TUNCAY ÖZKAN'DAN MEKTUP VAR; ''SİLİVRİ'DEN VAR GÜCÜMLE SESLENİYORUM''

Ergenekon Davası sanıklarından Tuncay Özkan, cezaevinden mektup göndererek iktidarı sert bir dille eleştirdi..

Değerli Meslektaşlarım;

Ergenekon davası kapsamında, özgürlüğün ve çok sesliliğin savunucusu olan basın mensuplarına dönük olarak gerçekleştirilen operasyonlar, Türkiye’de Cumhuriyet birikimi ve Demokrasiyi sonlandırma çabalarıdır.

Medyanın denetim, iletişim ve bilgilendirme çalışmalarına karşı fütursuzca yapılan operasyonlar, iktidar odağının sivil darbeci, faşist tutumunu gözler önüne sermektedir.

Bir meslek grubuna dayanan Otokrat İktidar, uygulamalarında faşist rejimlerin izlerini bırakıyor.

TÜRKİYE’DE CEHALET HİÇ BU KADAR CÜRETKAR OLMAMIŞTI!

Bilgi , bilinç, yasal tutum, anayasal haklar, gazeteci arşiv ve belgeleri her halükarda bu baskınlarda suç haline dönüşmektedir.

Özgürlükler; düşünce ve ifade hakkı artık yok sayılmaktadır! Bunları Ergenekon davasında 2 yılı aşkın süredir yaşıyoruz.

Gazeteci arkadaşlarımız Soner YALÇIN, Barış TERKOĞLU, Barış PEHLİVAN ve Ayhan BOZKURT yasal ve doğal gazetecilik ilişkilerinden yani mesleklerini icra etmekten dolayı göz altına alınmıştır.

Günümüz faşizmi, gazetecilerin meşru mesleklerini suç saymaktadır. Çünkü muhalefet olarak algıladığı objektif gazeteciliğe ‘İleri Demokrasi’leri! tahammül edememektedir.

Medyanın kendileri gibi düşünmeyen her bireyi, kurumu bu faşist tutumun saldırısına uğramaktadır ve böyle giderse uğramaya da devam edecektir.

Yaşadıklarımız, yaşacaklarımızın daha ağır ve dehşetli saldırıların habercisidir.

Biz bunları; meşruiyetin nasıl suç sayıldığını, yasal ve anayasal hak kullanımının nasıl tutuklanma nedeni sayıldığını Ergenekon olarak anılan bu dava sürecinde hem yaşadık hem de Mahkeme önünde defalarca dile anlattık.

İnsan onurunu, Memleket geleceğine olan sevdamızı yok etmeye dönük bu faşist saldırıları, meslek kuruluşlarımız ve birliklerimizde güç birlikteliği yaparak, toplumu bilgilendirerek, faşizme karşı omuz omuza ve kararlılıklar mücadele ederek savuşturmalıyız.

SİLİVRİ’DEN VAR GÜCÜMLE SESLENİYORUM:

ODATV, Soner YALÇIN, Barış TERKOĞLU, Barış PEHLİVAN, Ayhan BOZKURT ile dayanışmak, karanlığa karşı mum yakmaktır. Herkesi bu basın emekçileriyle dayanışmaya, Türkiye’yi, özgürlüğü, düşünce ve ifade hakkını, meşruiyeti savunmaya, özgür basına sahip çıkmaya çağırıyorum.

Anadolu’da; “Allah zulmünü arttırsın” diye bir beddua vardır. Faşizmin zulmü arttıkça sonu yaklaşacaktır. Bu karanlığı, Türkiye’nin aydınlık geleceği kovacaktır! Medyanın direnişi ve özgürlüğünü savunmak bunun en temel adımıdır. Haklılığımızın ve meşruiyetimizin kazanacağından eminim. 15.02.2011

Sevgilerimle…

Tuncay ÖZKAN

Odatv.com