"TRT ŞEŞ YÖNETİCİLERİ KÜRTÇE BİLMİYOR!.." DENGİR MİR MEHMET FIRAT TRT ŞEŞ'E YÜKLENDİ!..

Dengir Mir Mehmet Fırat, Vatan gazetesine verdiği röportajda TRT Şeş'e yüklendi.



Rojin'in yerine gelen kişi boşluğunu doldurabilecek mi?


TRT Şeş önemli bir adım. Ama Kürt sorununun bununla çözülmesini beklemek sorunu hafifsemek değil mi? Ciddi olaylarla yüzleşmek gerekmez mi?


Yüzleşeceğimiz çok şey var. Kürtçe öğrenme sebebim gibi. Bizim evde Kürtçe konuşulmazdı, ailem beni öyle yetiştirmedi. Mersin'de de etrafımızda Türkçe konuşulurdu. Ama birine ayrı bir kimlik giydirmeye başladığınızda reaksiyon alırsınız. Farklılıkları yok farz ederek, yasaklayarak bir yere varamazsınız. "Dil bir özgürlüktür", diyorlar! Hayır değildir. Dil, insanın ayrılmaz parçasıdır. Diliniz yoksa insan değilsiniz. Havyan özgürlük isteyebilir mi! Kimliğidir insanı insan yapan.

TRT Şeş'te alt yazı olsa... Ben de izlemek istiyorum.
O zaman Kürtçe öğrenirsiniz.

Bir Kürt ve Türk iki kadınının, sabahları yan yana TRT Şeş seyretmesi birlikte yaşama adına güzel bir formül değil mi?


TRT Şeş'in hitap ettiği bir kesim var. O kesime alt yazı yazmanıza gerek yok, onlar anlıyor zaten.

Ben de izleyebilmek isterdim.
Konuşulanların çoğunu anlarsınız. Çünkü dörtte üçü Türkçe!

Neden, program yapanlar Kürtçe bilmiyor mu?
Bilmiyor. Öylesine insanlar getirilmiş ki, hayret ettim! Mesela biri çiğ köfte tarifi veriyor ve şöyle diyordu; "Bu normale..."

Yani Latince taklidiyle konuşur gibi mi; kavunius, patatesius gibi?
Evet. Ardına bir "e" ekleyerek bunun Kürtçe olduğu söyleniyor.

Ama işte bu, sorunu hafifsemek değil mi? Yani "bir kanal açtım, içine de iki program koydum" demek...
TRT Şeş gerçekten çok büyük bir adım. Tansiyonu indiren, insanlar arasındaki iletişimi normalleştiren bir süreç. Fakat TRT Şeş'i izlenir olmaktan çıkarmamak gerek. Bu Türkiye için en büyük ihanet olur.

Rojin'in "baskı gördüm" diyerek istifa etmesini nasıl buluyorsunuz?
Doğru bulmuyorum. Bir kere Rojin'i dinlemek gerek. Sonra yerine getirilecek program yerini doldurabildi mi?


Bakın, Güneydoğu'da seçim döneminde şunu gördüm: Her evde bir çanak anten var. Bunların çoğu Türksat'a dönmüştü. Eğer bunlar, Türksat'tan başka yöne dönerse bir daha çevirebilmeniz mümkün olmaz. (Editörün notu: Bir dönem Güneydoğu'daki antenler Roj TV'ye göre ayarlanıyodu.) O zaman devlete inanç kalkar. TRT Şeş'i yönetenlerin üzerinde büyük vebal var. Orada çok kaliteli, tarafsız, insanları tatmin eden programlar koymak zorundalar. Yoksa oradaki yöneticilerin keyfine göre sınırlamalar, yasaklar koyarak, kafalarında yarattıkları bir dünyanın etrafında bir TRT Şeş yaşatmaya çalışırlarsa ve o çanak antenler diğer tarafa dönerse, dünyanın en güzel programlarını da yapsalar bir daha döndüremezler. Büyük vebal altındalar. Öyle "Normale" diyerek, o insanlar orayı seyretmez. Ben TRT Şeş seyrediyordum, ben de seyretmemeye başladım. Çünkü o programı yöneten Kürtçe de Türkçe de bilmiyor.


Röportaj: Buket Aşçı/Vatan


changeTarget(document.getElementById("news_content"))