Taraf'taki Alo Fatih hattının iki ucunda kimler vardı?
Taraf yazarı Mehmet Baransu, gazeteden ayrılan AKP yanlısı isimleri topa tuttuğu yazısında çarpıcı bir itirafta bulundu.
Oral Çalışlar'ın gazeteyi yönettiği kısa süre içinde Taraf'ta da bir "Alo Fatih" hattı kurulduğunu iddia eden Mehmet Baransu hattın gazete tarafında Oral Çalışlar'ın hükümet tarafında ise "Hüseyin" adında bir ismin olduğunu yazdı. Baransu'nun "Hüseyin" derken AKP sözcüsü Hüseyin Çelik'i kasttettiği tahmin edilirken Taraf yazarı Oral Çalışlar döneminde gazetede bir sansür mekanizması kurulmak istendiğini öne sürdü.
İşte Baransu'nun yazısındaki ilgili bölüm:
Evet, Taraf’a da bir Alo Fatih hattı kurulmuştu.
Telefonun bir ucunda Alo Oral, öteki ucunda Alo Hüseyin vardı.
Hüseyin emredecek, Oral “peki efendim” sözleriyle gereğini yapacaktı.
Alo Oral’ın odasını daha göreve başlamadan 10 gün önce Alo Hüseyin’in çiçek bahçesine çevirmesi de işte bu nedenleydi.
Göreve başlar başlamaz Taraf’ta olmayan sansürün hayata geçirilmesinin nedeni de buydu.
Cengiz Çandar, Hasan Cemal, Emre Uslu, Mehmet Baransu, Büşra Ersanlı ve daha nicelerinin yazdıkları, söyledikleri Alo Hüseyin’i ve efendisini rahatsız edecek, “özenle yazılar sansürlenecekti”.
Bu kişilerin tepkisi üzerine geri adım atıyor gibi yaptınız. Kendinize de “amasız barışçı” yalanını buldunuz.
Sizi yasadışı dinleten kişiler ve kurumlar hakkında tek bir kelime yazamamanız da içler acısı başka bir durum.
“Sizi 1000 TL’lik eleştirebilir miyim Sayın Başbakan” noktasından, yüksek maaşla geldiğiniz durum ortada.
Para sizi de efendilerinizi de bozdu. Ses kayıtları sağ olsun her gün bunu anlıyoruz.
Dedim ya eski defterleri karıştırmayalım.
Çok üzülürsünüz.
Sizleri üzmek istemem.
Ama şunu söylemeliyim.
Başbakan sizi de kendisine benzetti.
Hırsızlık, yolsuzluk, ses kayıtları konuşulmasın diye her gün yeni bir hakaretle gerçeği kapama telaşını gördükçe sizlerin “amasız barışçı” lafınız aklıma geliyor.
Alo Fatih kayıtlarını dinledikçe, Alo Oral aklımdan çıkmıyor.
Dün demokrasi, hukuk, Anayasa diyordunuz. Bugün otokrasi, paralel.
Dün yasadışı telefon kayıtları için “Demokrasi için telefon dinleyen de dinleten de şereflidir” naraları atıyordunuz.
Bugün yasal yolsuzluk kayıtlarına girmemek için montaj, dublaj esprileri yapıyorsunuz.
O kirli paraların bir kısmının patronlarınız tarafından cebinize girdiğini bilerek.
Yıldıray o meşhur dizelerinde ne yazmıştı:
“Baylar, bayanlar burası Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bu ülkenin devleti öyle ciddi işlerini ortalıklarda yapmaz, vatandaşın yanında da her şeyi konuşmaz.
Bu ülkede önceden duyamadıklarımız ve olmadan bilemediklerimiz yüzünden başımıza çok büyük felaketler geldi. Bu yüzden o sözün tam zamanıdır.
Demokrasi ve hukuk devletini korumak için o dinletmeleri yapanlar da, yaptıranlar da, internete koyup yayanlarda da şereflidir.”
Ahh o ses kayıtları ahh..
Bütün foyanızı ortaya çıkaran o yasal ses kayıtları.
İşte Baransu'nun yazısındaki ilgili bölüm:
Evet, Taraf’a da bir Alo Fatih hattı kurulmuştu.
Telefonun bir ucunda Alo Oral, öteki ucunda Alo Hüseyin vardı.
Hüseyin emredecek, Oral “peki efendim” sözleriyle gereğini yapacaktı.
Alo Oral’ın odasını daha göreve başlamadan 10 gün önce Alo Hüseyin’in çiçek bahçesine çevirmesi de işte bu nedenleydi.
Göreve başlar başlamaz Taraf’ta olmayan sansürün hayata geçirilmesinin nedeni de buydu.
Cengiz Çandar, Hasan Cemal, Emre Uslu, Mehmet Baransu, Büşra Ersanlı ve daha nicelerinin yazdıkları, söyledikleri Alo Hüseyin’i ve efendisini rahatsız edecek, “özenle yazılar sansürlenecekti”.
Bu kişilerin tepkisi üzerine geri adım atıyor gibi yaptınız. Kendinize de “amasız barışçı” yalanını buldunuz.
Sizi yasadışı dinleten kişiler ve kurumlar hakkında tek bir kelime yazamamanız da içler acısı başka bir durum.
“Sizi 1000 TL’lik eleştirebilir miyim Sayın Başbakan” noktasından, yüksek maaşla geldiğiniz durum ortada.
Para sizi de efendilerinizi de bozdu. Ses kayıtları sağ olsun her gün bunu anlıyoruz.
Dedim ya eski defterleri karıştırmayalım.
Çok üzülürsünüz.
Sizleri üzmek istemem.
Ama şunu söylemeliyim.
Başbakan sizi de kendisine benzetti.
Hırsızlık, yolsuzluk, ses kayıtları konuşulmasın diye her gün yeni bir hakaretle gerçeği kapama telaşını gördükçe sizlerin “amasız barışçı” lafınız aklıma geliyor.
Alo Fatih kayıtlarını dinledikçe, Alo Oral aklımdan çıkmıyor.
Dün demokrasi, hukuk, Anayasa diyordunuz. Bugün otokrasi, paralel.
Dün yasadışı telefon kayıtları için “Demokrasi için telefon dinleyen de dinleten de şereflidir” naraları atıyordunuz.
Bugün yasal yolsuzluk kayıtlarına girmemek için montaj, dublaj esprileri yapıyorsunuz.
O kirli paraların bir kısmının patronlarınız tarafından cebinize girdiğini bilerek.
Yıldıray o meşhur dizelerinde ne yazmıştı:
“Baylar, bayanlar burası Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bu ülkenin devleti öyle ciddi işlerini ortalıklarda yapmaz, vatandaşın yanında da her şeyi konuşmaz.
Bu ülkede önceden duyamadıklarımız ve olmadan bilemediklerimiz yüzünden başımıza çok büyük felaketler geldi. Bu yüzden o sözün tam zamanıdır.
Demokrasi ve hukuk devletini korumak için o dinletmeleri yapanlar da, yaptıranlar da, internete koyup yayanlarda da şereflidir.”
Ahh o ses kayıtları ahh..
Bütün foyanızı ortaya çıkaran o yasal ses kayıtları.