TELEVİZYONLAR İZLEYİCİYİ NASIL AVANAK YERİNE KOYUYOR?
Galata Köprüsü'nde taşradan İstanbul'a gelenleri söğüşleyen 'gözbağcılar', bunların yanında zemzemle yıkanmış gibi kalır.
Seyirci 'avanaklar kitlesi' değildir!
Televizyon izleyicilerinin reklam verenler ve kanal yönetimleri tarafından bu kadar 'hoyratça' kullanıldığı, bu denli aşağılandığı ve enayi yerine konulduğu bir başka ülke olduğunu sanmıyorum.
Reklam sürelerinin uzunluğunu, RTÜK kurallarının her fırsatta ihlal edilmesini, bir diziyi izlemek için ekran başında 3 saat işkence çekilmesini geçtim. Ama son dönemde başvurulan bir uygulama var ki, bir dönem Galata Köprüsü'nde taşradan İstanbul'a gelenleri söğüşleyen 'gözbağcılar', bunların yanında zemzemle yıkanmış gibi kalır. Dizilerin finaline doğru reklam kuşağı yayınlanıyor. 10 dakika boyunca sabırla bekledikten sonra bir de ne görelim? İzlediğimiz sahne başa alınıp 10 saniyeliğine yeniden yayınlanıyor ve kapanış jeneriği akıyor...
Ekrana öylece baka kalırken, avanaklığımız da yanımıza kâr kalıyor. Reklamcılar, ekran başındakilere boşuna 'hedef kitle' demiyorlar. Onlar atacak, biz vurulacağız. Televizyon, reklamsız yaşamaz. Tabii ki odamıza kadar getirilen bu hizmetin ticari bir karşılığı olacak. Ama balık tutmanın da bir yolu, yöntemi var. Siz olta sallandırdınız da biz ne zaman zokaya takılmadık? Ama saflığımızdan yararlanıp dinamitle avlanmak da neyin nesi?
Yüksel AYTUĞ / SABAH
Televizyon izleyicilerinin reklam verenler ve kanal yönetimleri tarafından bu kadar 'hoyratça' kullanıldığı, bu denli aşağılandığı ve enayi yerine konulduğu bir başka ülke olduğunu sanmıyorum.
Reklam sürelerinin uzunluğunu, RTÜK kurallarının her fırsatta ihlal edilmesini, bir diziyi izlemek için ekran başında 3 saat işkence çekilmesini geçtim. Ama son dönemde başvurulan bir uygulama var ki, bir dönem Galata Köprüsü'nde taşradan İstanbul'a gelenleri söğüşleyen 'gözbağcılar', bunların yanında zemzemle yıkanmış gibi kalır. Dizilerin finaline doğru reklam kuşağı yayınlanıyor. 10 dakika boyunca sabırla bekledikten sonra bir de ne görelim? İzlediğimiz sahne başa alınıp 10 saniyeliğine yeniden yayınlanıyor ve kapanış jeneriği akıyor...
Ekrana öylece baka kalırken, avanaklığımız da yanımıza kâr kalıyor. Reklamcılar, ekran başındakilere boşuna 'hedef kitle' demiyorlar. Onlar atacak, biz vurulacağız. Televizyon, reklamsız yaşamaz. Tabii ki odamıza kadar getirilen bu hizmetin ticari bir karşılığı olacak. Ama balık tutmanın da bir yolu, yöntemi var. Siz olta sallandırdınız da biz ne zaman zokaya takılmadık? Ama saflığımızdan yararlanıp dinamitle avlanmak da neyin nesi?
Yüksel AYTUĞ / SABAH