"TELEFONDA NE KONUŞUYORUM?..." ORAY EĞİN TELEFONDA KONUŞURKEN ŞİFRE Mİ KULLANIYOR?...

"Ya eğer bu konuşma kaydediliyorsa kesin şifreli konuştuğumuzu ve bir şey planladığımızı düşünüyorlardır"

Telefonda ne konuşuyorum?


Epey bir zaman önce yakın bir arkadaşımla aramızda şöyle bir telefon konuşması geçti:

-"Options"a gireceksin, oradan bak.

-16:9 mu olsun yoksa 4:3 mü?

-"Pilar" diye bir seçenek olması lazım. 16:9 ekranlarda 4:3 görüntüleri de gösteriyor.

-Tamam seçiyorum.

-Bak şimdi black bar´lar var mı?

-Hayır görünmüyor burada.

-Logo ortada gibi mi?

-Evet.

-22´ye falan bak, orada bar´lar görünmeli.

-Tamam şimdi görünüyor.

-İşte yayın 4:3´se black bar´lar çıkacak, 16:9´sa normal görünecek.

-HD nerede peki?

-300´lerde olması gerek. 311 olabilir.

Tam bu konuşmanın ortasında aynı anda kahkahalar atmaya başladık, çünkü karşımdaki kişi "Ya eğer bu konuşma kaydediliyorsa kesin şifreli konuştuğumuzu ve bir şey planladığımızı düşünüyorlardır" dedi. Hakikaten de 16:9 ya da 4:3 gizli bir eylemin kodları olabilir mi? Kendi aramızda geliştirdiğimiz bir yöntem bu belki de, anlaşılmamak için.

Doğrusu yarın öbür gün "Ergenekon" benzeri bir iddianamede yer alsa şaşırmam. Çünkü bütün iddianame ve ekleri buna benzer absürd konuşmalarla dolu. İşin tuhafı hiç kimseye de anlatamayız gerçekte neden bahsettiğimizi.

Halbuki arkadaşım evine Digiturk Plus almıştı, yani televizyonuna uygun olarak ekran ayarlarını yapıyordu. Bilindiği gibi 16:9 geniş, 4:3 de standart ekranın oranları. Gel de bunu anlat şimdi.

Dün, Hürriyet gazetesinde "Ne tanıklar ne sanıklar ama afişe oldular" başlıklı haberde çoğunu tanımadığım insanların fotoğraflarının arasında kendimi görünce bu konuşmayı hatırladım. Ergenekon iddianamesi sanıklarının cep telefonu kayıtlarında kayıtlı kişilerin adları ve telefonları da ek´te yayınlanmış, İnternet´te görenler kolaylıkla bu bilgilere ulaşabiliyorlarmış.

Ahmet Ertürk, Ali Koç, Mesrop Mutafyan, Ahu Tuğba, Zeynep Abidin Erdem, merhum Hasan Doğan gibi farklı farklı kesimlerden isimlerin olduğu çok renkli bir liste bu. İçlerinden bire bir tanıştığım ve telefon trafiğimin olduğu bir İzzet Çapa var.

Herhangi bir belgeye gerek kalmadan, kendi adımın orada neden yer aldığını hemen anladım. Sonradan doğrulattığımda da düşündüğüm şey çıktı.

Güler Kömürcü´nün telefon rehberi incelendiğinde kayıtlı isimlerin teker teker dökümü yapılmış. 50. sırada da benim adım yer alıyormuş.

Anlaşılabilir bir durum, aynı gazetede çalışıyorduk sonuçta. Üç-beş kere de telefonla konuşmuşluğumuz vardır illa ki. Uzun ve çok da önemli olmayan konuşmalardan bahsediyorum. Birinin telefonunu istemek gibi konuşmalar.

Hürriyet´teki listede sadece üç gazetecinin adı geçiyor: Devrim Sevimay, Tuncay Özkan ve ben. Ergenekon sanıklarının telefon kayıtlarında sadece bizlerin numarası mı kayıtlı, yoksa üçümüz aradan cımbızlanıp mı ek dosyaya konulmuşuz? Asıl merak ettiğim bu. Sadece üçümüzün yer alması akla pek yatkın görünmüyor, sadece üçümüzden listede bahsedilmesi de pek iyi niyetli değil.

Mesela bu sanık listesindeki bir sürü isimde yandaş basından bir tek gazetecinin telefonu kayıtlı değil midir?

Düşünüyorum da telefonumu bu listeye koyanlar, konuşmalarımı da kesin inceleme altına almışlardır. Eminim eğlenceli mevzular çıkar onlara. Digiturk ayarı gibi içinden çıkamayacakları pek çok "şifre"den bahsediyorum konuşmalarımda: Bluray, HDMI kablosu, iTunes hesabına para yüklemek, amazon´