Bin senelik saygı sana yetmez mi
Bir kahvenin hatırı var efendi
Ateş olan yerde duman tütmez mi
Bunu sağır sultan duyar efendi
Dur dur utanmaz hakkın emrine kanmaz
Dünyada adam yakan ahrette nasıl yanmaz
Bugün siz yoldaşlarımı Aşık Mahzuni Şerif’in dizeleriyle selamlıyorum.
Öyle bir dünyadayız ki, adam yakan çok.
Ama yanan yok.
İşimiz ahirete kaldı, tek umudumuz ilahi adalet.
Amma bazen ilahi adaleti beklemek de insanı çok yoruyor sırdaşlar.
O nedenle bu mütevazı köşemde, elimden geldiğince, medya aleminde adam yakanlar için biraz da olsa ahireti tattırmaya çalışıyorum.
Yine bir zalim hikayesiyle karşınızdayım.
Bu kez hikayemizin geçtiği yer, en büyük ana haber bültenlerinden biri.
Baş aktör o bültenin yayın yönetmeni.
Olaylarsa yıllardır önü alınamayan akçeli işler ve yolsuzlukluk vakalarının etrafında dönüyor.
Keskin kulaklarıma gelen bilgilere göre, yıllardır para karşılığı haber yaptığı herkes tarafından bilinen bu GYY, artık iyiden iyiye gemi azıya almış.
Üç beş kuruş demeden, cebine parayı koyan herkesin haberini yapar hale gelmiş.
Öyle ki koca bülten reklam kuşağına dönmüş.
Emekçilerse isyanda…
Gündem yoğunluğu içerisinde paralı haberlere gönderilen, oradan oraya koşturulan muhabirler artık yöneticilerine isyan etmeye başlamış.
‘’….. haberlerden para kazanacak diye biz kendimizi paralıyoruz’’ diyenlerin sayısı her geçen gün artıyormuş.
İşin ilginci bu GYY ile ilgili uzun süredir hem yönetime hem İK’ya şikayet gitmesine rağmen,
kimsenin kılını kıpırdatmamasıymış.
Bu medya kuruluşunda, herkese yaptığı haberlerin hesabı üst yönetim tarafından sorulurken,
bu GYY’nin elindeki bu akçeli iş ayrıcalığını nasıl tuttuğu herkesin aklındaki soru imiş…
Vallahi billahi tillahi sırdaşlar ben de dinlerken bir anlam veremedim.
Bir yönetim, bile isteye bir yöneticisinin artık açıktan bu kadar akçeli işe bulaşmasına ses çıkarmıyorsa, bu durumu nasıl izah etmeli?
Artık o sorunun yanıtı da siz verin.
EKOL TV’NİN ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ SAHİBİ KİM?
Sevgili yarenler, felaket arkadaşlarım.
Size Tatar Ramazan usülü hitap etmemin bir nedeni var.
Şu köşede yıllardır medya düzeninin haksızlıklarına hukuksuzluklarına, çirkin çarkına itiraz ettim.
Gazeteciliğin etik değerlerini bozan, yok sayan kim varsa; sahip olduğu güce bakmadan ifşa etmeye, karşısında durmaya çalıştım.
Biliyorsunuz son 10 yılda ellerini ovuşturup hükümeti yeni ve eski medyayı kullanarak ekarte etme planları yapanların hevesleri kursağında kaldı.
O heves kursakta kalıp, AK Parti hükümetini medya yoluyla deviremeyeceklerini anlayanlar, bu kez rotalarını değiştirdiler.
Yeni hedefleri servetlerini katlamak olarak seçtiler.
Darbecilik para etmeyince, para edecek şeylerin peşine düştüler.
Biliyorsunuz uzun zamandır size medyadaki garip, kaynağı izahsız kalan yeni oluşumlardan bahsediyorum.
Bu yüzden de az düşman kazanmadık.
Olsun... Bana sizin yarenliğiniz yeter.
Sevgili felaket arkadaşlarım size bir süredir sahibi kim? diye merak edilen yeni kanal Ekol TV'nin DNA'sını çıkarıp, sahibi kim onu açıklayacağım.
