TGRT HABER'DE ŞOK İDDİA! BÜLTEN SORUMLUSUNU AKP'Lİ VEKİL Mİ İŞTEN ATTIRDI?
TGRT Haber bülten sorumlusu Yavuz Karakoç'un işine son verildi. Karakoç, AKP Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş'ın bir telefonuyla işsiz kaldığını iddia etti.
TGRT Haber’de Bülten Sorumlusu olarak çalışan Yavuz Karakoç’un iddiasına göre, AK Parti Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş, canlı yayın konuğu olduğu programda konuşma süresini uzatınca, Karakoç tarafından canlı yayından alındı. Elitaş,TGRT Haber yönetimine telefonla ulaşarak bu kişinin işine hemen son verilmesini istedi. Durum bir süre idare edildi. ’Başka bir sebep öne sürülerek senin zaten Sayın Elitaş tarafından kovulman istenmişti’ denilerek Karakoç işten çıkartıldı.
Yavuz Karakoç, bu olayı gönderdiği bir maille duyurdu.İşte o mail...
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAVUNAN BAŞBAKAN’IN VEKİLİNE BAK, O’NU DİKKATE ALAN HABER KANALINA BAK…
Bilen bilir. Bir süre önce TGRT’de çalışmaya başladım. Bülten sorumlusu olarak. Bülten sorumlusu: üç saatlik bir bölümün A’dan Z’ye her şeyinden sorumlu kişisi anlamına gelir haber kanallarında. Kimi buna Creative Editör der, kimi sadece Editör der kimi bülten sorumlusu der. Ama görev tanımı aynıdır. O saatlerde o kişi haber müdürü yetkisindedir. Aksini iddia eden varsa beklerim…Yani en azından yetki sınırlaması açısından.
Efendim neyse sadede gelelim. Ben burada çalışmaya başladım ama bir tuhaflık vardı…Tuhaflık şu; günün planlamasını yapıp, hangi konuları ele alacağıma karar verdikten sonra bu konuları kiminle konuşabilirim konusu da neticeye erdiğinde artık iş sadece çıkıp programı planlanan şekilde bitirmeye kalır ki , orası işin en kolay yanıdır.
Ne zaman bültene başlasam, konukları rica minnet ikna edip kanala getirsem, ne zaman her şey yolunda tamam desem, çok sevgili sayın Başbakanımız başlar konuşmaya….Allah ne verdiyse. Selamünaleyküm’le girmesinden “Hadi Allah’a emanet olun” kısmına kadar yayınlamak TGRT için, Musa’nın On Emri gibi….Bu bir böyle, iki böyle, üç böyle…Çağırdığım kıymetli hocalara kusura bakmayın demekten yüzüm adeta kösele taşına döndü, kaşarlaştım… Ya her neyse bu konuyu defaten facebook ve twitter’de paylaşmıştım. Bu medyanın, haber kanallarının genel sorunu artık…’Basın özgürlüğü var mı?’, var…Ama yayınlar AK PARTİ’nin ipoteği altında...
Neyse, yine böyle bir salı günü AK PARTİ’nin grup toplantısı var…Çok sevgili sayın ve pek muhterem Başbakanımız yine konuşuyor. Tam bir saat, aralıksız…12:00 için çağırdığım konuk iptal…Bitti çok şükür... 13:00’deki konuğumu alacağım artık yayına, bir iki kelam gündem konuşucaz diye sevinirken, 10 dakika geçti. Başbakan yurtdışına gidiyormuş, havaalanında açıklama yapıyor…Be adam ışınlandın mı? Neyse orayı da yayına verdik. Tam bitti bitecek bir telefon Ankara’dan,’TBMM’de AK PARTİ Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş canlı yayın konuğumuz’ dediler…İyi de neden alıyoruz demeye kalmadan10 dakika konuşacak dendi…Elitaş, icraatlarını ve söylemek istediklerini söyledi.
