"The Gulen" belgeselini yönetmeni anlattı: Amerikan projesi olarak algılanıyor!
'The Gulen' belgeselinin yönetmeni Koç, "İran, Rusya ve Orta Asya’daki bazı ülkeler Fethullah Gülen hareketini bir Amerikan projesi olarak algılıyor" dedi.
ABD'nin Pensilvanya eyaletinde galası yapılan 'The Gulen' belgeselinin yönetmeni Serkan Koç, Avrasya coğrafyasında pek çok ülkenin Fethullah Gülen hareketini bir Amerikan projesi olarak algıladığını savundu.
Fethullah Gülen ve hareketinin, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) ve NATO şemsiyesi altında kurulduğu iddia edilen kontrgerilla yapılanmalarıyla ilişkisini konu alan belgeselin yönetmeni Koç, Pensilvanya eyaletinin Wind Gap semtindeki bir sinema salonunda düzenlenen gala sonrası AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Koç, belgeselin Gülen hareketinin 'arkasında yatan kuvvetin' ne olduğu sorusuna yanıt aradığını belirtti.
Belgeseli hazırlamak için birçok ülkeyi ziyaret ettiklerini belirten Koç, Rusya ve Orta Asya ülkelerinin Gülen hareketiyle bağlantılı okulları NATO ve CIA unsurları olarak gördüğü için kapattığını öne sürdü.
Koç, Özbekistan ve Türkmenistan gibi ülkelerin bu okullarda CIA ajanlarının barındığını tespit ettiğini iddia eden Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İran'ın tutumu çok ilginç. İran'da devletin çok üst düzey yöneticileriyle bu konuyu konuşma şansım oldu. Bana (dini lider) Hamaney'in bir danışmanı şunu söyledi: 'Bizim Amerika'da bir üs açmamızı hayal edebilir misiniz? Biz Fethullah Gülen hareketini böyle görüyoruz. İran'da bir Fethullah Gülen okulunun açılması demek Tahran'da bir Amerikan üssü açılmasıyla aynı şey'. Şu anda İran, Rusya ve Orta Asya'daki bazı ülkeler Fethullah Gülen hareketini bir Amerikan projesi olarak algılıyor. Orta Asya'da karşılaştığımız gerçek bu."
'Bir Gladyo Projesi' alt başlığıyla yayımlanan belgesel, Fethullah Gülen'in Sovyetler Birliği'nin çöküşünün ardından CIA rehberliğinde, dünyanın çeşitli bölgelerinde ABD çıkarları için faaliyet yürüttüğü iddialarını ele alıyor.
Belgesel ayrıca Gülen'in kendi hareketine mensup kişileri devlet içinde yapılanmaya teşvik ettiği konuşmalarına ilişkin bazı ses kayıtları içeriyor.
Yönetmen Koç, belgeselin esas hedefinin Fethullah Gülen hareketi ve benzer oluşumları yaratan iklimi anlatmak olduğunu vurgulayarak Gülen hareketinin NATO'nun Türkiye'nin sol ideolojilere kaymasını engellemek için devreye soktuğu mekanizmaların yarattığı bir sonuç olduğunu öne sürdü.
Koç, şunları söyledi:
"Ayrıca bu hareketin Türkiye'deki derin devletlerden Gladyo ile olan ilişkisi. Bunu merak ettiğiniz zaman ipin ucu bir şekilde oralara geliyor. Ta o dönemlerde Gülen hareketi keşfedilmiş, sonra kurgulanmış, büyütülmüş, okullar açtırılmış, dershaneler açtırılmış. MİT ve Türkiye'de derin devlet olarak bilinen tüm oluşumların bunda payı var."
Koç, "Türkiye’nin bu Gladyo belasından kurtulması lazım. Bugünkü hükümet yapar, yarınki hükümet yapar, önemli değil; Türkiye'de Gladyo ile hesaplaşan her kurumu desteklerim" diye konuştu.
'Gladyo'nun kozu
Soğuk Savaş'ın hala devam ettiğini savunan Koç, Gladyo benzeri organizasyonların yeniden gündemde olduğunu öne sürdü.
Ergenekon operasyonunun Türkiye'nin Batı sisteminin dışına çıkmasını engellemek için düzenlenmiş bir Gladyo operasyonu olduğunu iddia eden Koç, "Bu operasyonda Gladyo kendi elindeki kozları kullandı. Fethullah Gülen o kozlardan biriydi. Devlet içinde zaten örgütlenmiş bir yapı vardı. Bu yapı bu operasyonda kullanıldı" dedi.
Washington yönetiminin, hakkında yakalama kararı çıkarılan şüpheli Fethullah Gülen'i Türkiye'ye iade edeceğini düşünmediğini belirten Koç, ABD'nin dünyanın bazı bölgelerinde etki alanını artırmak için Gülen hareketine ihtiyacı olduğunu öne sürdü ve şunları söyledi:
"Gülen hareketi sadece Türkiye'ye ilişkin bir hareket değil. Sadece ABD'nin ve Batı'nın Türkiye'deki operasyonlar için kullandığı bir oluşum olmanın ötesinde uluslararası bir hareket. Afrika'daki Amerika'nın etki ve nüfuz alanını artırmak için ihtiyacı var. Orta Asya'da ihtiyacı var. Güney Asya'da, özellikle Çin'i kuşatmak için Endonezya'ya kadar olan coğrafyada ihtiyacı var. O nedenle kendi bünyesinde kurulmuş, hazır organize edilmiş, dünyanın pek çok yerine okul kurmuş bu teşkilatı Türkiye’de ayağı kesildi diye feda edeceğini pek zannetmiyorum."
