Teoman'dan dikkat çeken sözler: Yıllardır menajerimden harçlık alıyorum
'Fasa Fiso' isimli bir kitap çıkartan ünlü şarkıcı Teoman, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Ünlü şarkıcı Teoman, parayla ilgilenmeyi sevmediğini belirtirken, "Yıllardır menajerimden harçlık alıyorum. 20 yıldır, hiçbir işten ne kadar kazanacağımı sormadım" diye belirtti.
Teoman'ın, Posta gazetesinden Oya Çınar'a verdiği röportajın ilgili kısmı şu şekilde:
"- 90’larda Şişli’de bir çatı katında kalıyorsunuz. Evde su akmıyor. Parasızsınız. En büyük isteklerinizden biri: Suyu tazyikli akan bir evde oturmak. 'O kadar tazyikli akmalı ki canımı acıtmalı' diyorsunuz. Şimdi daha mutlu musunuz?
- Şaka yollu soruyorsunuz ama ben ciddi ciddi cevap vereceğim (gülüyor). Banyo yapmaya bayılıyorum. Uzun uzun, tazyikli tazyikli duşlar hayatta en sevdiğim şeylerden. O yüzden de züğürtlük dönemlerimde en büyük hayallerimden biri, çok güzel bir banyom olmasıydı. Artık var! Evimin suyunun tazyiki de yeterli ama hayallerimdeki gibi değil. Tazyik artırmak için konuştuğum bütün ustalar, bu tazyikin maksimum olduğunu, daha artırırsak tesisatla ilgili problem çıkacağını söylediler. Ne yapalım, katlanacağız! Daha mutlu muyum? Duşun altındayken evet sanırım.
- Parayla ilişkiniz nasıl?
- Sevmiyorum parayla ilgilenmeyi. Yıllardır menajerimden (Funda Sanlıman) harçlık alıyorum. 20 yıldır, hiçbir işten ne kadar kazanacağımı sormadım. Kırk yılda bir, 'Ne kadar yatırımım var, ne kadar param var?' diye sorarım. O da söyler. Menajerim benim için arada bir emlak alıyor. Hiçbir binamı, arsamı da görmedim. Sadece fotoğraflardan biliyorum yatırımlarımı.
- Annenizin en büyük nasihati: Kimseye borcun olmasın...
- İlk kez 27 yaşında birilerinden borç almaya başladım. O dönemde hayatımın en önemli meselesi o borçları ödemekti. Uykularım kaçıyordu... Takıktım o konuya. Bir daha da kimseden borç almadım zaten. Anne nasihatlarından çoğunu tuttum aslında. Annem otoriter bir klasik ahlakçıydı. Beni de öyle yetiştirdi."
Teoman'ın, Posta gazetesinden Oya Çınar'a verdiği röportajın ilgili kısmı şu şekilde:
"- 90’larda Şişli’de bir çatı katında kalıyorsunuz. Evde su akmıyor. Parasızsınız. En büyük isteklerinizden biri: Suyu tazyikli akan bir evde oturmak. 'O kadar tazyikli akmalı ki canımı acıtmalı' diyorsunuz. Şimdi daha mutlu musunuz?
- Şaka yollu soruyorsunuz ama ben ciddi ciddi cevap vereceğim (gülüyor). Banyo yapmaya bayılıyorum. Uzun uzun, tazyikli tazyikli duşlar hayatta en sevdiğim şeylerden. O yüzden de züğürtlük dönemlerimde en büyük hayallerimden biri, çok güzel bir banyom olmasıydı. Artık var! Evimin suyunun tazyiki de yeterli ama hayallerimdeki gibi değil. Tazyik artırmak için konuştuğum bütün ustalar, bu tazyikin maksimum olduğunu, daha artırırsak tesisatla ilgili problem çıkacağını söylediler. Ne yapalım, katlanacağız! Daha mutlu muyum? Duşun altındayken evet sanırım.
- Parayla ilişkiniz nasıl?
- Sevmiyorum parayla ilgilenmeyi. Yıllardır menajerimden (Funda Sanlıman) harçlık alıyorum. 20 yıldır, hiçbir işten ne kadar kazanacağımı sormadım. Kırk yılda bir, 'Ne kadar yatırımım var, ne kadar param var?' diye sorarım. O da söyler. Menajerim benim için arada bir emlak alıyor. Hiçbir binamı, arsamı da görmedim. Sadece fotoğraflardan biliyorum yatırımlarımı.
- Annenizin en büyük nasihati: Kimseye borcun olmasın...
- İlk kez 27 yaşında birilerinden borç almaya başladım. O dönemde hayatımın en önemli meselesi o borçları ödemekti. Uykularım kaçıyordu... Takıktım o konuya. Bir daha da kimseden borç almadım zaten. Anne nasihatlarından çoğunu tuttum aslında. Annem otoriter bir klasik ahlakçıydı. Beni de öyle yetiştirdi."