Duyunca çok şaşıracaksınız. Hazırsanız başlıyorum..
Açılışı yılan hikayesine dönen Ekol TV'nin sahibini bugüne kadar kimse öğrenemedi ama herkesin bildiği bir isim vardı.
O isim Emrah Doğru'ydu.
Kendisi Ekran Haber internet sitesinin ve bağlı sosyal medya hesaplarının sahibi.
Adını herkesin duymasına vesile olan kişi de bendeniz Keskin Kalem.
Emrah Doğru Keskin Kalem'in ve Medyaradar'ın radarına Habertürk'te yaptığı röportajlar ve haberlerle girdi.
Bilin bakalım o haberlerin içeriğinde kim vardı. Sezgin Baran Korkmaz...
Emrah Doğru, Amerika'n devletini biodizel kaçakçılığıyla dolandıran iki dolandırıcının çaldığı paraları Türkiye'ye taşıyan, başka bir deyişle Amerikalıların vergilerinden sahte faturalarla çalınan paraları Türkiye'ye getiren isimdi.
Çalınan paraların peşine düşen Amerikalılar, Sezgin Baran Korkmaz'ı ve onun kirli ve çarpık ilişkilerin içinde Türkiye'de her gün kanal kanal gezerken buldular.
O sırada kendisi çoktan dolarlarını Türkiye'de gazeteciler işadamları dahil dağıtmaya başlamıştı.
Bunun karşılığında itibarlı işadamı muamelesi görüyordu.
Sezgin Baran Korkmaz aynı günlerde İstanbul'un yoksul mahallelerinde bakkalların veresiye defterlerini kapattırıyor, sonra da bunu cebine 1000 ile 5 bin dolar arasında para koyduğu kendini gazeteci diyen sahtekarlara "Robin Hood tüm borçlarını sildi" haberleriyle yaptırıyordu.
İşte o günlerde Sezgin Baran Korkmaz'ın hayır sever bir işadamı olduğunu haber yapanlardan biri Emrah Doğru'ydu.
Emrah Doğru'nun Habertürk'te yıldızının parladığı günler Sezgin Baran Korkmaz röportajı yaptığı günlere denk geliyor.
Sonra Sezgin Baran Korkmaz'ın Amerikalıların vergilerinden çaldığı ortaya çıkmaya başlayınca, Emrah Doğru'da bir anda Habertürk'ten kovuldu.
O ara işsiz kardeşini Sezgin Baran Korkmaz'ın kaçarak terk ettiği yalıda işe soktuğu da ortaya çıktı.
SBK'ya hayırsever işadamı haberi yapmanın karşılığı olarak kardeşini yalıda işe sokmuştu.
Peki Emrah Doğru Sezgin Baran Korkmaz'dan başka bir şey aldı mı?
Ben devam edeyim de ona da siz karar verin.
Emrah Doğru Habertürk'ten kovuldu, Sezgin Baran Korkmaz Türkiye'den kaçtı. Bu kısmı kısaca geçeceğim çünkü gerçekten hikaye uzar.
Sonra ne mi oldu?
Emrah Doğru kısa süre sonra SHOW TV'ye Yurt Haber Müdürü olarak geri döndü.
Bir sene sonra da kanaldan ayrılır ayrılmaz Ekol TV'nin kurucusu olarak adı geçmeye başladı.
İddiaya göre Emrah Doğru kanalın yayın yönetmeni olacaktı.
Hatta üst yöneticisi medya grup başkanı olacaktı.
Çok büyük bir paraya hükmediyordu.
Devasa stüdyolar yaptırıyor, yeni kanalında büyük şovlar ve programlar hazırlıyordu.
Herkesin merak ettiği tek şey ise, kanala yapılan milyonlarca dolarlık yatırım ve bu yatırımı kimin yaptığıydı.
Kimilerin göre bahis baronları kara para aklamak istiyordu ve o bahis baronlarından Veysel Şahin ismi gündeme geldi.
Hemen arkasından da Veysel Şahin'in avukatı Ersan Şen genel seçim öncesi haber kanalı kurduklarını açıkladı.
