Türk avukatların Abu Dabi'de tutuklanmasına tepki

- UHUB Genel Sekreteri Ceylan:- "İstanbul Barosuna kayıtlı avukat olduğu açıkça belli olan ve temsil yetkisini içeren vekaletnameye istinaden başvuruda bulunan bir avukatın ve tercümanının tutuklanması kabul edilemez bir durumdur"- "Abu Dabi adli mercilerinin, bu belgeleri veren belgelerin sahibi...

İSTANBUL (AA) - Uluslararası Hukukçular Birliği (UHUB), dedesinden yüklü miras kaldığını iddia eden bir müvekkilinin başvurusu üzerine Abu Dabi'ye giden avukat Vahit Aykut Ergil ile kendisine tercüman olarak yardım etmek üzere eşlik eden İstanbul Barosu Dış İlişkiler Sorumlusu Avukat Metin Uracin'in "sahtecilik ve dolandırıcılık" suçundan tutuklanmasına tepki gösterdi.

UHUB Genel Sekreteri Necati Ceylan, yaptığı yazılı açıklamada, dedesinden yüklü miras kaldığını iddia eden bir müvekkilinin başvurusu üzerine avukat Vahit Aykut Ergil ve kendisine tercüman olarak yardım etmek üzere İstanbul Barosu Dış İlişkiler Sorumlusu Avukat Metin Uracin'in miras işlemlerini takip etmek için Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dabi'ye gittiklerini belirtti.

Ergil ve Uracin'in bankaya ibraz ettikleri belgelerin sahte olduğu iddiasıyla gözaltına alındıklarını ve tutuklandıklarını aktaran Ceylan, şunları kaydetti:

"İki avukatın saçlarının kazındığını ve ayaklarına pranga vurulduğunu büyük bir şaşkınlıkla öğrendik. İstanbul Barosuna kayıtlı avukat olduğu açıkça belli olan ve temsil yetkisini içeren vekaletnameye istinaden başvuruda bulunan bir avukatın ve tercümanının tutuklanması kabul edilemez bir durumdur. Avukatlar, müvekkillerinden aldıkları vekaletnameyle onların adlarına işlem yapan yasal temsilcilerdir. Haklar da borçlar da müvekkillerine aittir. Eğer avukata verilen bilgi ve belgelerde yanlışlık veya sahtecilik var ise 'cezaların şahsiliği' ilkesi uyarınca, hukuki ve cezai sorumluluk, belgeleri veren kişiye aittir. Müvekkilleri tarafından kendisine verilen belgelerden ve bu belgelerdeki sahteciliklerden dolayı avukatlar sorumlu tutulamaz. Abu Dabi adli mercilerinin, bu belgeleri veren belgelerin sahibi vatandaşları hakkında işlem yapması gerekirken, temsilciyi sorumlu tutmaya çalışması, hatta olaydaki rolü tercümanlıktan ibaret olduğu anlaşılan Avukat Metin Uracin’i dahi tutuklamış olmaları, bütün dünyanın kabul ettiği evrensel hukuk kurullarının gözardı ettiğini göstermektedir."

Ceylan, gözaltına alınan iki avukatın, müvekkili tarafından kendisine verilen belgelerden dolayı gözaltına alınmasının, kendilerine hangi suç tipinin isnat edildiğinin bildirilmemesinin, suç isnadına karşı hukuki yardımdan yararlandırılmamasının ve savunma hakkından yararlanamadan tek taraflı bir iddia ile tutuklanmalarının ağır bir hukuk ihlali olduğunu vurguladı.

Tutuklama kararı haksız olmakla birlikte, tutuklama kararının tutuklu yakınlarına bildirilmemesi, tutuklu yakınlarının tutuklama kararından tahliye olan bir şüphelinin haber vermesi aracılığıyla haberdar olması, tutuklama kararıyla birlikte şüphelilerin suçlu ilan edilmesi, saçlarının kazınması ve ayaklarına pranga vurulmasının da ağır bir hukuk ihlali niteliğinde olduğuna dikkati çeken Ceylan, şu değerlendirmede bulundu:

"Abu Dabi adli makamlarının, İstanbul’da avukata başvuruda bulunan kendi vatandaşları hakkında, yerel yasaları uyarınca, her türlü soruşturma ve kovuşturma yürütmesi kendi takdirinde ise de Türkiye vatandaşı iki avukatın 'sahtecilik ve dolandırıcılık' iddiasıyla gözaltına alması, tutuklaması ve yargılamaya teşebbüs etmesi, başta avukatlık hukuku, ceza hukuku, ceza muhakemesi hukuku ilkeleri olmak üzere, evrensel hukuk kurallarına aykırıdır. Her iki avukatın mesleğinin icrası sırasında tutuklanması ağır hukuk ihlalidir. Ergil ve Uracin'in derhal serbest bırakılmalarını talep ediyoruz."