TECRİTTE BİR YIL OLDU! GAZETECİLER ONLAR İÇİN YÜRÜYECEK!
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan gazeteciler Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan'ın tecritte bir yılları doldu.
Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan gazeteci Tuncay Özkan 27 Eylül 2008’de, Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Balbay ise 6 Mart 2009’da tutuklanarak cezaevine konulmuştu. Bir yıl öncesine kadar birlikte aynı hücrede kalan iki gazeteci, geçen 28 Şubat’ta ansızın tek kişilik hücrelere alındı.
Mustafa Balbay 28 Mart 2011’de katıldığı duruşmada yaşadıkları durumu şöyle anlatmıştı; “Cezaevi koşulları çok kötü. 28 Şubat’ta, 4 No’lu Cezaevi’nde Tuncay Özkan’la birlikte kalıyorduk. Akşam 17.00 sıralarında görevliler geldi ve ‘Sevk var’ deyip, bütün eşyalarımızı toplamamızı istediler. Gece 03.00’te tek kişilik hücrelere konulduk. Ayrı ayrı kalacağımız söylendi. Nedenini sorduğumuzda ‘Ankara’dan emir böyle’ yanıtını aldık. Hücre, hücre değil, koğuş, koğuş değil. İlk 20 günde 34 tamirci geldi. Hücreleri kanalizasyon bastı, yapılan tamiratlardan sonra müteahhit geldi ‘Başka eksik var mı?’ diye sordu. Ben de ‘Bu şekilde neden cezaevini teslim ettiniz?’ dedim. O da ‘Biz daha cezaevini teslim etmedik’ diye yanıt verdi. Silivri Cezaevi’ne müteahhitten tutuklular teslim aldı.”
9 adım koridoru
Özkan da kendi kaleminden kaldığı hücreyi şöyle anlatmıştı: “Uzunluğu 9 adım; adına “9 adım volta koridoru” dedim. Hücre 5 adım boyunda. Masa ve sandalye sonrası iki adım kalıyor. Ellerimi açtım iki yanıma; siz de görün istedim tecrit hücremi. Hem de bu en iyisi, en yenisi. Koridorun ucundaki kapı günce üç kez açılıyor. Sabah sayımı ve öğlen yemeği. Akşam sayımı ve akşam yemeği. Cezaevindeki bütün kapılarda mazgal var; benim hücremin kapısında yok. Çünkü tecritteyim. Havalandırma 9 adım. 5 adım eni var. “
Özkan rahatsız ama teşhis konulamadı
Avukat Hüseyin Ersöz bugün Ankara’da Avrupa Birliği Cezaevleri Komisyonu’na iki gazetecinin cezaevi koşulları hakkında bilgi verecek. Cezaevlerindeki sağlık koşullarının çok kötü olduğunu ve önemli rahatsızlıklar da bile doğrudan üniversite hastanelerine tedavi edilme şansının olmadığını anlatan Avukat Ersöz, gazeteci Özkan’ın ciddi sağlık sorunları yaşadığını söyledi. Özkan’ın elleri ve ayaklarında sararmalar olduğunu, bazı testler yapıldığını ama teşhis konulamadığını dile getiren Ersöz, “Bu rahatsızlığıyla ilgili olarak nörolojik bir sıkıntı olabileceği endişesi var ama kendisi üniversite hastanesine sevk edilmediği için ne yazık kı teşhis konulamadı. Şu anda Özkan’ın rahatsızlığının ne olduğunu bilmiyoruz” dedi.
Her şeye rağmen moralleri iyi
Özkan ve Balbay haftada bir saat spor alanına çıkarılıyor. Mustafa Balbay, OdaTv editörü Barış Terkoğlu’yla birlikte spor yapma şansını yakalıyor ama Özkan hep tek başına. Kendi hücresi önünde 15 metrekarelik bir alan var. Yüksek duvarların arasından gökyüzünü seyredebiliyor. Ama her şeye rağmen iki gazetecinin de moralleri çok yüksek.
