Telefonunda Bylock çıkan Polis Müdürü, 'Menzilciyim' deyince terfi ettirildi

T24 yazarı Tolga Şardan, FETÖ'cülerden sonra emniyet teşkilatında Menzil cemaatinin ön plana çıktığını yazmıştı. Meclisteki soru üzerine "Bir tek Menzilci gösteremezsiniz" diyen Soylu'ya Tolga Şardan kanıtlarıyla bakın nasıl yanıt verdi?

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, Emniyet’te Menzil tarikatının kadrolaştığı iddialarına dair verdiği, “Bir tane (örnek) göstersinler, bakanlığı bırakacağım” yanıtı tartışılmaya devam ediyor. Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun Metastaz kitabında yer verdiği emniyetteki Menzilcilere dair örnekler ardından bir örnek daha ortaya çıktı.Gazeteci Tolga Şardan’ın iddiasına göre, 15 Temmuz Darbe Girişimi’nden sonra telefonunda Bylock bulunan ve FETÖ soruşturması kapsamında açığa alınan bir emniyet personeli, ifadesinde üstüne basa basa Menzilci olduğunu söyledi, soruşturma kapatıldı. Açığa alınmadan önce Başbakanlık Koruma Dairesi’nde çalışan polis, şu anda Ankara’da bir ilçenin emniyet müdürü.Tolga Şardan’ın, “Emniyet’te Menzilci var mı?” başlığıyla T24’te yayımlanan yazısından ilgili bölümler aynen şöyle:

Tarih, 19 Ağustos 2016. Yani, 15 Temmuz'da yaşanan FETÖ'nün organize ettiği anlaşılan darbe girişiminden tam 45 gün sonrası.

İsmini vermek istemiyorum, ancak görev yerini söyleyebilirim; Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanlığı'nda bir şube müdürü. Bu birim, o dönemde son Başbakan Binali Yıldırım'ın ve ailesi ile Bakanlar Kurulu üyelerinin güvenliğini sağlıyordu.

Bu şube müdürü, FETÖ'nün örgüt üyeleri içinde iletişimi sağlamak için özel olarak kullandığı Bylock programının kendisine ait cep telefonunda bulunması üzerine savcılık talimatıyla gözaltına alındı.

Hakkında adli soruşturma yürütülen şube müdürü, aynı zamanda idari soruşturma kapsamında açığa alınarak ifadesine başvuruldu.

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün görevlendirdiği müfettişler, disiplin soruşturması yapılan şube müdürüne Bylock kullanması konusunda toplam 11 soru yöneltti.

Sorulardan birisi, mesleki özgeçmişle birlikte görev süresi boyunca aldığı taltiflerden FETÖ'ye himmet verip vermediğiydi.

Şube müdürü, mesleki öz geçmişini anlattıktan sonra şu cümleyi kuruyor:

"…Toplam yaklaşık 40 taltifim var. Aldığım taltiflerde FETÖ/PDY örgütüne yardımda bulunmadım. Herhangi bir yerde üyeliğim yok aile fertlerimle birlikte. Yalnız 2001 yılından bu yana Menzil'e gider gelirim. Büyük oğlum A.T., AK Partinin lise gençliğine ait Aklıselim koluna gidip gelmektedir."

Müfettişlerin resmi ifadeye aldığı bu anlatımın dışında şube müdürü yine müfettişlerin "FETÖ/PDY tarafından organize edilen yurt içi veya yurt dışındaki ev toplantılarına, gezilerine katıldınız mı? Katıldıysanız ne zaman ve nerede katıldınız? FETÖ/PDY örgütüne 'himmet' adı altında ya da başka herhangi bir yardımda bulundunuz mu?" sorunu ise şöyle yanıtladı:

"Katılmadım. Menzil toplantılarına katıldım. Adana'da, Mardin'de, Konya'da ve Ankara'da kesintisiz Menzil toplantılarına katılımım olmuştur. Belirttiğim yerlerde araştırma yapılabilir. Himmet adı altında herhangi bir yere herhangi bir aktarımım olmamıştır."

Müfettişler, şube müdürüne bu kez "Darbe girişiminden önce size bununla ilgili herhangi bir bilgi verildi mi? Size herhangi bir görev verildi mi? Darbe giriminden ne zaman haberiniz oldu?" sorusunu yöneltti.

FETÖ'cü olduğu iddiasıyla soruşturma geçiren şube müdürü şu yanıtı verdi:"Herhangi bir mesaj gelmedi. Öncesinde de herhangi bir bilgi verilmedi, görev verilmedi, verilemez de. Darbe girişimi olduğu gece, beş kişi Menzil'e gitmek için yola çıkmıştık. Elmadağ civarında eşimden gelen telefonla durumu öğrenip hemen geri dönüp senelik izinde olmama rağmen ve herhangi bir çağrı olmamasına rağmen görev yerim olan Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanlığı resmi konut yerleşkesinde görev aldım. Kamera kayıtlarından ve görevli personelden durumun teyidi alınabilir."

Daha önce Özel Harekât'ta, asayiş ekiplerinde, karakollarda, Çevik Kuvvet'te çalışan bu şube müdürü 2013'ten bu yana da Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanlığı'nda görevliydi.

İfadesinde -o dönem itibarıyla- 15 yıldır Menzil cemaatinin faaliyetlerine katıldığını üzerine basa basa anlatan şube müdürü, kolayca tahmin edileceği üzere halen emniyet teşkilatında çalışıyor.

Hem de o kadar çok uzakta değil. Ankara Emniyet Müdürlüğü kadrosunda ilçe emniyet müdürü.

Üstelik ifadesinde bir cemaatin üyesi olduğunu açıkça itiraf eden şube müdürü, bu süreçte terfi alarak 4. sınıf emniyet müdürlüğünden 3. sınıf emniyet müdürlüğüne terfi ettirildi.Bu arada, sorulması gereken başka bir soru daha var: "Bu polis müdürü FETÖ'cülerin kullandığı Bylock'u yüklediyse nasıl Menzilci oluyor? Eğer FETÖ'cü değil, Menzilciyse Bylock şahsi telefonunda neden yüklü?"

İşte bu noktada daha önceki yazılarımda belirttiğim üzere "renklendirmeye" dikkat çekmek istiyorum. Halen, emniyet teşkilatında "renklenmiş"ler mevcut. Hem de bazıları üst düzey görevlerde.

Soylu'nun "Bir tane göstersinler, bakanlığı bırakacağım" sözlerine yanıt olarak bir belgeyi paylaştım.

TBMM'deki iddialı cümlesine karşılık olan bu belge, halen Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın arşivinde mevcut.

Açıkçası Soylu'nun bu değerlendirmeyi "siyaset" çerçevesinde yaptığını düşünüyorum.

Bakan Soylu, bu iddialı cümleyi kurmadan önce keşke yakın çalışma ekibinde yer alan istihbarat, terörle mücadele, personel hatta teftiş kurulunun başkanlarına sorup bilgi alsaydı.

Eğer sorduysa ve "yoktur" yanıtını aldıysa, naçizane önerim Bakan Soylu çalışma ekibini yeniden gözden geçirmelidir.Kaldı ki, meslektaşlarım Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan, Metastaz adlı kitaplarında Polis Akademisi'ndeki Menzil yapılanmasının örneklerini verdi.

İçişleri Bakanlığı ve Polis Akademisi'nden sorumlu Emniyet Genel Müdürlüğü bu konuda herhangi bir tepki göstermedi. Sessiz kalarak bir nevi ikrar yoluna gitti. Kendi içlerinde de bir soruşturma ya da inceleme başlatıldığını duymadık.