TARANTINO SPAGETTİ WESTERNİNİ DİRİLTİYOR: DJANGO / ZİNCİRSİZ SİNEMALARDA!

Tarantino'nun Django'su, Demet Akbağ'ın Hükümet Kadın'ı ve haftanın diğer filmleri, Murat Tolga Şen'in kaleminden Cineradar köşesinde&...

Az filmli ama harika bir vizyon haftası! Tarantino’nun Django’su bile tek başına bu cümleyi kurdurmaya yeter ama iyi bir popcorn seyirliği olan Hansel ve Gretel: Cadı Avcıları, Demet Akbağ’ı bir BKM projesinde daha izlediğimiz Hükümet Kadın ve absürt komedi sevenlerin çok hoşuna gidecek bir film olan Çatlak Film’ de haftayı şenlendiriyor.

Bu arada Ocak ayı salon sahiplerinin yüzünü fena güldürdü. Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar şu ana kadar neredeyse 5 milyon bilet sattılar. Salonlar hiç bu kadar kalabalık olmamıştı. Şafak Sezer’de rekabete dahil oldu ancak diğer iki komedyenle rekabet edebilecek güçte değil. Yine de ucuz prodüksiyon yıldızı olarak para kazanmayı başaracaktır.

Lafı daha fazla uzatmadan haftanın filmlerine geçelim. Sabredip sonuna kadar okuyun ki sinemanın önüne gittiğinizde kafanız karışmasın, hangi filmi izlemek istediğinizi bilin. (“Okuyun, sinemaya öyle gidin, bilet paranız yanmasın” mottomu çalıp Uğur Vardan’a etiketleyen Radikal’e sevgiler)



TARANTİNO’DAN SPAGETTİ WESTERNLERİNE MÜTHİŞ BİR SAYGI DURUŞU: DJANGO UNCHAINED

Amerikan İç Savaşı’dan 2 sene öncesinde, Güney bölgesinde geçen film Köle Django’nun Alman asıllı ödül avcısı Dr. King Schultz ile yolunun kesişmesiyle başlıyor. Django, eski efendisini ölü ya da diri ele geçirmek isteyen Schultz ile anlaşmaya varır ve özgürlüğü karşısında Brittle kardeşleri kendisine getirme sözü verir. Görev başarıyla tamamlanır ama ikilinin yolları ayrılmaz Schultz ve Django beraber Güney’in en çok aranan suçlularının peşine düşerler… ‘Avlanma’ hünerini her geçen gün geliştiren Django’nun artık tek bir hedefi vardır: köle ticareti yüzünden kaybettiği eşi Broomhilda’yı bulmak ve onu kurtarmak... Bu hedef onları kötü şöhretli “Candyland” çiftliğine ve çiftliğin sahibi olan Calvin Candie’ye götürecektir…

Sinemanın dahi çocuğu, Oscarlı Quentin Tarantino’nun uzun süre üzerinde çalıştığı Spagetti Western türündeki projenin başrollerinde Jamie Foxx, Christoph Waltz yer alırken, Kerry Washington, Leonardo DiCaprio ve Samuel Jackson gibi yıldızlardan oluşan oyuncu kadrosu göz dolduruyor.

Tarantino, tarzına çok yakışan bir filmle muhteşem bir geri dönüş yapıyor. Franco Nero’yu üne kavuşturan ucuz İtalyan Western kahramanı Django’yu, sağlam bir ırkçılık eleştirisi de içeren zalim bir senaryo ve yine kan göstermekten çekinmeyen bir yönetmenlikle peliküle aktarmış. Bu fena halde bir Tarantino filmi ve çok kanlı ama nedendir bilinmez kadın seyirciler de bayıldı. Sanırım hiç kimse bu kadar cazip bir intikam öyküsüne hayır diyemiyor.

