Toplantıya alınmayan RTÜK üyesinden RTÜK'e dava!
RTÜK Üyesi İlhan Taşcı, RTÜK’e dava açmak için harekete geçti.
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) özel hattan televizyon yöneticilerine gönderdiği mektupta, yangın yayınlarıyla ilgili tehditte bulunması tartışması sürüyor. Tehdide rağmen yayınlarına devam eden televizyon kanallarına ceza için toplanacak RTÜK toplantısı öncesi skandal bir gelişme yaşanmıştı.
CHP’li RTÜK Üyesi İlhan Taşcı, "ihsası rey" (oyunu kullanmadan önce açıklama) bahanesiyle toplantıya alınmamıştı.
Üye İlhan Taşcı karşılık olarak ise RTÜK’e dava açmak için harekete geçti.
OdaTV'nin haberine göre; Av. Mustafa Gökhan Tekşen aracılığıyla Ankara Nöbetçi İdare Mahkemesine başvuran Taşcı, “ihsas-ı rey karar konulu idari işleminin yok hükmünde olduğunun tespiti veya öncelikle yürütmesinin durdurularak iptaline karar verilmesini” istedi.
Taşcı ve Av. Tekşen başvuruda dikkat çeken tespitlere de yer verdi.
İşte o başvurudan detaylar:
- RTÜK, son dönemde bağımsız idari otorite olarak asli görevi olan radyo ve televizyon yayınlarının düzenlenip denetlenmesi konusundan çıkıp, siyasi iktidarın beğenmediği türden yayıncılık yapan kuruluşlar açısından ifade ve basın özgürlüğünün sınırlanması için türlü sebepler arayan, siyasi iktidarı destekleyen veya iktidar tarafından “makbul” görülen kuruluşlar açısından ise koruyucu-kollayıcı bir kurum vasfına dönüşmüş-dönüştürülmüştür.
- Kurulun söz konusu anti-demokratik çalışma yapısı ve baskıcı kararları kamuoyunca da sıklıkla dile getirilmekte ve eleştirilmektedir. Müvekkil de, uzun yıllar yaptığı gazetecilik mesleğinden aldığı deneyimle medyadaki özgürlük yapısının korunması, ifade ve basın özgürlüğündeki fikir çeşitliliğinin evrensel değerler ve hukuk çerçevesi içerisinde korunması ve işlemesi yönünde kamu görevini ifa etmektedir.
- Bu itibarla; sıklıkla Kurul kararlarının anti-demokratik ve hukuk dışı uygulamalarına karşı çıkmakta, bu uygulamaları kamuoyu ile paylaşmakta, gerektiğinde Kurul kararlarına karşı oylarını şerh düşerek, sürecin hukuki takipçisi olmaktadır.
- Bu durum ise; müvekkil açısından, Kurul sayısal çoğunluğunu sağlayan diğer üyelerle ve özellikle Kurul Başkanı ile karşı karşıya kalma sonucunu doğurmaktadır. Fikirlerin karşı karşıya gelmesi demokrasinin olağan sonucu olmakla birlikte, iktidarı elinde bulunduran tarafından karşıt fikirlerin engellenmesi ve baskı altına alınmaya çabalanması otokrasinin yansımasıdır.
- Kurul Başkanının; AİHS, Anayasa ve yasalara aykırı, sansür ve tehdit içeren, yayıncılara yangın konusunda nasıl yayın yapılması gerektiğini dikte eden ve yapılmadığında hangi yaptırımların uygulanacağı konusunda “reyini” belli eden Kurul Başkanının yetkili hiç kimseye sormadan aldığı kararı eleştirmek hiç şüphe yok ki müvekkilin üstlendiği kamu görevinin gereği ve sorumluluğu olup, attığı tweet içeriği ihsas-ı rey değil ifade özgürlüğünün ayrılmaz parçası olan eleştiri hakkının kullanımıdır.Müvekkilin bulunduğu konum nedeniyle kamu yararı doğrultusunda halkı doğru bilgilendirme sorumluluğu bulunmaktadır.
- Müvekkilin toplantı dışı bırakılması önerisini getiren Kurul Başkanının, bugüne kadar birçok kez ihsas-ı rey olarak değerlendirilecek sosyal medya paylaşımı mevcutken, bilgilendirme ve fikri takip içeren bir tweetten ihsas-ı rey çıkarması, Kurul içi sağladığı sayısal çoğunluktan güç devşirme ve müvekkilin korunması yönünde yoğun çaba sarf ettiği ifade ve basın özgürlüğü mücadelesinde “dikensiz bir gül bahçesi” istemesinden ileri gelmektedir.
- Belirli bir sırayla, kolektif ve zincirleme işleyen idari para cezası yaptırımında, işlemlerden birindeki sakatlık, somut olayda toplantı oluşumu, tüm diğer idari işlem ve yaptırımları da sakatlamaktadır. Zira müvekkilin iradesi hukuka aykırı olarak kurul toplantısına yansıtılmamıştır.
- Öte yandan; söz konusu hukuka aykırılığa bir kere geçit verildiğinde, Kurulda çoğunluk tahakkümü kurulabilecek ve anayasal bir kurum olan RTÜK, ifade ve basın özgürlüğü alanındaki hukuksuzlukların merkezi haline dönebilecektir.