TARTIŞMA BÜYÜYOR!.. ŞAMİL TAYYAR'DAN HÜRRİYET HAKKINDA ŞOK İDDİA!..
Ergenekon'la ilgili şok belgeleri niye hep aynı gazetelerin yayınladığı tartışmasında ikinci raund
Yamuk medya
Önceki gün telefonla katıldığım NTV'de Ergenekon'la ilgili bazı belgelerin sözüm ona neden yandaş medyaya sızdırıldığı iddiasına verdiğim cevap, hayli ilgi gördü. O nedenle biraz açmakta yarar görüyorum.
Sabah'ta çalıştığım dönemde (1997) Refahyol dönemine ait gizli Bakanlar Kurulu tutanaklarını yayınladım. Gazete tam 9 gün boyunca bu tutanaklara yer verdi. Sonrasında da bu tutanakları 'Refahyol Tutanakları' ismiyle kitaplaştırdım.
O dönemde bu tutanaklarla ilgili katıldığım ve Haluk Örgün'ün sunduğu programda dönemin Devlet Bakanı Abdullah Gül ile tartıştım. Ayrıca Gül, bu tutanakların yayımını durdurmak için mahkemeye başvurdu ama sonuç alamadı.
İstanbul Gazeteciler Cemiyeti ise arayıp 'yılın gazetecisi' ödülü için başvuruda bulunmamı tavsiye etti.
Daha yakın tarihte Sabah Gazetesi'nde Tuncay Güney'i MİT'le irtibatlandıran gizli bir belge yayınlandı. Gerçi o belgenin eksik olduğu ortaya çıktı ama Ergenekon'a destek veren yazarlar bile 'müthiş gazetecilik' diye alkış tuttular.
Çünkü o haberler, işlerine geliyordu. Güney'in ajan olduğunun ortaya çıkmasıyla Ergenekon davasının sulanacağını düşünüyorlardı. Ergenekon haberlerine 'bunlar sızdırılıyor' diyerek tepki gösterenler, gazetecilik kaygısı taşımıyorlardı.
Taraf Gazetesi'nin 'belge paylaşımı' konusundaki taahhüdünü de bir kenara bırakarak iddia ediyorum; Hürriyet Gazetesi'nin bugün ulaşamayacağı devlete ait hiçbir 'gizli' belge yoktur. Bu maharetlerini Susurluk, Şemdinli ve Mavi Hat gibi birçok operasyonda ziyadesiyle gösterdiler.
Bugünkü halleri, Ergenekon körlüğüdür. Tamam yandaş olmayın ama yamuk da olmayın. İşinize gelirse 'gazetecilik', gelmezse 'sızma' deyip geçiştirmeyin.
Tamam mı anti-militan gazeteci!..
Şamil Tayyar / Star
Önceki gün telefonla katıldığım NTV'de Ergenekon'la ilgili bazı belgelerin sözüm ona neden yandaş medyaya sızdırıldığı iddiasına verdiğim cevap, hayli ilgi gördü. O nedenle biraz açmakta yarar görüyorum.
Sabah'ta çalıştığım dönemde (1997) Refahyol dönemine ait gizli Bakanlar Kurulu tutanaklarını yayınladım. Gazete tam 9 gün boyunca bu tutanaklara yer verdi. Sonrasında da bu tutanakları 'Refahyol Tutanakları' ismiyle kitaplaştırdım.
O dönemde bu tutanaklarla ilgili katıldığım ve Haluk Örgün'ün sunduğu programda dönemin Devlet Bakanı Abdullah Gül ile tartıştım. Ayrıca Gül, bu tutanakların yayımını durdurmak için mahkemeye başvurdu ama sonuç alamadı.
İstanbul Gazeteciler Cemiyeti ise arayıp 'yılın gazetecisi' ödülü için başvuruda bulunmamı tavsiye etti.
Daha yakın tarihte Sabah Gazetesi'nde Tuncay Güney'i MİT'le irtibatlandıran gizli bir belge yayınlandı. Gerçi o belgenin eksik olduğu ortaya çıktı ama Ergenekon'a destek veren yazarlar bile 'müthiş gazetecilik' diye alkış tuttular.
Çünkü o haberler, işlerine geliyordu. Güney'in ajan olduğunun ortaya çıkmasıyla Ergenekon davasının sulanacağını düşünüyorlardı. Ergenekon haberlerine 'bunlar sızdırılıyor' diyerek tepki gösterenler, gazetecilik kaygısı taşımıyorlardı.
Taraf Gazetesi'nin 'belge paylaşımı' konusundaki taahhüdünü de bir kenara bırakarak iddia ediyorum; Hürriyet Gazetesi'nin bugün ulaşamayacağı devlete ait hiçbir 'gizli' belge yoktur. Bu maharetlerini Susurluk, Şemdinli ve Mavi Hat gibi birçok operasyonda ziyadesiyle gösterdiler.
Bugünkü halleri, Ergenekon körlüğüdür. Tamam yandaş olmayın ama yamuk da olmayın. İşinize gelirse 'gazetecilik', gelmezse 'sızma' deyip geçiştirmeyin.
Tamam mı anti-militan gazeteci!..
Şamil Tayyar / Star
changeTarget(document.getElementById("news_content"))