Jamie Fox, siyahi Django karakterine çok yakışmış. Sinefiller dışında eski Django’yu da hatırlayan olmadığından herhangi bir sorgulama yaşayacağını sanmıyorum ama filmin asıl harika oyuncusu Christoph Waltz… Uzun süresine rağmen, hiçbir anından sıkılmayacağınız bir film Django, Western sinemasının da son muhteşem dönüşü olarak nitelendirilebilir pekâlâ…



BENİ YAK, KENDİNİ YAK AMA CADILARI MUTLAKA YAK: HANSEL VE GRETEL: CADI AVCILARI

Onlar klasik bir çocuk masalının başkahramanı olan Hansel ve Gretel kardeşler. Ormanda yollarını kaybettikten sonra şeker ve çikolata kaplı cadının evinde tuzağa düşen kardeşler, akşam yemeği olmaktan son anda kurtulurlar ve işbirliği yaparak cadıyı kendi tuzağına düşürürler. Bu ilk avlarından sonra hiç ayrılmadan beraber yola devam eden Hansel ve Gretel, gittikleri her kasabada, her orman derinliğinde acımasız cadıları avlamakta ustalaşırlar. Fakat geldikleri son kasabada yaşanan çocuk kaçırma olaylarında, her zamankinden farklı bir gariplik vardır. Kısa süre içinde kasabanın çocukları tek tek kaybolur ve cadı avcısı ikili kendilerini daha önce karşılaşmadıkları kadar büyük bir cadı kaosunun içinde bulurlar.

Norveçli sinemacı Tommy Wirkola’nın yönetmenliğinde hayata geçirilen filmde Hansel ve Gretel kardeşleri ise Jeremy Renner ve Gemma Arterton canlandırıyor. Klasik masalın elden geçirilmiş senaryosu ise yönetmen Wirloka ile Dante Harper’a ait.

Çocukluğumda defalarca okuduğum ve çok sevdiğim Hansel ve Gretel, Avrupa’ya ait bir ortaçağ halk söylencesi... Biz bu masalı daha çok Grimm kardeşlerin uyarladığı haliyle biliyoruz. Hollywood bu eseri, kendinden beklendiği gibi, bol malzemeli bir pizzanın tabanı olacak şekilde kullanmış. Hansel ve Gretel’in başına gelenleri masalın ilk haline uygun şekilde ilk 5-10 dakikada gösterip geçiştiren film, bu iki bahtsız kardeşin gençlik yıllarında geliyor ve onları aksiyon ve eğlence sinemasına uygun bir kahraman profilinde kurgulayarak "Cadı Avcısı" yapıyor.

Hansel ve Gretel: Cadı Avcıları (Hansel and Gretel: Witch Hunters) uyarlandığı masalı ya da tarihi gerçekliği umursuyormuş gibi görünmüyor. Filmin derdi tüm bu malzemeden 88 dakika boyunca sıkı bir aksiyon çıkarabilmek ve çoğu zaman bunu becerebiliyor da...

Filmin kısalığı, bu tür filmlerden hoşlanmayanların bile sıkılmayacağı bir izlenceye yol açıyor, ayrıca Jim Henson’un yaratıklarına çok benzeyen ve ismi manidar bir şekilde Edward olan trolümüz de hikayeye keyif katıyor. Biraz da Edward’ın varlığından olsa gerek, Hansel ve Gretel’de 80’ler fantastiklerine benzer bir duygusallık hakim. Özellikle cadıların ayin için toplandıkları sekansta bu duygu iyice yükseliyor, keşke daha uzun tutulsaymış... Bir de işin içinde orman ve içine kötü ruhlar girmiş cadılar olunca başka bir benzerlik daha ortaya çıkıyor. Özellikle final sekansını izlediğinizde hangi filmden bahsettiğimi anlayacaksınız; Evil Dead!

Film aslında kolayca bir PG-13 eğlenceliğine dönüşebilecekken, yapımcılar kan göstermek konusunda korkak davranmamışlar. Kürekle koparılan kafalar, parçalanan vücutlar, ağaçlara vurularak öldürülen insanlar... Bunları izlemekten vahşice bir keyif almıyoruz elbette ancak hikayenin hakkını da vermek gerek!

