''TRT NE İŞE YARAR?'' MİLLİYET YAZARINDAN TRT'YE ZEHİR ZEMBEREK BİR YAZI!
Milliyet yazarı Hıncal Uluç'a uydu. TRT'yi bakın nasıl şikayet etti?
TRT ne işe yarar?
Usta yazarın üslubu, her zamanki gibi sert. “TRT’yi şikayet ediyorum” diye söze başlıyor: Kime? Başbakan’a. Kimi? TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’i. Neden? Halkın vergileriyle yaşayan bir kamu kuruluşu olan TRT, halka ihanet ettiği için. Daha da ileri gidip “TRT halkı satıyor ” diyor. Çünkü TRT reklam gelirine muhtaç değil, hazineden pay alıyor. Buna rağmen Dünya Kupası yayınlarında maç araları, öncesi ve sonrasında sürekli reklam kuşağı dönüyor. Oysa maçla ilgili yorumlar, röportajlar, doyurucu tartışmalar yayınlayacağına özel kanallar gibi ‘reklam için her şeyi yapıyor’ TRT. Eleştirilerinde yerden göğe kadar haklı, hatta eksik bile yazmış. Birincisi, hala senkron sorunu çözülemedi. Güney Afrika’ya bağlanmak için 3-4 saniye değil yaklaşık 20-30 saniyelik bir bocalama yaşanıyor. Sina Koloğlu haftalar önce yazdı: HD yayını yapacağı söylendiği halde bu konuda da uğraştırdı TRT.
Daha beteri, ekrana skor ve dakikayı koymayı da unutuyorlardı. Neyse ki çeyrek finallere gelince bu vahim amatörlüğü telafi ettiler.
Ruhsuz yorumcular
Uluç’un asıl itirazı, TRT’nin yorumcu kadrosuna: Spiker ve yorumcular ikinci sınıf . ‘Her TRT organizasyonunun tek adamı’ Ömer Üründül dışında tek bir yorumcuyla anlaşma yapılmadı. Ekrandaki yüzler genelde tanıdık değil, maç üzerine yaptıkları yorumları dinlerken insanın uykusu geliyor. Peki stüdyonun haline ne demeli? Ortada üç tane futbol topu, fonda alakasız Güney Afrika görüntüleri. Dünya Kupası özel yayını mı, hararetsiz bir ev hanımı programı mı? anlaşılmıyor. Peki Hıncal Uluç, Erman Toroğlu veya Rıdvan Dilmen gibi popüler yorumculara teklif götürülse sorun çözülür müydü? Şüphesiz 2010 Güney Afrika Türkiye yayını, ruhsuzluğundan kurtulurdu. Tabii bu sefer ‘Halkın paralarını ünlü yorumculara dağıtıp çarçur ediyorlar’ denirdi!
Bıktık reklamlardan
TRT 1’in halkın parasıyla, haber ve reyting yarışı kaygısı olmadan varlığını sürdürmesi, reklam almaya hakkı olmadığı anlamına gelmiyor. Elbette reklamveren Dünya Kupası’nda yer almak isteyecek. Mesele hangi kuşakta, ne kadar sıklıkta reklam verdiğinde. Her şeyde olduğu gibi bu konuda da ayarımız, kuralımız yok. Belki de Dünya Kupası, TRT’nin varlık nedenini tartışmak için iyi bir fırsat. İngiltere’de BBC, üç yıl önce nasıl küçülme kararı alıp uyguladıysa, program kalitesini ve sorgulanan gazetecilik anlayışını nasıl düzeltmeye giriştiyse, TRT de aynısını yapmalı. Artık...
80
TRT bütçesinde, vatandaşın elektrik faturalarından sağlanan yüzde.
Mehveş Evin/Milliyet
Usta yazarın üslubu, her zamanki gibi sert. “TRT’yi şikayet ediyorum” diye söze başlıyor: Kime? Başbakan’a. Kimi? TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’i. Neden? Halkın vergileriyle yaşayan bir kamu kuruluşu olan TRT, halka ihanet ettiği için. Daha da ileri gidip “TRT halkı satıyor ” diyor. Çünkü TRT reklam gelirine muhtaç değil, hazineden pay alıyor. Buna rağmen Dünya Kupası yayınlarında maç araları, öncesi ve sonrasında sürekli reklam kuşağı dönüyor. Oysa maçla ilgili yorumlar, röportajlar, doyurucu tartışmalar yayınlayacağına özel kanallar gibi ‘reklam için her şeyi yapıyor’ TRT. Eleştirilerinde yerden göğe kadar haklı, hatta eksik bile yazmış. Birincisi, hala senkron sorunu çözülemedi. Güney Afrika’ya bağlanmak için 3-4 saniye değil yaklaşık 20-30 saniyelik bir bocalama yaşanıyor. Sina Koloğlu haftalar önce yazdı: HD yayını yapacağı söylendiği halde bu konuda da uğraştırdı TRT.
Daha beteri, ekrana skor ve dakikayı koymayı da unutuyorlardı. Neyse ki çeyrek finallere gelince bu vahim amatörlüğü telafi ettiler.
Ruhsuz yorumcular
Uluç’un asıl itirazı, TRT’nin yorumcu kadrosuna: Spiker ve yorumcular ikinci sınıf . ‘Her TRT organizasyonunun tek adamı’ Ömer Üründül dışında tek bir yorumcuyla anlaşma yapılmadı. Ekrandaki yüzler genelde tanıdık değil, maç üzerine yaptıkları yorumları dinlerken insanın uykusu geliyor. Peki stüdyonun haline ne demeli? Ortada üç tane futbol topu, fonda alakasız Güney Afrika görüntüleri. Dünya Kupası özel yayını mı, hararetsiz bir ev hanımı programı mı? anlaşılmıyor. Peki Hıncal Uluç, Erman Toroğlu veya Rıdvan Dilmen gibi popüler yorumculara teklif götürülse sorun çözülür müydü? Şüphesiz 2010 Güney Afrika Türkiye yayını, ruhsuzluğundan kurtulurdu. Tabii bu sefer ‘Halkın paralarını ünlü yorumculara dağıtıp çarçur ediyorlar’ denirdi!
Bıktık reklamlardan
TRT 1’in halkın parasıyla, haber ve reyting yarışı kaygısı olmadan varlığını sürdürmesi, reklam almaya hakkı olmadığı anlamına gelmiyor. Elbette reklamveren Dünya Kupası’nda yer almak isteyecek. Mesele hangi kuşakta, ne kadar sıklıkta reklam verdiğinde. Her şeyde olduğu gibi bu konuda da ayarımız, kuralımız yok. Belki de Dünya Kupası, TRT’nin varlık nedenini tartışmak için iyi bir fırsat. İngiltere’de BBC, üç yıl önce nasıl küçülme kararı alıp uyguladıysa, program kalitesini ve sorgulanan gazetecilik anlayışını nasıl düzeltmeye giriştiyse, TRT de aynısını yapmalı. Artık...
80
TRT bütçesinde, vatandaşın elektrik faturalarından sağlanan yüzde.
Mehveş Evin/Milliyet