TRT'NİN 'HABERCİLİK BAŞARISI' NEREDEN KAYNAKLANIYOR?

Balyoz operasyonunu ilk duyuran kanal olan TRT, gözaltına alınmaları da 2 saat öncesinden vermişti. Peki kanalda neler oluyor?

TRT'nin şişman hakemliği

Bazı sözler vardır, hakaret olmamasına rağmen muhatabını ağır bir hakarete maruz kalmışçasına etkiler. Bu sözler, çoğu zaman göz önünde olan ama kimsenin söyleyemediğinin dile getirilmesinden ibarettir. Mesela iki hafta önce Kasımpaşa maçındaki yönetimi beğenmeyen Gençlerbirliği taraftarının hakem İlker Meral'e "şişman hakem, şişman hakem" diye tempo tutması bu kategoride değerlendirilebilir. Gençlerbirliği taraftarının, gözler önündeki durumu özetleyen bu alışılmadık tezahüratı hem hakem hem de tribünlerde oturanlar için bir küfürden çok daha etkiliydi.


Devletin medya kuruluşu TRT de bir süredir hakem İlker Meral'in pozisyonuna düşmüş durumda. TRT bu günlerde kamu yayıncılığının uzun yıllardır yaşadığı siyasi pozisyon sıkıntısını aşıp, habercilikte yeni bir eşiğe ulaşmış vaziyette. Artık "olay yerinden canlı yayın" yerine "olaydan önce olay yerinden yayın" tarzı bir habercilik oluştu.


Hatırlanacak olursa Sabih Kanadoğlu ve Erol Manisalı'nın evlerinin aranması sürecinde TRT daha polisler olay yerine varmadan, arama ve gözaltına alma haberlerini yayımlamıştı. Son olarak da Çetin Doğan'ın evinde arama yapılmadan önce "arama yapılıyor", gözaltına alınmadan 25 dakika önceyse "göz altına alındı" haberlerini yayımlamıştı.

CNN'den sonra TRT etkisi

TRT'nin bu hızı iletişim fakültelerinde ders olarak işlenen "CNN etkisinden" sonra yeni bir anlayış yaratabilir. CNN etkisi, Körfez Savaşı'yla birlikte CNN'in olay yerinden canlı bir biçimde savaşı yayımlaması ve bu yayınla ABD kamuoyunda oluşan değişimler için kullanılıyordu.


Son dönemde ortaya çıkan "TRT etkisi" ise ondan biraz farklı. Henüz ortada olay yokken, manipülasyon şüphesi doğuracak şekilde haberini yapıp daha sonra olayın gerçekleşmesiyle haklılığını kanıtladığını düşünen bir tarzın yarattığı etki bu. Doğal olarak bu bakımdan eleştiriliyor.
Çetin Doğan'ın gözaltına alınmasına ilişkin haberlerde de TRT'nin eleştirilmesine sebep olan buydu. TRT, önceki akşam bu konuda bir açıklama yaptı. Açıklamanın özü, TRT'nin çok hızlı habercilik yaptığı için diğer yayıncılar tarafından kıskanıldığıydı. Tutuklama haberlerinin herkesten önce verilmesini "habercilik refleksi" olarak addeden TRT açıklamasında şunlar söyleniyordu:
"Uzman muhabir anlayışıyla çalışan ve Türkiye'nin haber olması muhtemel tüm noktasına ulaşan TRT Haber Dairesi Başkanlığı, 'Balyoz Planı' haberlerini rakiplerinden 2 saat önce duyurarak habercilik başarısına imza atmıştır. TRT'nin habercilik başarısını kıskanıp komplo yorumları yapanlar, her şeyden önce emniyet, valilik, adliye muhabirlerinin olup olmadığını iyi düşünmelidirler.


TRT, gelişmeleri anında kamuoyuna duyurup tarafsız, güvenilir habercilik yapmaktadır. Yaptığımız haberlerin doğruluğuna, tarafsızlığına yorum yapamayanların 'TRT bu haberleri niçin önceden biliyor?' suçlamalarını kınıyor, TRT'nin habercilik başarısını karalayanları kamuoyunun takdirine bırakıyoruz."

Bir vaka çalışması önerisi

Kendi haber dairesini övmek için diğer medya kuruluşlarının muhabirlerinin aşağılanmasını bir kenara bırakalım. Olmayan bir olayı haberleştirmeyi, bir habercilik başarısı olarak kabul eden açıklama sadece bu yönüyle dahi iletişim fakültelerinde bir vaka çalışması olmayı hak ediyor.
Dünyanın pek çok yerinde kamu yayın kuruluşları, siyasal erkle sorun yaşar. Demokrasi deneyimi yüksek olan yerlerde bu sorun kaçınılmaz olarak yaşanır. Mesela İngiltere'de BBC yönetimi hem Thatcher döneminde hem de Blair döneminde büyük kavgalar vermiştir. Irak Savaşı sırasında Blair hükümetine en ağır eleştiriyi yönelten de kamu kuruluşu BBC olmuştu.


Türkiye'deki durumu İngiltere'yle kıyaslamak çok doğru olmaz. Çünkü hiçbir hükümet döneminde TRT, BBC gibi bir özerk sisteme sahip olamadı. Yine de son dönemde ortaya çıkan "TRT etkisi"nin, demokratikleşme sürecine katkıda bulunmadığını hatırlatmakta fayda var.


Siyasal manipülasyonun etkisinde olduğu izlenimi veren bu tarz bir yayın, sürecin kendi inandırıcılığına balta vuruyor. Bunu bir de habercilik başarısı olarak gösteren açıklamalarsa TRT'yi şişman hakem konumuna sokuyor.

Gökçe Aytulu/Referans