Muhabire süresinin 5 dakika olduğunu ve sürenin aştığını söyledikten sonra Elitaş’ın sözleri bitirmesini söyledim. Ama nafile... Elitaş muhabirin araya girmelerine aldırış etmeden ve defalarca uyarılmasına rağmen konuşmasına devam etti...’Kesin yayını’ dedim. Düşün sesini onlar devam etsin. Reklama gittik sonra stüdyo konuğumuzla biz ana gündem maddemizi konuşmaya başladık…Aradan 10 dakika geçti. Birde ne göreyim muhterem Elitaş, Ankara’da hala yayındayız diye hareretle bir şeyler anlatıyor…
Neyse ben haberimi bitirdim. Çıkıp bir sonraki günün planlamasını yapmaya gittim. Haber Koordinatörü Yücel Koç geldi. Ya Yavuz sen ne yaptın? Adam patronu aramış sorumlusu kimse çıkarın demiş…Bizim patron da ’Emredersiniz efendim’ demiş…
Tahmin olunacağı ve referanslarım ölçüsünde şöyle bir cevap verdim Haber Koordinatörüne; “Yani bu adam beni şikayet etmiş öyle mi? Madem şikayet etmiş sizden ricam bir sonraki yayınımızda yine konuk alalım bakalım 30 saniyeden fazla konuşabiliyor mu? Bu böyle olmuyor, siz TGRT Haber’in anahtarlarını verin sayın Başbakanımıza , o fahri Genel yayın Yönetmenliği yapsın, çok sevgili Bülent Arınç’da Haber Koordinatörü olsun, pişkin pişkin, sırıta sırıta habercilik yapsınlar burada”…Cevabı merak ediyorsunuz değil mi? Etmeyin… Çünkü derin bir sessizlik oldu…
Neyse bu konu atlatıldıktan sonra hiç okyanus görmemiş, tatlı su yumuşakçalarından biriyle yine böyle konuk konusunda bir tartışma yaşadım bir süre sonra…O zaman yaptığım ve derin bir sessizlikle sonuçlanan konuşmanın cevabını, tatlı su yumuşakçasına azıcık omurgalı nasıl olunur diye bir iki laf ettiğim için ; Yavuz, ’Sen istifanı ver, zaten Elitaş senin çıkarılmanı istemişti. Böyle olmaz’ diye aldım…
Uzun lafın kısası basın özgürlüğünü hazmedemedim…Artık işsizler ordusunun bir neferiyim…Bana koyar mı? Zerre kadar umurumda olmaz…Utanması gereken asla ben değilim. Ben, başım dik olarak bu işi yapmaya devam edeceğim… Bahsi geçen isimler ne yapar bakın işte o hiç te benim sorunum değil.
Yavuz KARAKOÇ
TGRT HABER Eski Bülten Sorumlusu
Bir telefonla gazetecinin işten atılması iddiasına, kanal yönetiminin nasıl yanıt vereceği merak ediliyor. Mustafa Elitaş ve diğer taraflardan gelecek açıklamalar bu sayfada olacak.
medyakulisi
Yavuz Karakoç, bu olayı gönderdiği bir maille duyurdu.İşte o mail...
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAVUNAN BAŞBAKAN’IN VEKİLİNE BAK, O’NU DİKKATE ALAN HABER KANALINA BAK…
Bilen bilir. Bir süre önce TGRT’de çalışmaya başladım. Bülten sorumlusu olarak. Bülten sorumlusu: üç saatlik bir bölümün A’dan Z’ye her şeyinden sorumlu kişisi anlamına gelir haber kanallarında. Kimi buna Creative Editör der, kimi sadece Editör der kimi bülten sorumlusu der. Ama görev tanımı aynıdır. O saatlerde o kişi haber müdürü yetkisindedir. Aksini iddia eden varsa beklerim…Yani en azından yetki sınırlaması açısından.
Efendim neyse sadede gelelim. Ben burada çalışmaya başladım ama bir tuhaflık vardı…Tuhaflık şu; günün planlamasını yapıp, hangi konuları ele alacağıma karar verdikten sonra bu konuları kiminle konuşabilirim konusu da neticeye erdiğinde artık iş sadece çıkıp programı planlanan şekilde bitirmeye kalır ki , orası işin en kolay yanıdır.
Ne zaman bültene başlasam, konukları rica minnet ikna edip kanala getirsem, ne zaman her şey yolunda tamam desem, çok sevgili sayın Başbakanımız başlar konuşmaya….Allah ne verdiyse. Selamünaleyküm’le girmesinden “Hadi Allah’a emanet olun” kısmına kadar yayınlamak TGRT için, Musa’nın On Emri gibi….Bu bir böyle, iki böyle, üç böyle…Çağırdığım kıymetli hocalara kusura bakmayın demekten yüzüm adeta kösele taşına döndü, kaşarlaştım… Ya her neyse bu konuyu defaten facebook ve twitter’de paylaşmıştım. Bu medyanın, haber kanallarının genel sorunu artık…’Basın özgürlüğü var mı?’, var…Ama yayınlar AK PARTİ’nin ipoteği altında...
