TUNCAY ÖZKAN,MALİYE'Yİ GÖRÜNCE AĞIZ DEĞİŞTİRDİ!..BU NE YAMAN ÇELİŞKİ TUNCAY ÖZKAN!..
Kanaltürk'ü 17 milyon dolara kurduğunu söyleyen Özkan,Maliye'nin incelemesi üzerine bu rakamı '3 milyon dolara' indirdi. Paranın kaynağını 'transfer ' olarak açıklayan Özkan, 2003'te ise "Gazetecilik için kimse milyon dolar vermez" diyordu.
Kanaltürk'ü 17 milyon dolarla kurduğunu açıklayan Tuncay Özkan, bu paranın kaynağına ilişkin başlatılan inceleme üzerine, daha önce reddettiği transfer paralarını bu sefer kabul etti. Kanal D'den Çukurova grubuna transfer olurken astronomik miktarlarda transfer parası aldığı iddialarını 2003 yılında Nuriye Akman'a verdiği ropörtajda "Hepsi yalan, transfer parası diye bir şey yok. Ben gazeteciyim, ürettiğim iş, o paraya karşılık gelecek bir iş değil" diye reddeden Özkan, dün Vatan'da yayınlanan ropörtajda ise "Transfer olurken 3 milyon dolar almıştım" dedi.
30 Ocak 2006'da Ankara'da Çankaya Çağdaş Sanatlar Merkezi'ndeki konferansında, 2 sene önce 17 milyon doları olduğunu ve bu parayla Kanaltürk'ü kurduğunu açıklayan Özkan, dün ise bu miktarı aşağı çekerek, Kanaltürk'ü 3 milyon dolar transfer parasıyla kurduğunu öne sürdü.
Özkan bir yıl önce şunları söylüyordu: "İstanbul'da 75 metrekare küçük bir evim var. Kanaltürk'ten 2.5 milyar lira (2.500 YTL) maaş alıyorum. Bankada da 7.5 milyar lira (7.500 YTL) param var. Hepsi bu. Haa bundan 2 yıl öncesine kadar çok zengin biriydim. 17 milyon dolarım vardı. Bir ideal uğruna Kanaltürk'e yatırdım. Mirasçılar peşime düşmesinler diye de şirketin tamamını çalışanların üzerine yaptım."
MİLYON DOLARLAR HANGİ İŞ KARŞILIĞINDA VERİLDİ
Kanaltürk'e yatırdığını açıkladığı 17 milyon dolarlık kaynağın kamuoyu tarafından merak edilmesi üzerine Tuncay Özkan, kaynak olarak "üç kere sünnet olmuştum, oradan geldi" şeklinde alaya alıcı cevaplar vermişti.
Reha Muhtar, geçtiğimiz günlerde 2002 yılında Pamukbank'a el konulduğu, Yapı Kredi Bankası'na da el konulmak üzereyken Çukurova Grubu'nun bu operasyonları durdurmak için ANAP'ın isteği doğrultusunda Tuncay Özkan'ı transfer ettiğini açıkladı.
Çukurova grubuna geçtikten sonra Özkan'ın, dönemin koalisyon hükümetini oluşturan siyasi partilerin liderleriyle yaptığı yoğun görüşmelerde "Yapı Kredi Bankası'nı kurtarma pazarlıkları yaptığı" iddia edilmişti.
Aydın Doğan, Özkan'ın ayrılmasından sonra "Tuncay'a milyon dolarlar verdiler. Ona 'kendini kullandırtmamaya dikkat et. Bunlar bu parayı seni kullanmak için veriyorlar dedim" açıklamasında bulunmuştu.
Özkan, bu iddiaları reddederken, kendisinin "finansçı değil, gazeteci olduğunu ve gazeteciliğin milyon dolarlık paralara karşılık gelecek bir iş üretimi olmadığını" söylemişti.
Geçen süre zarfında Yapı Kredi Bankası'na el konulmadı ve uzun pazarlıklar sonucu bulunan formülle Karamehmet'in bankadaki hisselerini satarak, Türkcell başta olmak üzere diğer varlıklarını kurtarması sağlandı.
Kanaltürk'te Maliye'nin başlattığı inceleme üzerine Özkan, daha önce 17 milyon dolara kurduğunu söylediği kanalı, dün itibariyle 3 milyon dolara kurduğunu açıkladı. Bu parayı nereden bulduğuna ilişkin soruya da "Doğan'dan Çukurova gurubuna transfer olurken 3 milyon dolar almıştım" diye cevap verdi.
