"TARAF´IN YAYINLARINI GAZETECİLİK OLARAK GÖRMÜYORUM" YABANCI GAZETECİLERİN GÖZÜYLE TÜRK MEDYASI!..

İşte, ülkemizdeki yabancı gazetecilerin gözüyle Türk medyası...


"Yabancı Gazetecilerin Gözüyle Kürt Sorunu Nasıl Çözülür?" adlı kitap M. Serdar Korucu editörlüğünde Güncel Yayıncılık´tan çıktı. Türkiye'de görev yapan 12 ülkeden 12 gazetecinin Kürt sorununa dair gözlemleri ve çözüm önerilerinin yer aldığı kitapta yabancı gazetecilerin Türk medyasına yönelik gözlem ve eleştirileri de bulunuyor. İşte, ülkemizdeki yabancı gazetecilerin gözüyle Türk medyası...

ABD / ANDREW FINKEL


"TÜRKİYE´NİN SIRTINA HANÇER ATAN ADAM OLARAK TANITILDIM"



"1999 yılında, Apo yakalanıp mahkemeye verildiğinde ben CNN International´da çalışıyordum. O dönemde bazı insanlar bizi bu ülkeden kovmaya çalışıyorlardı. Hürriyet´te asparagas haberler yapılmaya başlandı. Onlara göre eşim bir "hırsızdı" ve arşivlerden belge çalıyordu. Bu suçlamalar üzerine tazminat davası açtık ve kazandık. Ancak sonrasında Doğan Grubu, CNN ile ortak oldu ve CNNTÜRK´ü kurdu. Ortaklığın başladığı gün CNN´in merkezi Atlanta´ya telefon ettiğimde kimse cevap vermedi. Yani sadece Türkiye´de değil yurtdışında da cezalandırıldım."



"Ben hem CNN´e haber yapıyor, hem de Sabah gazetesindeki köşemde yazı yazıyordum o sıralar. Apo İtalya´ya kaçtığında, Fatih Altaylı beni her fırsatta Türkiye´nin sırtına hançer atan bir adam olarak tarif etti. Halbuki ben açık açık konuşuyordum, ortada gizli bir şey yoktu. Sabah´ta Türkçe olarak yazı yazıyordum."



ALMANYA / JAN KEETMAN



"BİR YANDA AYDINLIK VARSA DİĞER YANDA KARANLIK VAR"



"Alman medyası da her zaman iyi değil. Ulusal konularda Türk medyasında yanlış şeyler yazılıyor, yanlış enformasyon da veriliyor. Ancak genellikle problemlere rağmen biraz özgürlük var. Tamamen farklı düşünceler de yer bulabiliyor. Bir sınır var ama çok kalın değil. Bazı gazeteciler gerçekten çok iyi çalışıyor. Bir yanda aydınlık varsa diğer yanda karanlık var."



AZERBAYCAN / MAYIS ALİZADE



"TARAF´IN YAYINLARINI GAZETECİLİK OLARAK GÖRMÜYORUM"



"Taraf gazetesinin medya dünyasına ayak basması çok iddialı oldu. Ekonomik sıkıntıların olduğu bir dönemde bu kadar iddialı bir şekilde medyaya girmek bana enteresan gelmişti. Yalnız bir süre sonra işin rengi belli oldu. Gazetede yer alan reklamlar, gazetenin sadece bir kitapevi sahibi tarafından finanse edildiği iddiasının çok da gerçekçi olmadığını ortaya koydu. Taraf gazetesinin yayın yaptığı bir ülkede orduya bu kadar saldırması bana belirli bir planın parçası olarak geliyor. Gazeteye sızan bilgilerin elde edilmesi o kadar da kolay değil. Eğer iddia edildiği gibi polis teşkilatının bir baş komiseri bu gazeteye ABD´den köşe yazarlığı yapıyorsa bunu anlamak mümkün değildir. Taraf gazetesinin saldırıları sanki Türkiye´nin değil, bu ülkenin düşmanı olan bir orduya yapılmaktadır. Ben bu yayınları gazetecilik olarak görmüyorum."



"DOĞAN GRUBUNUN "ÜNLÜ" KÖŞE YAZARLARI KAÇ DİL BİLİYOR?"



"Gazetelerin köşe yazarlarına ulaşmakta zorluk çektim. Yanlış bir şey yazdıklarında düzeltmek için aradığımda asistanlarına not bıraktım ama ulaşamadım, dönmediler de. Özellikle de Doğan Grubu´nun "ünlü" köşe yazarları bunu yapıyor. Kaç dil biliyorlar, yabancı basını ne kadar takip ederler, ne okurlar bilmem ama böyle şeyler oluyor."



