TARAF YAZARINDAN ŞOK İDDİA! HANGİ BANKA, TARAF'I SUSTURMAK İSTİYOR?
Taraf yazarı Oğuz Karamuk, bugünkü köşe yazısında çarpıcı iddialarda bulundu.
İş Bankası'nın Taraf Gazetesi'ni sansürlemek istediğini yazan Karamuk'un bugünkü köşe yazısı şu şekilde:
İş Bankası, Taraf’ı sansürlemek istiyor
Hatırlayan vardır... Mayısta İş Bankası Yönetim Kurulu’nda geçen skandal konuşmaları yayımlıyorduk. Sonra Gezi olayları başladı, gündem fazla hareketlendi mecburen ara verdik... Biz ara verdik ama banka durmadı... Bir yandan medya önünde ‘ölü balık’ taklidi yapıp, eşe, dosta, “Aaa zaten Taraf’ ın yazdıkları biliniyordu, daha önce şu yazdı, bu yazdı... diye lobiye başladılar.
DAVA ÜSTÜNE DAVA
Diğer yandan, Taraf’ın kapısına 6 avukatla dayanıp, dört kez yayın yasağı, iki kez tekzip, 8 ayrı yazıya dava vs. gibi, hukuk yoluyla baskıyı denediler. Allah razı olsun, hâkim onlar gibi “Gazeteci niye yazıyor?” diye değil de, “Siz niye öyle şeyler konuştunuz. Basın özgür, basın yazar” diye bakmış olaya. Taraf’ın hukuk servisinin başarısını da teslim etmek gerekli tabii...
Bu tutmayınca Basın Konseyi’ne şikâyet, ardından Gazete’nin Yönetim Kurulu Başkanı’na, Yayın Yönetmeni’ne ve bana, “Ticari sırlarımızı açıkladınız” gerekçesiyle Bankacılık Kanunu’na dayanarak suç duyurusu yaptılar...
İş Bankası’nın itirazlarının, ne hukuk ne de etik açısından tutar tarafı yok. Her şeyden önce görünür gerçekliğe aykırı... Bir yandan bizim yazdığımız belgeler için “Bunlar tamamen yalan” diye yayın yasağı istiyorlar, tekzip talep ediyorlar, davalar açıyorlar... Diğer yandan “Ticari sırlarımızı açıkladınız” diye ayrı suç duyurusunda bulunuyor... Hangisi doğru?..
BU NE YAMAN ÇELİŞKİ?
Belgeler “tamamen yalan mı”, yoksa “ticari sır mı”?.. İş Bankası daha baştan çelişkiye düşmüş durumda. Ama söyleyelim... Yazdığımız belgelerin tamamı doğru. 2005-2007 döneminde... AK Parti’ye medyayı da kullanarak darbe yapılmak istendiği zamanlarda...
İş Bankası’nın Yönetim Kurulu’ndaki konuşmaların banka katipleri tarafından yazılması... Ardından Ergenekon savcılarının, Tuncay Özkan’a yapılan soruşturma çerçevesinde banka arşivlerinden alınması yoluyla dava dosyalarına girmiş belgeler onlar. Altında yönetim kurulu üyelerinin imzası olan... Tapu gibi kayıtlar.
Üstelik Bankacılık Yasası açısından sır da değiller. Çünkü o konuşmalarda herhangi bir ticaret ya da bankacılık hesabı yapılmıyor.... Tam tersi siyasi ve siyasete medyaya el altından ayar verme çabaları görülüyor...
O belgeleri okuyanlar, İş Bankası’nın yönetimindeki CHP’li üyelerin ve profesyonel yöneticilerin Ergenekonvari bir ideolojik yapılanma içinde olduğu hissine kapılıyor. O belgeleri okuyanlar, yöneticilerin bankanın parasıyla medyaya ayar verdiklerini... CHP’nin bile kamuoyuna açıklamadığı bir düşünce tarzıyla, ırkçılığa kadar yolu olan sapkın bir mantıkla milleti sınıflandırdıklarını... Hatta İş Kültür Yayınları’nda satılan kitaplara bile balans ayarı yaptıklarını ve daha neler neleri ortaya koyuyor.
BANKACI MI, YAYINCI MI?
O konuşmaları, çoğunlukla CHP adına atanan üye Nail Gürman (aynı zamanda Deniz Baykal’ın avukatı ) ile Banka’nın şimdiki Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince yapıyor. O dönem bankanın anlı şanlı Genel Müdürü, Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince, CHP’li Gürman’a boyun eğiyor. Hatta onun isteklerini büyük bir arzuyla yerine getirmeye çalışıyor. CHP’li Gürman’ı bankacılık kurallarına uydurmayı değil, bankacılığın kurallarını CHP’li Gürman’ın isteklerine uydurmaya, esnetmeye çalışıyor. Peki İş Bankası neden o belgelere karşı üst üste dava açıyor?.. Nedeni basit, sansür istiyor... Taraf’ı susturmak. Yazmasını engellemek. Aslında o belgelere bakınca, İş Bankası yöneticilerinin ilk sansür denemesinin bu olmadığı da ortaya çıkıyor. Mesela 23 ocak 2007’de İş Bankası Yönetim Kurulu’nda, İş Kültür Yayınları’nın yayımladığı kitaplara ilişkin konuşmalar, bankanın sansür anlayışını son derdece net şekilde ortaya koyuyor. Gürman, yayınevinin bastığı kitapları ve içeriklerini beğenmiyor... Özince hemen editoryal bağımsızlığı bir kenara atıp, değişiklik yapabileceklerini söylüyor. Bir avukat ve bir bankacı, tıpkı Taraf gibi kitapları da sansürlemek istiyor."
Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.