Cumartesi günü eylem var
Balbay ve Özkan’ın tek kişilik hücrelere konulmasının birinci yılında gazeteciler, aydınlar, sanatçılar Galatasaray Lisesi önünde saat 13.00’te bir araya gelecek. Taksim Meydanı’na kadar yürüyecek olan eylemciler, Özkan ve Balbay’a uygulanan tecridi protesto edecek.
Mustafa Balbay 28 Mart 2011’de katıldığı duruşmada yaşadıkları durumu şöyle anlatmıştı; “Cezaevi koşulları çok kötü. 28 Şubat’ta, 4 No’lu Cezaevi’nde Tuncay Özkan’la birlikte kalıyorduk. Akşam 17.00 sıralarında görevliler geldi ve ‘Sevk var’ deyip, bütün eşyalarımızı toplamamızı istediler. Gece 03.00’te tek kişilik hücrelere konulduk. Ayrı ayrı kalacağımız söylendi. Nedenini sorduğumuzda ‘Ankara’dan emir böyle’ yanıtını aldık. Hücre, hücre değil, koğuş, koğuş değil. İlk 20 günde 34 tamirci geldi. Hücreleri kanalizasyon bastı, yapılan tamiratlardan sonra müteahhit geldi ‘Başka eksik var mı?’ diye sordu. Ben de ‘Bu şekilde neden cezaevini teslim ettiniz?’ dedim. O da ‘Biz daha cezaevini teslim etmedik’ diye yanıt verdi. Silivri Cezaevi’ne müteahhitten tutuklular teslim aldı.”
9 adım koridoru
Özkan da kendi kaleminden kaldığı hücreyi şöyle anlatmıştı: “Uzunluğu 9 adım; adına “9 adım volta koridoru” dedim. Hücre 5 adım boyunda. Masa ve sandalye sonrası iki adım kalıyor. Ellerimi açtım iki yanıma; siz de görün istedim tecrit hücremi. Hem de bu en iyisi, en yenisi. Koridorun ucundaki kapı günce üç kez açılıyor. Sabah sayımı ve öğlen yemeği. Akşam sayımı ve akşam yemeği. Cezaevindeki bütün kapılarda mazgal var; benim hücremin kapısında yok. Çünkü tecritteyim. Havalandırma 9 adım. 5 adım eni var. “
Özkan rahatsız ama teşhis konulamadı
Avukat Hüseyin Ersöz bugün Ankara’da Avrupa Birliği Cezaevleri Komisyonu’na iki gazetecinin cezaevi koşulları hakkında bilgi verecek. Cezaevlerindeki sağlık koşullarının çok kötü olduğunu ve önemli rahatsızlıklar da bile doğrudan üniversite hastanelerine tedavi edilme şansının olmadığını anlatan Avukat Ersöz, gazeteci Özkan’ın ciddi sağlık sorunları yaşadığını söyledi. Özkan’ın elleri ve ayaklarında sararmalar olduğunu, bazı testler yapıldığını ama teşhis konulamadığını dile getiren Ersöz, “Bu rahatsızlığıyla ilgili olarak nörolojik bir sıkıntı olabileceği endişesi var ama kendisi üniversite hastanesine sevk edilmediği için ne yazık kı teşhis konulamadı. Şu anda Özkan’ın rahatsızlığının ne olduğunu bilmiyoruz” dedi.
Her şeye rağmen moralleri iyi
Özkan ve Balbay haftada bir saat spor alanına çıkarılıyor. Mustafa Balbay, OdaTv editörü Barış Terkoğlu’yla birlikte spor yapma şansını yakalıyor ama Özkan hep tek başına. Kendi hücresi önünde 15 metrekarelik bir alan var. Yüksek duvarların arasından gökyüzünü seyredebiliyor. Ama her şeye rağmen iki gazetecinin de moralleri çok yüksek.
Cumartesi günü eylem var
Balbay ve Özkan’ın tek kişilik hücrelere konulmasının birinci yılında gazeteciler, aydınlar, sanatçılar Galatasaray Lisesi önünde saat 13.00’te bir araya gelecek. Taksim Meydanı’na kadar yürüyecek olan eylemciler, Özkan ve Balbay’a uygulanan tecridi protesto edecek.