BELÇİKA / DIRK VERMEIREN



"DAĞLICA DÖNEMİNDE TÜRK MEDYASI KÖTÜ BİR İŞ ÇIKARTTI"



Mesela Dağlıca döneminde de Türk medyası çok sorumsuz bir tavır gösterdi. İnsanları çok korkuttular. Televizyonu her açtığımda korku filmi seyrediyordum. Korkunç bir dönemdi. Sansür ortaya çıktı ki ben buna çok karşıyım. Bir yandan da Türk medya yöneticileri kötü bir iş çıkarttı. İnsanları korkutmaya çalıştırlar ve bunu gerçekleştirdiler. Bunun ne kadar tehlikeli olduğunu bilmek ve fırsat vermemek lazım.



İNGİLTERE / NICHOLAS BIRCH



"NEDEN ERTUĞRUL ÖZKÖK BİR PKK´LIYA EMPATİ DUYMAMIZI BEKLEMİYOR?"



"Bence Türkiye´de medyada da çok büyük bir boşluk var. Ertuğrul Özkök, Hrant Dink´in katiline empati duymamızı istiyor. Bir açıdan doğru söylüyor: empati başka, sempati başka bir şey. Ama Ogün Samast'a empati duyacaksak bir PKK´lı ya da bir radikal İslamcı´ya da empati duyamaz mıyız? Hepimiz insanız ve hepimizin bir hikayesi var. Bunları duymadan ve konuşmadan sorun sürüncemede kalır."


"Eğer saygın insanlar rahat konuşamazsa normal biri nasıl konuşur? Bence en temel sorun burada. Mesela büyük medya kuruluşunda çalışan Kürtlerden Milliyet´teki Namık Durukan katıldığı bir programda genç izleyicilerin milliyetçi söylemlerine maruz kaldı. O da "Konuşmayacaksak evlerimize dönelim" dedi."




"HÜRRİYET´İ OKURKEN KANIM DONUYORDU"



"Az istisna dışında Türk medyası pek sorumlu davranmıyor. Hürriyet ise - özellikle 2005 - 2006 yıllarında - tam bir felaketti. Hürriyet´i okurken kanım donuyordu. O kadar kızıyordum ki atıp başka bir şey okuyordum. İki örnek vereyim. Hrant Dink´in ölümünden sadece bir kaç gün sonra biraz sert, duygusal bir yazı yazdığı için Etyen Mahçupyan´a karşı bir faaliyet başlattılar. Bir de hatırlayacaksınız belki, yeni Kürt açılımı konuşulmaya başlayınca Hürriyet kalkıp 1993'teki 33 askerin PKK tarafından yapılan katliamı üzerine çok kışkırtıcı bir yazı yazdı. Bu vicdansızlık. Siz çözüm mü istiyorsunuz, çözümü sabote etmek mi istiyorsunuz?"



İSPANYA / ANDRES MOURENZA URBINA



"TÜRKİYE´DE YAYINLAR ÇOK ÇEŞİTLİ"



İspanyol medyası Türkiye´deki kadar çok değil ayrıca gazeteler siyasi partilere çok bağlılar. Türkiye´de İslamcılardan aşırı solculara kadar pek çok yayın var. Biz İspanyol gazeteci arkadaşlar ile "Neden bizde yok" diye konuşuyoruz. İspanya´da çok fazla bölgesel yayın var. Ücretsiz de var. Ama ulusal basın çok azdır.



İSVİÇRE / NICOLE POPE



"MEDYA ATEŞE YAĞ DÖKÜYOR"



"Medya bence çok kötü bir rol oynuyor. Ateşe yağ döküyor. Şehit haberleri üzücü tabi ama yüz kere gösteriliyor ve öfke yaratılıyor. Ben şehit haberlerinin veriliş tarzını da çok üzücü buluyorum. Şu unutulmamalı ki bütün bu tartışmalar Türkiye vatandaşları arasında oluyor. Bunlar uzaydan gelen insanlar değil. Teröristler, PKK´lılar bile Türkiye´li. Bunun için ateşle oynanıyor. Öfke normaldir ama bu öfkeyi büyütmeyi yanlış buluyorum."



SURİYE / HÜSNÜ MAHALLİ



"SORUNLARIN BÜYÜK BÖLÜMÜ, MEDYANIN YÜZDE 90´INDA BULUNAN KİŞİLERİN SONUCU"



Türk medyasını ben nevi şahsına münhasır olarak görüyorum. Çünkü Türk medyasında çok dönek, çok ilkesiz insanlar var. Bence bu kişiler son 30 yıldır Türkiye´nin sorunlarında payı var. Çünkü bunlar hep aynı kişiler. Aynı köşe yazarları, aynı genel yayın yönetmenleri, aynı kişiler televizyonlara çıkıyor, aynı akademisyenler çevreler ve tırnak içinde uzman kişiler konuşuyor. Bunların bir yıl önce söyledikleri ile şimdi söyledikleri asla birbirini tutmaz; tümü palavracı. Halkı, politikayı, hükümetleri, askerleri etkiliyor. Üstelik hiçbir öngörüleri doğru çıkmadı. Sorunların büyük bölümü, medyanın yüzde doksanında bulunan bu insanların sonucudur diye düşünüyorum.