"TUNCAY'IN YAPTIĞINA DEĞİL HÜRRİYET'İN DÜNKÜ MANŞETİNE ŞAŞIRDIM"!..FATİH ALTAYLI YAZDI...

Tuncay Özkan eğer "dediği gibi bir adam" olsaydı, bu kanalı Fethullahçılara satmak yerine kapısına kilit vurmayı, birine bedava vermeyi bile tercih ederdi.

ŞAŞIRMADIM


Kanaltürk´ün Fethullah Gülen´in yakınlarına satışı herkeste şok etkisi yarattı.
Bense zerre şaşırmadım.
Tuncay Özkan "kitaplarının telif hakkını Çukurova Grubu'na satarak aldığı para" ve diğer "Küçük birikimlerini" ortaya koyarak kurduğu televizyonda zor durumdaydı.
Gerçi Tuncay Özkan Kanaltürk´te büyük hissedar olarak görünmüyordu ama herkes neyin ne olduğunu biliyordu.
Özkan, televizyonu bir kaç yıldır elinden çıkarmaya çalışıyordu.
Daha önce Murdoch´a satmaya çalışmıştı Kanaltürk´ü.
İş tam olacakken, devreye AKP´liler girmiş ve satışı engellemişlerdi.
O günlerde Tuncay Özkan´ın AKP´ya "Yahu bırakın satayım. Hem ben kurtulayım, hem siz" mesajı gönderdiği söyleniyordu.
Gerçekten de Tuncay Özkan "Kurtulmak" istiyordu.
Bir gazeteci için neredeyse "İmkansız" denilecek ölçüde para kazanmış ancak bunları bir televizyon kanalında batırmıştı.
Çıkışı yoktu.
Satmak zorundaydı.
Sattı kurtuldu.
Şimdi Kanaltürk izleyicileri hayal kırıklığı içinde.
Radikal "Biz kaç lirayız.com" başlığı atarak bu hayal kırıklığını çok anlattı.
Tuncay Özkan da ekranlara çıkıp bu başlığı atanlara ve kendisini eleştirenlere sövüp saydı.
"Zor durumdaydım. Ne yapayım" dedi. "Çok kapılar çaldım ama kimse ilgilenmedi" dedi.
Özkan çok da doğru söylemiyor.
Televizyonu için, kendisini kurtaracak parayı verenler de oldu.
Ama o bunu fiyat kızıştırmak için kullanmayı tercih etti.
Bir işadamı olarak doğruyu yaptı ama kendi söylemleri açısından ilkeli davranmadı.
Eğer "dediği gibi bir adam" olsaydı, bu kanalı Fethullahçılara satmak yerine kapısına kilit vurmayı, birine bedava vermeyi bile tercih ederdi.
Ama Tuncay Özkan söylediği gibi bir adam değildi.
Ben burada Tuncay Özkan´ı bugün çok kızdığı iktidar kalemlerine benzetip ve "Tuncay Özkan da geçmişte Mesut Yılmaz´ın gazetecisiydi" diye yazınca bana çok kızmışlardı.
Ama yazdığım doğruydu.
Öyleydi.
O gün bana kızanlar hayal kırıklığı yaşıyor.
Bense hiç şaşırmadım.
Tuncay Özkan şimdi de siyasetle geri döneceğini söylüyor.
Bu ilkelerle siyaset yaparsa şahane oluir.
Başına geçtiği CHP yarın AKP veya bir benzeri ile koalisyon kurar.
Tuncay Özkan da televizyonlara çıkıp buna ne kadar mecbur olduğunu göz yaşları içinde anlatır.
Haa, tabii bu durumu eleştirenlere küfür etmekten de geri kalmaz.


Merak etmeyin zaten korkuyoruz


Tuncay Özkan´ın yaptığına şaşırmadım ama Hürriyet´in dünkü manşetini okuyunca şaşırdım.
Hürriyet´e göre yeni düzenleme ile tek rakı, bir duble viski, bir kadeh şarap içemeyecektiniz.
İçkiyi şişeyle almak zorunda kalacaktınız.
Şaşırdım çünkü bir kaç gün önce Hürriyet´te bir köşede benzer bir iddiayı okumuş, ciddiye almış ve araştırmıştım.
Ortada böyle bir durum yoktu.
Alkollü içki satan restoran, bar gibi yerlerde böyle bir sınırlamaya gidilmiyordu.
Sadece bakkal, büfe gibi yerlerde şişe ile alma zorunluğu vardı ki, bu da normaldi.
Köşe yazısının biraz abartılı olduğunu düşünüp konuyu kendimce kapatım.
Ancak iki gün sonra aynı iddiayı Hürriyet´in manşetinde görünce şaşırdım.
Acaba ben mi yanlış bilgi almıştım.
Tekrar araştırdım.
Hayır benim bilgim doğruydu.
Hürriyet´in manşeti en hafif tabir