Neyse, yine böyle bir salı günü AK PARTİ’nin grup toplantısı var…Çok sevgili sayın ve pek muhterem Başbakanımız yine konuşuyor. Tam bir saat, aralıksız…12:00 için çağırdığım konuk iptal…Bitti çok şükür... 13:00’deki konuğumu alacağım artık yayına, bir iki kelam gündem konuşucaz diye sevinirken, 10 dakika geçti. Başbakan yurtdışına gidiyormuş, havaalanında açıklama yapıyor…Be adam ışınlandın mı? Neyse orayı da yayına verdik. Tam bitti bitecek bir telefon Ankara’dan,’TBMM’de AK PARTİ Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş canlı yayın konuğumuz’ dediler…İyi de neden alıyoruz demeye kalmadan10 dakika konuşacak dendi…Elitaş, icraatlarını ve söylemek istediklerini söyledi.
Muhabire süresinin 5 dakika olduğunu ve sürenin aştığını söyledikten sonra Elitaş’ın sözleri bitirmesini söyledim. Ama nafile... Elitaş muhabirin araya girmelerine aldırış etmeden ve defalarca uyarılmasına rağmen konuşmasına devam etti...’Kesin yayını’ dedim. Düşün sesini onlar devam etsin. Reklama gittik sonra stüdyo konuğumuzla biz ana gündem maddemizi konuşmaya başladık…Aradan 10 dakika geçti. Birde ne göreyim muhterem Elitaş, Ankara’da hala yayındayız diye hareretle bir şeyler anlatıyor…
Neyse ben haberimi bitirdim. Çıkıp bir sonraki günün planlamasını yapmaya gittim. Haber Koordinatörü Yücel Koç geldi. Ya Yavuz sen ne yaptın? Adam patronu aramış sorumlusu kimse çıkarın demiş…Bizim patron da ’Emredersiniz efendim’ demiş…
Tahmin olunacağı ve referanslarım ölçüsünde şöyle bir cevap verdim Haber Koordinatörüne; “Yani bu adam beni şikayet etmiş öyle mi? Madem şikayet etmiş sizden ricam bir sonraki yayınımızda yine konuk alalım bakalım 30 saniyeden fazla konuşabiliyor mu? Bu böyle olmuyor, siz TGRT Haber’in anahtarlarını verin sayın Başbakanımıza , o fahri Genel yayın Yönetmenliği yapsın, çok sevgili Bülent Arınç’da Haber Koordinatörü olsun, pişkin pişkin, sırıta sırıta habercilik yapsınlar burada”…Cevabı merak ediyorsunuz değil mi? Etmeyin… Çünkü derin bir sessizlik oldu…
Neyse bu konu atlatıldıktan sonra hiç okyanus görmemiş, tatlı su yumuşakçalarından biriyle yine böyle konuk konusunda bir tartışma yaşadım bir süre sonra…O zaman yaptığım ve derin bir sessizlikle sonuçlanan konuşmanın cevabını, tatlı su yumuşakçasına azıcık omurgalı nasıl olunur diye bir iki laf ettiğim için ; Yavuz, ’Sen istifanı ver, zaten Elitaş senin çıkarılmanı istemişti. Böyle olmaz’ diye aldım…
Uzun lafın kısası basın özgürlüğünü hazmedemedim…Artık işsizler ordusunun bir neferiyim…Bana koyar mı? Zerre kadar umurumda olmaz…Utanması gereken asla ben değilim. Ben, başım dik olarak bu işi yapmaya devam edeceğim… Bahsi geçen isimler ne yapar bakın işte o hiç te benim sorunum değil.
Yavuz KARAKOÇ
TGRT HABER Eski Bülten Sorumlusu
Bir telefonla gazetecinin işten atılması iddiasına, kanal yönetiminin nasıl yanıt vereceği merak ediliyor. Mustafa Elitaş ve diğer taraflardan gelecek açıklamalar bu sayfada olacak.
medyakulisi