Ancak gündeme kara para iddiaları gelince, Ersan Şen seçimden hemen sonra vazgeçtiğini açıkladı. Merak edilen bir çok soruya yanıt vermedi
Biraz uzattım, kusuruma bakmayın ama bunları hatırlatmakta fayda var.
Şimdi gelelim hikayenin en heyecanlı en yeni kısmına...
Ekol TV'nin gerçekte sahibi kimdi?
Üşenmedim sizin için araştırdım. Kanalın sahibi bir üniversite öğrencisi..
Birazdan detayları okuyacaksınız ama dağ fare doğurdu demeyin sakın.
Çünkü kaynağı belirsiz olan bu yatırımın sahibi kara paranın doğası gereği böyle bir isim çıkabilirdi.
Ekol Medya Anonim Şirketi'nin sahibini duyunca çok şaşıracaksınız
Yeditepe Üniversitesi'nde okuyan Ilgın Sinanoğlu...
Şirketin kuruluş adresi de Bakırköy'de bir apartman dairesi.
Ekol Medya geçtiğimiz ağustos ayında Kocasinan Mahallesi'ndeki bir apartman dairesinde kuruldu.
50 bin lira da sermayesi var.
Şirketin 3 yıllığına seçilmiş tek yönetim kurulu üyesi de üniversite öğrencisi Ilgın Sinanoğlu...
Kurucular listesinde de bir tek o var.
Kendisinin diploması var mı bilinmez ama şimdiden medyanın en çok konuşulan bir şirketinin sahibi olmuş durumda.
Ilgın Sinanoğlu ile ilgili resmi kayıtlar bunlar...
Milyonlarca dolarlık yatırım yapan bir kanalın sahibinin bir üniversite öğrencisi olduğuna inanmak güç.
Ama kayıtlar böyle söylüyor.
Kanalın medya grup başkanı Emrah Doğru bu konuda ne söylüyor o da ayrı bir merak konusu...
EMEKÇİNİN DERT KÖŞESİ…
Yoldaşlarım malum, her hafta sesinize ses, nefesinize nefes olmaya çalışıyorum.
Ne kadar becerebiliyorum. Tartışmalı.
Çünkü karşımızda artık kalpleri nasırlaşmış, kendi çıkarından başka hiçbir şeyi düşünmeyen bir yönetici- patron profili var.
Fakat ben yılmam, siz de yılmayın.
Kimse duymazsa sözünüzü yine de dağlara taşlara haykırın.
İlk e-posta Ciner Yayın Holding’de, teknik ekipte yaşanan bir kıyımla ilgili, ikincisiyse geçen hafta yazdığım Demirören Medya’da yaşanan yemek kartı kriziyle ilgili.
İki derdi de sizlere emanet ediyorum:
Birinci e-posta:
Ciner yayın Holding bünyesinde yayın yapan televizyonların kanalların teknik departmanda çalışan 3 ü müdür 5 çalışanı ile yollarını ayırdı. Bu kişiler Taksim merkez binasının kuruluşunda yer alan kişilerdi. 16 yılı aşkındır kurumda çalışıyorlardı.
Son zamanlarda artan baskıya ve mobbinge dayanamayan çalışanlar önlerine konan belgeleri imzalayarak kurumla ilişkilerini kestiler .
İkinci e-posta:
Sevgili keskin kalem tüm yazılarını merakla bekleyen emekçilerden biriyim. Geçende yemek bedeli hakkında mail atmıştım. Demirören medyaya bağlı bir gazetede emek veriyorum. Zaten piyasanın altında çalışıyoruz. Şirket yemek bedellerine hala zam yapmadı. günlük 140 tlye mahkum ettiler herkesi. Şaka gibi yeminle, ramazan öncesi çalışanlar ufak bir jest beklerken insanların onuruyla oynuyorlar. yüzde 100 yönetimde çalışanlara düşman biri var, patronun haberi bile yoktur. Evden çalışanlar daha da mağdur, Allah onlara yardım etsin. Bu sektör bitmiş okeye dönüyor, herkese çok yazık.