Fethullah Gülen ve hareketinin, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) ve NATO şemsiyesi altında kurulduğu iddia edilen kontrgerilla yapılanmalarıyla ilişkisini konu alan belgeselin yönetmeni Koç, Pensilvanya eyaletinin Wind Gap semtindeki bir sinema salonunda düzenlenen gala sonrası AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Koç, belgeselin Gülen hareketinin 'arkasında yatan kuvvetin' ne olduğu sorusuna yanıt aradığını belirtti.
Belgeseli hazırlamak için birçok ülkeyi ziyaret ettiklerini belirten Koç, Rusya ve Orta Asya ülkelerinin Gülen hareketiyle bağlantılı okulları NATO ve CIA unsurları olarak gördüğü için kapattığını öne sürdü.
Koç, Özbekistan ve Türkmenistan gibi ülkelerin bu okullarda CIA ajanlarının barındığını tespit ettiğini iddia eden Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İran'ın tutumu çok ilginç. İran'da devletin çok üst düzey yöneticileriyle bu konuyu konuşma şansım oldu. Bana (dini lider) Hamaney'in bir danışmanı şunu söyledi: 'Bizim Amerika'da bir üs açmamızı hayal edebilir misiniz? Biz Fethullah Gülen hareketini böyle görüyoruz. İran'da bir Fethullah Gülen okulunun açılması demek Tahran'da bir Amerikan üssü açılmasıyla aynı şey'. Şu anda İran, Rusya ve Orta Asya'daki bazı ülkeler Fethullah Gülen hareketini bir Amerikan projesi olarak algılıyor. Orta Asya'da karşılaştığımız gerçek bu."
'Bir Gladyo Projesi' alt başlığıyla yayımlanan belgesel, Fethullah Gülen'in Sovyetler Birliği'nin çöküşünün ardından CIA rehberliğinde, dünyanın çeşitli bölgelerinde ABD çıkarları için faaliyet yürüttüğü iddialarını ele alıyor.
Belgesel ayrıca Gülen'in kendi hareketine mensup kişileri devlet içinde yapılanmaya teşvik ettiği konuşmalarına ilişkin bazı ses kayıtları içeriyor.
Yönetmen Koç, belgeselin esas hedefinin Fethullah Gülen hareketi ve benzer oluşumları yaratan iklimi anlatmak olduğunu vurgulayarak Gülen hareketinin NATO'nun Türkiye'nin sol ideolojilere kaymasını engellemek için devreye soktuğu mekanizmaların yarattığı bir sonuç olduğunu öne sürdü.
Koç, şunları söyledi:
"Ayrıca bu hareketin Türkiye'deki derin devletlerden Gladyo ile olan ilişkisi. Bunu merak ettiğiniz zaman ipin ucu bir şekilde oralara geliyor. Ta o dönemlerde Gülen hareketi keşfedilmiş, sonra kurgulanmış, büyütülmüş, okullar açtırılmış, dershaneler açtırılmış. MİT ve Türkiye'de derin devlet olarak bilinen tüm oluşumların bunda payı var."
Koç, "Türkiye’nin bu Gladyo belasından kurtulması lazım. Bugünkü hükümet yapar, yarınki hükümet yapar, önemli değil; Türkiye'de Gladyo ile hesaplaşan her kurumu desteklerim" diye konuştu.
'Gladyo'nun kozu
Soğuk Savaş'ın hala devam ettiğini savunan Koç, Gladyo benzeri organizasyonların yeniden gündemde olduğunu öne sürdü.
Ergenekon operasyonunun Türkiye'nin Batı sisteminin dışına çıkmasını engellemek için düzenlenmiş bir Gladyo operasyonu olduğunu iddia eden Koç, "Bu operasyonda Gladyo kendi elindeki kozları kullandı. Fethullah Gülen o kozlardan biriydi. Devlet içinde zaten örgütlenmiş bir yapı vardı. Bu yapı bu operasyonda kullanıldı" dedi.
Washington yönetiminin, hakkında yakalama kararı çıkarılan şüpheli Fethullah Gülen'i Türkiye'ye iade edeceğini düşünmediğini belirten Koç, ABD'nin dünyanın bazı bölgelerinde etki alanını artırmak için Gülen hareketine ihtiyacı olduğunu öne sürdü ve şunları söyledi:
"Gülen hareketi sadece Türkiye'ye ilişkin bir hareket değil. Sadece ABD'nin ve Batı'nın Türkiye'deki operasyonlar için kullandığı bir oluşum olmanın ötesinde uluslararası bir hareket. Afrika'daki Amerika'nın etki ve nüfuz alanını artırmak için ihtiyacı var. Orta Asya'da ihtiyacı var. Güney Asya'da, özellikle Çin'i kuşatmak için Endonezya'ya kadar olan coğrafyada ihtiyacı var. O nedenle kendi bünyesinde kurulmuş, hazır organize edilmiş, dünyanın pek çok yerine okul kurmuş bu teşkilatı Türkiye’de ayağı kesildi diye feda edeceğini pek zannetmiyorum."