"TRT2'DE BAL GİBİ PLANLANMIŞ BİR YAYINCILIK VE İNSAN HAKLARI CİNAYETİ İŞLENDİ!" TUNCAY GÜNEY RÖPORTAJINA SERT TEPKİ!..

Çarşamba gecesi bir kurumla beraber hukukun da paspas gibi çiğnendiğine tanıklık ettik!...Güngör Mengi'den çok tartışılacak bir yazı...

Soruları keşke savcı sorsaydı!


Çarşamba gecesi bir kurumla beraber hukukun da paspas gibi çiğnendiğine tanıklık ettik.

Arkadaşlar "Gaf mı, tezgâh mı?" diye başlık atmışlar.

Sözü uzatmaya gerek yok; TRT-2´de bal gibi planlanmış bir yayıncılık ve insan hakları cinayeti işlendi!

Gafı acemiler ve aptallar yaparlar.

Ben TRT´de yönetim kurulu üyeliği yaptım. Kurumun habercilik geleneğini bilirim. Her iktidar kullanmak istemiştir TRT´yi ama hiçbiri belli bir çizginin altına düşürememiştir.

Önceki gece izlediğimiz rezalet TRT´nin zaptedildiğini ilân eden hoyrat bir meydan okumaydı!

Ergenekon soruşturmasını sömürmek isteyen siyasi ihtiras o günü propaganda taarruzu için seçmiş, TRT de kendisinden istenen rolü tam bir itaat ve teslimiyet içinde oynamıştı.

Ergenekon davasının firardaki şüphelisi Tuncay Güney, sekiz yıl önce poliste doldurduğu bantlarla bütün gün TV kanallarında boy gösterdi.

Tanık veya sanık gibi değil savcı edası içinde yığınla insanı çamurlara buladı.

Dava hakkında mahkemece alınmış yayın yasağı kararı ve soruşturmanın gizliliği ilkesi nasıl böyle çiğneniyor diye merak ederken gece TRT-2´deki cinnet, göze alınan cüretin sınır tanımazlığını bize gösterdi.

Bir gelenek öldürüldü

Akşama kadar TV kanallarında onlarca kişiyi çete üyesi ilân eden sahte hahamı TRT Kanada´ya bağlanarak ve "Güney hakkındaki iddiaları yanıtlıyor" sunuşu ile tam dört saat konuşturdu.

Gizli servislerin doldurduğu ve kullandığı ilk bakışta belli olan Güney´e TRT adına soru soran kişi devamlı "sayın" diye hitap ederek programın konuklarını da aynı saygılı çizgiye çekmeyi çok ustaca başardı.

O bir mağdur mu yoksa iddiaları ve iftiraları ortaya atan kişi mi?

Türkiye´ye gelip iddialarını kanıtlayacak yerde Atlantik´in öbür yanından kirli bombalar atarak ülkenin dengesini bozuyor. Ana muhalefet liderini deşifre olmamış ajan diye niteleyebiliyor.

Ve bu insan hakları ve ahlâk ihlâllerine devlet televizyonu çanak tutuyor.

Ne uğruna? Ergenekon davası AKP iktidarının kılıcı olarak muhalifleri korkutabilsin diye.

TRT sahte hahamı, aranan bir şüpheli olarak değil saygıdeğer bir bilirkişi rolünde halkın karşısına çıkarmış, ona itibar etmiş, TRT geleneğini tahrip etmiştir.

Kurulmuş fesat robotu

Yayıncılığa da hizmet etmemiştir bu dört saat.. Savcının iddianame yazarken yararlandığı suçlamalar, dedikodular tekrarlanıp durmuştur.

TRT bu bağlantıyı kurduktan sonra soruları savcılardan birine sordursaydı davanın çözümüne katkı sağlanır, ayrıca karanlık bir adam çocuklarımıza kötü bir rol modeli olarak önerilip yüceltilmezdi.

Savcının mektup yazarak sorduğu o 37 soru bu fırsatla sorulur, hem habercilik yapılır hem de Güney´in yabancı servisler tarafından doldurulmuş bir fesat robotu olduğu millete gösterilirdi.

Ergenekon´daki son gelişmeler, bir suç örgütünün var olduğuna dair şüpheleri artırmıştır. Hukukun içinde kalmak ve bu davayı siyaset bezirgânlarının elinden kurtarmak şimdi daha önemli hale gelmiştir.

Ama iktidarın TRT´yi kullanma biçimi davanın bütünü ile yargıya bırakılacağı umutlarını yok ediyor.

Dileriz AKP önderleri bu gidişin kendilerine de taşıyamayacakları kadar suç ve günah yükleyeceğini geç kalmadan görürler!


GÜNGÖR MENGİ / VATAN