"Sadece gazeteciliğin milyon dolarlık paralara karşılık bir iş üretimi olmadığını" dile getiren Özkan'ın, "gazetecilik dışında hangi iş karşılığı 3 milyon doları aldığı" sorusu öne çıktı.
Altaylı: Murdoch'a satılacaktı
Fatih Altaylı, 'Denetim Baskı Aracı Olmamalı' başlıklı yazısında Kanal Türk'ü Tuncay Özkan ve arkadaşlarının kurduğu bir gazetecilik girişimi olarak tanımladı. Ortaklık yapısında Tuncay Özkan'ın küçük bir paya sahip olduğunu yazan Altaylı, "ancak televizyonun tepesinde o var"
30 Ocak 2006'da Ankara'da Çankaya Çağdaş Sanatlar Merkezi'ndeki konferansında, 2 sene önce 17 milyon doları olduğunu ve bu parayla Kanaltürk'ü kurduğunu açıklayan Özkan, dün ise bu miktarı aşağı çekerek, Kanaltürk'ü 3 milyon dolar transfer parasıyla kurduğunu öne sürdü.
Özkan bir yıl önce şunları söylüyordu: "İstanbul'da 75 metrekare küçük bir evim var. Kanaltürk'ten 2.5 milyar lira (2.500 YTL) maaş alıyorum. Bankada da 7.5 milyar lira (7.500 YTL) param var. Hepsi bu. Haa bundan 2 yıl öncesine kadar çok zengin biriydim. 17 milyon dolarım vardı. Bir ideal uğruna Kanaltürk'e yatırdım. Mirasçılar peşime düşmesinler diye de şirketin tamamını çalışanların üzerine yaptım."
MİLYON DOLARLAR HANGİ İŞ KARŞILIĞINDA VERİLDİ
Kanaltürk'e yatırdığını açıkladığı 17 milyon dolarlık kaynağın kamuoyu tarafından merak edilmesi üzerine Tuncay Özkan, kaynak olarak "üç kere sünnet olmuştum, oradan geldi" şeklinde alaya alıcı cevaplar vermişti.
Reha Muhtar, geçtiğimiz günlerde 2002 yılında Pamukbank'a el konulduğu, Yapı Kredi Bankası'na da el konulmak üzereyken Çukurova Grubu'nun bu operasyonları durdurmak için ANAP'ın isteği doğrultusunda Tuncay Özkan'ı transfer ettiğini açıkladı.
Çukurova grubuna geçtikten sonra Özkan'ın, dönemin koalisyon hükümetini oluşturan siyasi partilerin liderleriyle yaptığı yoğun görüşmelerde "Yapı Kredi Bankası'nı kurtarma pazarlıkları yaptığı" iddia edilmişti.
Aydın Doğan, Özkan'ın ayrılmasından sonra "Tuncay'a milyon dolarlar verdiler. Ona 'kendini kullandırtmamaya dikkat et. Bunlar bu parayı seni kullanmak için veriyorlar dedim" açıklamasında bulunmuştu.
Özkan, bu iddiaları reddederken, kendisinin "finansçı değil, gazeteci olduğunu ve gazeteciliğin milyon dolarlık paralara karşılık gelecek bir iş üretimi olmadığını" söylemişti.
Geçen süre zarfında Yapı Kredi Bankası'na el konulmadı ve uzun pazarlıklar sonucu bulunan formülle Karamehmet'in bankadaki hisselerini satarak, Türkcell başta olmak üzere diğer varlıklarını kurtarması sağlandı.
Kanaltürk'te Maliye'nin başlattığı inceleme üzerine Özkan, daha önce 17 milyon dolara kurduğunu söylediği kanalı, dün itibariyle 3 milyon dolara kurduğunu açıkladı. Bu parayı nereden bulduğuna ilişkin soruya da "Doğan'dan Çukurova gurubuna transfer olurken 3 milyon dolar almıştım" diye cevap verdi.
"Sadece gazeteciliğin milyon dolarlık paralara karşılık bir iş üretimi olmadığını" dile getiren Özkan'ın, "gazetecilik dışında hangi iş karşılığı 3 milyon doları aldığı" sorusu öne çıktı.
Altaylı: Murdoch'a satılacaktı
Fatih Altaylı, 'Denetim Baskı Aracı Olmamalı' başlıklı yazısında Kanal Türk'ü Tuncay Özkan ve arkadaşlarının kurduğu bir gazetecilik girişimi olarak tanımladı. Ortaklık yapısında Tuncay Özkan'ın küçük bir paya sahip olduğunu yazan Altaylı, "ancak televizyonun tepesinde o var"