Eğlence sinemasının önemsiz ama gayet izlenebilir bir örneği olan Hansel ve Gretel: Cadı Avcıları, her yaştan fantastikseverler için, ancak adının masal olmasına kanmayın, şiddet yükü epey fazla bir film var karşımızda... Yetişkinlerin yalnız izlemesi için daha uygun.



SERMİYAN MİDYAT YİNE KÖKLERİNE BAĞLI SİNEMA YAPIYOR: HÜKÜMET KADIN

Midyat’ta yaşayan, 8 çocuk annesi Xate okuma yazması olmayan bir kadındır. Fakat çevresindekilerden tek farkı kocasının Midyat Belediye Başkanı olmasıdır. Bir gün, hiç beklenmedik biçimde kendisini Midyat’ın Belediye Başkanı olarak bulur! Ev kadını olarak ne kadar işinde iyiyse, çocuklarına rağmen Başkanlığı da o kadar iyi götürmeye niyetlidir.

Kısa zamanda ’Hökümet’ gibi kadın olduğunu kanıtlayan Xate, her türlü problemi de kendi kadınca yöntemleriyle çözmenin yolunu bulur. Artık sadece Midyat halkı için değil, ülkedeki diğer insanlar için bile hayat eskisi gibi olmayacaktır.

Ünlü oyuncu Sermiyan Midyat’ın yazıp yönettiği komedi filmi Güneydoğu’da yaşayan ve görev yapan ilk kadın belediye başkanının, sekiz çocuklu Xate’nin hikayesini beyazperdeye aktarıyor. Çekimleri Mardin’in Midyat ilçesinde gerçekleştirilen filmin başrollerinde Demet Akbağ, Ercan Kesal ve Bülent Çolak bulunuyor...

Sermiyan Midyat kendi hikayelerini seviyor, iyi de yapıyor ancak karakterleri sevimlileştireyim derken işin duygusallığını biraz abartıyor sanki… Yılmaz Erdoğan sinemasının daha şımarık hali de denebilir onun yaptığı filmlere o yüzden Demet Akbağ’ı burada izlemek sürpriz olmadı, zaten en çok doğulu çilekeş kadın rollerine yakışıyor.

Hükümet Kadın izlenebilir bir film ama çok önemli bir çalışma değil. Sermiyan Midyat’ın bir önceki işi olan Ay Lav Yu’ya göre daha iyi bir yapım…



ÜNLÜSÜ BOL BİR ABSÜRT KOMEDİ: ÇATLAK FİLM

Birbirinden bağımsız 11 kısa filmin bir araya gelmesiyle oluşan Çatlak Film / Movie 43 tam bir kolaj absürt komedi örneği. 11 farklı yönetmenin pek çok yıldızı bir araya getirdiği filmlerin konuları ise genelde kadın erkek ilişkileri, aşk ve tabii ki seks. Genç, ergen, orta yaşlı çiftlerin, sevgililerin ya da sevgili olmayı deneyen bekar insanların komik hikayelerinde neler yok ki? Çocuklarını evde yetiştirmeye çalışan ebeveynlerin başarısızlıkları, “seks satar” mottosuyla elektronik ürün tasarlayanlar, bir cüceyi hafife alınca ağzının payını alanlar, kostümlü çöpçatan partisinde yaşanan komik olaylar, liseli kız arkadaşı adet gördüğünde paniğe kapılan gençler, henüz daha ilk buluşmada “Doğruluk mu Cesaret mi?” oynayanlar…

Yönetmenliği üstlenen isimler Elizabeth Bank, Steven Brill, Steve Carr, Rusty Cundieff, James Duffy, Griffin Dunne, Peter Farrelly, Patrik Forsberg, James Gunn, Bob Odenkirk, Brett Ratner, Jonathan van Tulleken, Will Graham ve Steve Baker yer alıyor. 11 kısa filmin oyuncu kadroları ise Emma Stone, Elizabeth Banks, Chloë Grace Moretz, Gerard Butler, Kristen Bell, Hugh Jackman, Kate Winslet, Anna Faris, Kate Bosworth, Naomi Watts, Richard Gere ve Uma Thurman gibi geniş bir yıldızlar kadrosundan oluşuyor...

MURAT TOLGA ŞEN