TARAF'A İŞBİRLİKÇİ DİYECEĞİNE KENDİNE BAK! AHMET ALTAN'DAN MURAT KARAYILAN'A YANIT!
Ahmet Altan bugünkü köşesinde Murat Karayılan'ın Taraf gazetesi ile ilgili sözlerine yanıt verdi.
Kendisine yöneltilen suçlamaları yersiz bulduğunu belirten Taraf yazarı, PKK yönetimine Temmuz ayında yapmış olduğu eleştirileri hatırlatarak ’’beni dinleselerdi, şimdi özeleştiri yapmak zorunda kalmazlardı" diye seslendi.
İşte Ahmet Altan’ın yazısının o kısmı;
Karayılan, bizim gazetenin bazı yazarlarıyla ilgili epeyce saygısız ifadelerle konuşmuş, onları "döneklikle, işbirlikçilikle" suçlamış.
ONU BUNU SUÇLAMAK ANLAMSIZ
Bence PKK yöneticileri bu "işbirlikçi" lafını öyle olur olmaz kullanmaktan kaçınsa iyi eder, kendileri hakkında bu kadar iddia varken, 33 asker olayı, Reşadiye, Dörtyol ortada açıklamaya muhtaç bir halde dururken onu bunu suçlamak pek bir mana taşımaz.
KARAYILAN NE DEMİŞTİ?
Karayılan, Kazan Vadisi’nde otuz altı gerillayı kaybetmeleri hakkında da "özeleştiri" yapmış, "Kürdistan özgürlük gerillası bir kere Çelê’de bir hata yaptı. Kendine aşırı güven, düşmanı küçümseme, yine düşmanın takibini-tekniğini dikkate almama, gerilla kurallarına uymama gibi hatalardan dolayı Çelê’de 36 kayıp verdi. Bir daha aynı durumun tekrarlanacağını sanmıyorum".
PKK BU HATAYI TEMMUZ’DAN BERİ YAPIYOR
Şimdi Karayılan’ın söylediği, kendine aşırı güven, karşısındakini küçümseme, tekniğini takibini dikkate almama hali sadece Kazan Vadisi’nde ortaya çıkan bir mesele değil.
PKK yönetimi bu hatayı bu temmuz ayındaki Silvan baskınından beri yapıyor.
Onca insan, kadın, çocuk, asker, polis, gerilla öldükten sonra da "özeleştiri" veriyor.
HESAPLARINI YANLIŞ YAPTIKLARINI SÖYLEDİM
Hiç yazmadıysam on kere yazdım temmuzdan bu yana, "hesaplarını yanlış yaptıklarını, karşılarındaki gücü küçümsediklerini, büyük bir hataya düştüklerini" anlatmaya çalıştım, yemediğim küfür kalmadı, "Kürt gerillasının büyük başarısını önlemek, Türk ordusunu yenilgiden kurtarmak" için bunları yazdığımı söylediler.
BENİ DİNLESELERDİ ÖZELEŞTİRİ YAPMAZLARDI
Temmuzda "eleştirileri" dinleselerdi, kendilerini eleştirenleri hemen ucuz hamasetle suçlamaya kalkmasalardı, aralık ayında "özeleştiri" yapmak zorunda kalmazlar, bunca insan da ölmezdi.
Eline silah alanın Türk’ü Kürt’ü fark etmiyor, bir burnu büyüklük, bir eleştiri düşmanlığı, bir "ben bilirim" hali, sonunda da ölen insanlar.
Bir de kalkıp bizim gazeteyi suçlamaya kalkıyorlar.
İşte Ahmet Altan’ın yazısının o kısmı;
Karayılan, bizim gazetenin bazı yazarlarıyla ilgili epeyce saygısız ifadelerle konuşmuş, onları "döneklikle, işbirlikçilikle" suçlamış.
ONU BUNU SUÇLAMAK ANLAMSIZ
Bence PKK yöneticileri bu "işbirlikçi" lafını öyle olur olmaz kullanmaktan kaçınsa iyi eder, kendileri hakkında bu kadar iddia varken, 33 asker olayı, Reşadiye, Dörtyol ortada açıklamaya muhtaç bir halde dururken onu bunu suçlamak pek bir mana taşımaz.
KARAYILAN NE DEMİŞTİ?
Karayılan, Kazan Vadisi’nde otuz altı gerillayı kaybetmeleri hakkında da "özeleştiri" yapmış, "Kürdistan özgürlük gerillası bir kere Çelê’de bir hata yaptı. Kendine aşırı güven, düşmanı küçümseme, yine düşmanın takibini-tekniğini dikkate almama, gerilla kurallarına uymama gibi hatalardan dolayı Çelê’de 36 kayıp verdi. Bir daha aynı durumun tekrarlanacağını sanmıyorum".
PKK BU HATAYI TEMMUZ’DAN BERİ YAPIYOR
Şimdi Karayılan’ın söylediği, kendine aşırı güven, karşısındakini küçümseme, tekniğini takibini dikkate almama hali sadece Kazan Vadisi’nde ortaya çıkan bir mesele değil.
PKK yönetimi bu hatayı bu temmuz ayındaki Silvan baskınından beri yapıyor.
Onca insan, kadın, çocuk, asker, polis, gerilla öldükten sonra da "özeleştiri" veriyor.
HESAPLARINI YANLIŞ YAPTIKLARINI SÖYLEDİM
Hiç yazmadıysam on kere yazdım temmuzdan bu yana, "hesaplarını yanlış yaptıklarını, karşılarındaki gücü küçümsediklerini, büyük bir hataya düştüklerini" anlatmaya çalıştım, yemediğim küfür kalmadı, "Kürt gerillasının büyük başarısını önlemek, Türk ordusunu yenilgiden kurtarmak" için bunları yazdığımı söylediler.
BENİ DİNLESELERDİ ÖZELEŞTİRİ YAPMAZLARDI
Temmuzda "eleştirileri" dinleselerdi, kendilerini eleştirenleri hemen ucuz hamasetle suçlamaya kalkmasalardı, aralık ayında "özeleştiri" yapmak zorunda kalmazlar, bunca insan da ölmezdi.
Eline silah alanın Türk’ü Kürt’ü fark etmiyor, bir burnu büyüklük, bir eleştiri düşmanlığı, bir "ben bilirim" hali, sonunda da ölen insanlar.
Bir de kalkıp bizim gazeteyi suçlamaya kalkıyorlar.