek hiç ilginç değil benim için. Türk dizileri yeni bir şey sunuyor.”
Türk dizileri prime-time’da
Türk dizilerinin popüler olması Yunanistan’daki ekonomik krizin başlangıcına denk geldi.
Türk dizileri Yunan medya pazarı için yeni ve sevilen bir ürün. İlk Türk dizisi 2005 yazında MEGA TV kanalında yayınlandı. Türkiye’de Yabancı Damat, Yunanistan’da Aşkın Sınırı adıyla yayınlanan dizide bir Türk kızıyla Yunan erkeğinin aşk hikayesi üç yıl boyunca Yunanistan’da büyük ilgiyle izlendi. 2010 yılında ANT1-TV kanalı Binbir Gece dizisini yayınlamaya başladı ve ardından Türk dizileri patlaması yaşandı. Ülkenin eğlence programı ağırlıklı üç büyük kanalı MEGA, ANT1 ve ALPHA o zamandan beri ana yayın kuşağında sadece Türk dizilerine yer verir oldular.
Türk dizilerinin Yunanistan’ı fethinde ekonomik kriz de önemli bir etken. Türk dizilerinin yaşadığı patlama, 2010 yılında Yunanistan’daki ekonomik krizin başlangıcına denk geldi.
“Athinorama” dergisinden televizyon eleştirmeni Nikos Vulalas, süreci şöyle özetliyor: “Büyük televizyon kanalları 2010 yılında ilk ciddi malî sıkıntıları hissetmeye başladılar. Yeni dizi çekecek para kalmamıştı. Türk dizilerinin fiyatı çok daha uygun. Bir bölümü 5 bin euroya satın alabiliyorsunuz. Üstelik oldukça yüksek reyting oranlarına ulaşıyorsunuz. Genelde yüzde 40’ın üstünde reyting alınıyor. Dolayısıyla üç büyük eğlence kanalı kitlesel olarak Türk dizilerine yer vermeye başladı.”
’Erdoğan’ın gizli silahı’
Türk dizilerinin başarısı Yunanistan ile sınırlı değil. Türk şirketler geçtiğimiz yıl sadece yayın hakları satışından 70’i aşkın ülkede 100 milyon doların üzerinde ciro yaptı. Türk dizileri kârlı bir ihraç malı haline geldi.
Ancak sadece ekonomik değil, siyasî açıdan da başarılılar. İngiliz haber dergisi Time da bir süre önce işin politik yönüne dikkat çekerek Türk dizilerini “Erdoğan’ın gizli silahı’ olarak nitelendirmişti. Gazeteci ve televizyon eleştirmeni Sina Koloğlu da Türk hükümetinin yerli dizilerin potansiyelinin farkında olduğunu ve bunu kullanmak istediğini belirtiyor. Koloğlu bunun her ülke için geçerli olduğuna dikkat çekerek, "Bunu çok anormal karşılamıyorum. İşin gidişatı bu. Kültürün ihraç edilmesi" diyor.
Kültür Bakanlığı desteği
İngiliz haber dergisi Time, Türk dizilerini “Erdoğan’ın gizli silahı’ olarak nitelendirmişti.
Kültür Bakanlığı da yurtdışında Türkiye’nin imajına katkı için yerli dizilere destek hazırlığında. Ancak malî desteğin aile değerlerine uygunluk gibi bazı önkoşullara bağlı olacağı ifade ediliyor. Örneğin yurt içi ve yurt dışında yoğun ilgi gören Muhteşem Yüzyıl dizisi bu kategoriye girmiyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dizinin tarihî gerçekleri yansıtmadığı eleştirisinde bulunmuş, hatta yasal adımlar atma konusunda gözdağı vermişti. Sina Koloğlu, Kültür Bakanlığı’nın vereceği destekte Türk aile yapısı gibi değerlerin göz önünde bulundurulacağına, içki, sigara, gayrimeşru ilişki gibi unsurların dizilerden ayıklanabileceğine dikkat çekerek, Türkiye’deki dizilerin genel yapısının gelecek yıllarda değişebileceğini belirtiyor.
’Türk propagandası’
Şu an Yunanistan’da altı Türk dizisi yayınlanıyor. Ama buna karşı olanlar da var. Bazı işsiz Yunan oyuncular verdikleri mülakatlarda bu tür düşük maliyetli prodüksiyonların işlerini ellerinden aldığı şikayetinde bulunuyor. Dimokratia gazetesi, Muhteşem Yüzyıl dizisini yayınlayan ANT1 kanalına reklam vermeyi durdurdu. Gerekçesi ise dizinin ‘Yunanistan’daki 400 yıllık Osmanlı işgalini zararsız bir şeymiş gibi gösterdiği’ iddiası. Ünlü besteci Mikis Theodorakis de geçtiğimiz eylül ayında yayımladığı açık mektupta Türk dizilerine yönelik endişesini dile getirerek “Yunan televizyon kanallarının utanmadan, Türk propagandasının kendilerine sunduğu her tür ucuzluğu yayınlama yönündeki kışkırtıcı tutumu maalesef çok az kişiyi endişelendiriyor gibi görünüyor” demişti.
Yunan izleyici ise bu tür uyarılara pek kulak asmıyor. Türk dizileri hâlâ büyük ilgi görüyor. Yunan televizyon eleştirmeni Nikos Vulalas biraz daha rahat olmak gerektiğini belirtiyor ve “Sonuçta tüm bunların zararsız bir eğlencelik olduğunu herkes anlayacak. Bir Yunan dizisi Türkiye’de yüksek reyting alsa Yunanlar çok memnun olur. Sonuçta şu an olan, sadece bunun tersi” diye konuşuyor.
Vicky Bechraki’nin yine acele eve gitmesi gerekiyor. Birazdan Muhteşem Yüzyıl başlayacak. Kaçırmak istemiyor. Çünkü diziler, genç kadına iki yıldır işsiz olduğunu en azından bir süreliğine unutturabiliyor.