TUBA'YA BAKMAK SEVAP MI?
“Tuba'nın dizileri acaba önce Balkan coğrafyasında oynasaydı aynı ilgiyi görür müydü?”
Tuba Büyüküstün çok ciddi kitlesi olan bir oyuncu. Malum ekranların neredeyse en güzel yüzlerinden biri... Özellikle Arap coğrafyasında çok seviliyor. O bölgede oynayan dizileri var ve hakikaten süper star gibi oralarda. Hani burada da farklı değil durum ama...
İşte o ama önemli. “Tuba’nın dizileri acaba önce Balkan coğrafyasında oynasaydı aynı ilgiyi görür müydü?” diye soruyor bir okurumuz... Bana göre evet, ona göre hayır bunun yanıtı. Bana göre her ne kadar diziler bizim gibi ülkelerde daha çok güzel kızlar ve güzel erkekler için izleniyorsa da oyunculuk esastır. Tuba bu anlamda kendisini yetiştirdi sayılır... Okurumuza göre de ekmeğini hâlâ güzelliğinden yiyor. Bir kıskançlık seziyorum sanki. Hani bu da mevcut emeğe biraz ayıp oluyor. Boş verin iyisi mi; gönlümüzü çelmeye devam etsin kardeşimiz. Güzele bakmak sevaptır hem; değil mi ama?..
Türküler neden farklı yerlerden?
“Dürüye’nin Güğümleri” (Star TV) hız kesmiyor. Neredeyse sezon başladı ve ilgi çıtası hâlâ çok yukarıda bu dizi için. İlgi olunca eleştiri dozu da artıyor ama... Malum dizinin bir “bölge dizisi” olduğunu tekrar etmeye gerek yok. Ege coğrafyasında geçtiği aşikar. Ama nedense müziklerinde yerel hiçbir şey yok... Dürüye’nin Güğümleri bir Zonguldak türküsü olarak biliniyor, bu bir. Dizide sıkça duyduğumuz Duran Ağabey bir Erzincan türküsü, bu iki. Fonda duyduğumuz Tombalacık Halimem türküsü bizzat Bolulu, bu da üç... Hani Ege’nin bir türkü cenneti olduğunu düşünürsek ciddi bir ihmal çıkıyor ortaya. Benim yapımcı dostlara tavsiyem bir an önce Tolga Çandar’ın kapısını çalmaları. Mutlaka arşivinden üç beş türküsü vardır önereceği... Derler ya; “yaptın bir hayır, tut bacağından ayır”. Kolay gelsin!
Mesut YAR / POSTA