Türk dizileri için Türkçe öğreniyorlar! Araplar yasak dinlemedi

Arap dünyasının en büyük medya grubu MBC’nin geçen martta Türk dizilerine getirdiği yasak geri tepti.

Katar’daki Northwestern Üniversitesi’nden Yard. Doç. Dr. Miriam Berg’ün araştırması, yasakların işe yaramadığını gözler önüne serdi. Berg, Türk dizilerinin hayran sayfalarından ulaştığı, 18-50 yaş arası 300 kişiyle internet üzerinden anket yaptı. Anket, özellikle son aylarda yasağa direniş gösterildiğini kanıtladı. Berg, araştırmayla ilgili şu bilgileri verdi: “İzleyiciler televizyondan erişemediği dizileri online platformlarda izlemeye başladı. İngilizce ya da Arapça altyazılı dizibulabilenler onları izliyor. Ancak çoğu, Türk televizyon kanallarının internet sitelerine giderek dizileri Türkçe takip ediyor, hatta bunun için Türkçe öğrenmeye başlayanlar var.”

Berg’e göre yasak tam da bu nedenle geri tepti: “Araplar hâlâ Türkiye hakkında çok olumlu düşüncelere sahip. Aslına bakarsanız düşünceleri olumludan, çok olumluya döndü. Öyle ki Türk dizilerine yasağın adaletsiz olduğunu, eğlenceyle siyasetin birbirine karıştırılmaması gerektiğini düşünüyorlar. Diziler Türk kültürüne karşı öyle bir aşinalık yarattı ki hiçbir diplomatik çaba bunu başaramazdı.”

Alman araştırmacıya göre çalışmasının sonuçları Türk televizyonları için de çok büyük bir fırsatı ortaya koyuyor: “Türk televizyonları için, dizilerini Arapça dublaj ya da altyazıyla yayınlayabilecekleri çok büyük bir internet pazarı var. Pek çok Arap ülkesiyle ilişkiler hâlâ soğuk, bu da Türkiye’nin son 10 yılda büyük bir başarıyla oluşturduğu yumuşak gücün kaynaklarını azaltıyor. Türkiye bu büyük talebi değerlendirmeli.”

‘Aşk evliliği’ni seviyorlar

Bir önceki araştırmasında da Katarlı üniversite öğrencilerine “Türk dizileri sizi neden bu kadar çekiyor?” sorusunu yönelten Berg, aldığı yanıtları şöyle değerlendirdi: “Araplar özellikle dizilerdeki aşk evliliği kavramını çok seviyor. Ayrıca modernlik ve muhafazakârlık arasındaki denge onları etkiliyor. Modern liberal ve Müslüman bir ülke fikri onları cezbe-
diyor.”