TRT Daire Başkanı'ndan çok ağır yazı: Çalıyı dolaşmak yerine bazen itle dalaşmak lazım!

TRT Haber ve Spor Daire Başkanı Yaşar Taşkın Koç, Yeni Şafak'taki köşesinde kendisi ve TRT yönetimine yönelik eleştiriler üzerine oldukça ağır bir yazı kaleme aldı.

TRT Haber ve Spor Daire Başkanı ve Yeni Şafak gazetesi yazarı Yaşar Taşkın Koç, TRT'nin yayınları ve yönetimiyle ilgili sosyal medya üzerinden kendisini eleştirenlere oldukça sert bir cevap verdi.

Bir dönem televizyon ekranlarının vazgeçilmez yorumcularından Ömer Turan hakkındaki twitleri üzerine Twitter hesabından "Sakın bunları silme" deyip dava açacağını duyuran Yaşar Taşkın Koç, bugün de köşesini eleştirilere verdiği cevaba ayırdı.

İTLE DALAŞMAK YERİNE ÇALIYI DOLAŞMAK!..

"İtle dalaşmak yerine çalıyı dolaşmak zaten yaygın bir davranıştı ama ortalık bu kadar çok it dolup o kadar az çalı kalınca mecbur oluyor, saldırmak isteyene bir taş da siz atıyorsunuz" diyen Yaşar Taşkın Koç, "Sonuç; batıklığa kenarından da girip paçalarınız çamur olması. Bataklığa dökmeye çalıştığınız kum, toprak anında cıvıyor boşa gidiyor anca bataklık büyüyor." ifadelerini kullandı.

NEREDEN SALINDIĞI MEÇHUL YENİ BİR TÜR!..

"Ortalığa nerden salındığı meçhul yeni bir tür asıyor kesiyor hükümler veriyor" diyen TRT Haber Daire Başkanı Koç, "İşin eğlenceli kısmına gülüp geçildikten sonra tiyatro orada bitmiyor. Hayatın yalın acımasız gerçeği karşımızda duruyor. İnsanlar haksız yere itham ediliyor; kimi işinden
ekmeğinden oluyor" dedi.

İşte Yaşar Taşkın Koç'un yazısından bazı satır başları:

Savcıları göreve çağırıyorlar sanal ortamlarda. Sanırsınız sanal savcılar var.

Hüküm veriyorlar, sanırsınız hepsi temyize bile gidemeyeceğiniz hüküm verme yetkisine sahip hakimler.

İstihbarat onlardan sorulur, devletin ve milletin bekasının tek yılmaz savunucusu koruyucusu hatta silahşörleri onlardır.

Onbinlerce ve çoğu belli ki alt gelir grubundan garibandan oluşma bir koro da ne yapsalar alkışlıyor, koro yükseltiyor sahnedeki komediyi.

Trentius burada devreye giriyor acımasızca…

Acaba alkışladıkları kişiler bu işlerden nasıl bir maddi kazanç sağlamaktadır, hangisi o sarsılmaz hüküm cümlelerini hangi holdingdeki kendine ait kattan atmaktadır hiç bilmemektedirler.

Zaman her şeyin ilacıdır derler.

Gerçeklerin elbet ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır.

Savcılar öyle twitle falan değil, somut başvuruyla, resmi yazıyla göreve çağrılır, onu da göstermek, ispatlamak bize düştüyse iş başa düştü der paçamızda diş izleri ve çamur lekeleriyle dilekçemizi yazarız, onun da nasıl yapıldığını gösteririz.

Özeti şu okuyucu; bunlar da geçer.

Bu bataklıklar da kurur.

Gerçek, haklı, iyi, doğru, güzel olana dair yürüyüşü sürer insanoğlunun.

Arada tabii ki ve maalesef çamur'dan yaratıldığımızı hatırlatan tiplemeler çıkacak üç kuruş hatırına…