"TEBRİKLER TRT SPOR…" ÜNLÜ SPOR YAZARINDAN TRT SPOR'A ÖVGÜ DOLU YAZI!

TRT hepsini büyük bir titizlilik ve çağdaş yayıncılık anlayışı içinde ekranlara taşıdı.

TEBRİKLER TRT SPOR…

Güney Afrika’da düzenlenen Dünya Kupası’nda grup maçları ve ikinci tur karşılaşmaları sona erdi. Önümüzde artık çeyrek final, yarı final ve de final maçları kaldı.

Tam tamına 48 grup mücadelesi ve 8 ikinçi tur karşılaşması geride kaldı.

TRT hepsini büyük bir titizlilik ve çağdaş yayıncılık anlayışı içinde ekranlara taşıdı. İlk kez TRT’den böylesine büyük bir organizasyonun yayınından keyif aldım. Maç önü ve sonu programları ve de özellikle anlatımlar çok başarılı.

Yalçın ÇETİN önderliğindeki Spor Servisi’nin spikerleri anlatım ve yorumlarla Avrupa’nın önde gelen yabancı televizyon kuruluşlarındaki meslektaşlarını kesinlikle aratmadılar.

Doğruya, doğru…Eğri oturalım, doğru konuşalım…

TRT Spor şu ana kadar Güney Afrika’yı kusurusz olarak evlerimize taşıdı. Çığırtkanlık yapmadan, fazla bilgiye boğmadın, ekranlara yansıyan veya en önemlisi yansımayan (Arjantin maçında Heinze’nin kameramanı tartaklaması – Meksikalı futbolcuların maç sonu yan hakeme tepki göstermeleri gibi) tüm detayları düzgün bir dille bizlere aktardılar.

Güney Afrika’daki Dünya Kupası’nda görev alan birçok spikeri daha yeni yeni tanımaya başladık. Ama gördük ki, hepsi seçilmiş ve son derece başarılı. İçlerinden eleştirebileceğim tek bir isim yok.

Her şeyden önemlisi ise Spor Servisi ekibinin tek bir vucüt gibi hareket etmesi. Arkadaşlarının minikte olsa ‘ hatalarını’ sahiplenmeleri ve birbirlerini ekran başındaki izleyiciye karşı haklı gerekçeler sunarak savunmaları.

Açıkçası bu çok hoşuma gitti. Bu bir duruştur ve TRT Spor’un karakterini yansıtır.

Peki ya, beğenmediğim ve eleştirmek istediğim yönler yok mu?

Elbette var…Güney Afrika’daki stüdyonun dekoru. Daha bir hoş ve canlı ‘design’ edilebilirmiş.

Bir de sponsor tarafından sağlanan kıyafetler. ‘LACOSTE’ son derece iyi bir seçim ancak ekrana çıkan arkadaşların model ve de özellikle renkler konusunda biraz daha seçici olmaları gerek. Aslında suç onların da değil. Çünkü onlar modacı değil. Burada ‘LACOSTE’ çalışanlarının devreye girip, kime hangi ton, hangi model yakışır ve ekranda nasıl durur şeklinde yönlendirmelerde bulunmaları gerekirdi.

Mutluhan Suner/Fotospor