Taraf yazarından bomba itiraf! Bir kuruş maaş almadan çalışıyorum, ayıp yani!
Taraf gazetesi yazarı Amberin Zaman, Halk TV’de yayınlanan Medya Mahallesi’nde Ayşenur Arslan’a Taraf’la ilgili bomba itiraflarda bulundu.
1 Mayıs günü Halk TV'de tekrar ekranla ile buluşan Medya Mahallesi'nde Ayşenur Arslan'ın bugünkü konuğu, Taraf gazetesi yazarı ve The Economist dergisi Türkiye temsilcisi Amberin Zaman oldu.
Zaman bir yandan hükümete yönelik eleştirilerini dile getirirken, bir yandan da Taraf gazetesinin ekonomik durumunun çok kötü olduğunu anlatan açıklamalar yaptı.
Zaman, bir yandan tek kuruş maaş almadığını, ileride de maaş ödenmeyeceğini bildiğini dile getirdi ve önce medya patronlarına "bizi istismar ediyorlar. Ayıp yani ayıp..." diyerek yüklendi; sonra da söylediği sözlerin ağır olduğunu farkedip "medya patronları da hükümetten baskı görüyor, madden sıkıştırılıyor" dedi.
İşte Amberin Zaman'ın Ayşenur Arslan'ın programında anlattıkları:
KUTSAL MİSYONUMUZ İÇİN TEFERRUATLARI GÖZARDI ETTİK
Amberin Zaman: Bilgi kirliliği hat safhada Türkiye'de medyada. Önlerine gelen bilgiyi editoryal süzgeçten geçirmeden yayınlıyorlar….
Ayşenur Arslan: Bu konuda Taraf gazetesi…
Amberin Zaman:Bunu diyeceğini biliyordum.
Ayşenur Arslan: Seni tenzih ederim… Sen editoryal sorumluluk sahibi değilsin.
Amberin Zaman:Ben kurucu ekiptenim. 2008'de başladım.
Ayşenur Arslan:O zaman sorayım. Geçmişte ne kadar yanlış yapıldığı konuşulmuyor mu? Çünkü Taraf tam da bu senin söylediğini yaptı.
Amberin Zaman:Ben bunu yazdım da. Önümüzde şöyle kutsal diye tarif ettiğimiz bir misyon vardı, askeri vesayeti geriletmek. O misyonun peşinde giderken teferruatlara çok bakılmadı. Ama o teferruatlar insanların hayatını mahveden şeyler olabiliyordu.
Ayşenur Arslan:Masum insanların…
ESKİDEN ARALARDA NEFES ALABİLİYORDUK
Amberin Zaman:Evet onu demek istiyorum, masum insanların. Dolayısıyla geriye dönüp baktığımızda bu hangi çerçevde kutsaldı? Demokratikleşme çerçevesinde. Ama bakıyorsun bu "düşman"ı elemine etmek için girişilmiş bir çabaymış. Nerede demokrasi geriye gidiyor. O zaman tabi ben neyi kimi destekledim diye şüpheye düşüyor insan. Tutarlı olmak gerekiyor.
Ayşenur Arslan:Başka bir vesayetin yerine gelmesi de cabası… Yargının siyasallaşması…
Amberin Zaman:Eskiden aktörler daha fazlaydı, güç odakları daha çoktu…
Ayşenur Arslan:Medya daha güçlüydü…
Amberin Zaman:Evet. Şimdi Ak Parti her yeri kuşatmış durumda. Aradaki gediklerde oksijen, nefes alabiliyorduk. Manevra alanımız daha genişti. Şimdi ya onlardansın ya da değilsin. Ben mesela maaş almadan çalışıyorum. Başka bir seçeneğim yok çünkü. Ben Türk okurundan kopmak istemiyorum. Taraf'ta yazmaya devam ediyorum.
Ayşenur Arslan:Taraf gazetesi bu kadar zor durumda mı peki?
BİR KURUŞ MAAŞ ALMADAN ÇALIŞIYORUM, AYIP YANİ
Amberin Zaman:Evet! Bir kuruş almıyorum. Maaşımı sonra ödeyecekler şekilnde de değil. Bunu bu kadar deşifre etmek de ayıp belki gazeteme. Ama ben de tecrübeli bir gazeteciyim. Ürettiğimin bir değeri olduğunu düşünmek istiyorum. Ama buna zorlanıyoruz. Artı 1'de olup bitene bir bakın. Bir de, bizim konumumuzu istismar eden medya patronları var. Demokrasiyi bunlara teslim edemeyiz diyen medya patronları sonra bizi istismar ediyor. Ayıp yani. (susuyor…)
Ayşenur Arslan:Taraf gazetesinin tirajında da bir oynamalar oldu belki ama gazetenin sayfa sayısı, yazarları azaldı…
Amberin Zaman: İlan alamıyor, hükümet boğuyor tabi. Zor tabi çok zor bir durum.
Ayşenur Arslan:Zor ama bunun bedelini oradaki insanların ödemesi de çok ağır.
BASKI GÖRÜYOR PATRONLAR AMA O ZAMAN SOYUNMA BU İŞE
Amberin Zaman:İstismar ediyorlar derken, medya patronları da hükümetten baskı görüyor, madden sıkıştırılıyor. Dolayısıyla ama yine de insan o zaman o işe soyunma diyor.
Ayşenur Arslan:Öyle bir…
Amberin Zaman:Karamsar…
Ayşenur Arslan:Bilmiyordum Ben. Karşı gazetesini gördük. Bir proje miydi neydi belli değil. Sokak TV'deydim ben, biliyorsunuz, şimdi kapalı gibi. Çalışanlar maaşlarını alana kadar çalışmayacaklarını beyan etmişler. Artı 1 aylarca maaşsız çalıştı, en sonunda ekip gitti. Merkez medyayı aklım almıyor. Vatan'ın Ankara Bürosu kapatıldı. Ankara bürosuz bir gazete olabilir mi? Hayal edemiyorum ama oldu. Haber denince ödü patlıyor patronların.
Amberin Zaman:Hüngür hüngür ağlıyorlar telefonda.
Ayşenur Arslan:Evet Erdoğan Demirören beyefendinin içini çeke çeke ağlaması gibi. Hakikaten çok üzüldüm. Beklemiyordum. Ama bir de kimse ses çıkartmıyor Amberin. Sesler cılız çıkıyor.
SESLER CILIZ ÇIKIYOR ÇÜNKÜ KORKUYORLAR
Amberin Zaman:Cılız çıkıyor çünkü korkuyorlar. İşlerinden kovulan gazetecilerin bir mail grubu var. Arkadaşlara dış basına yazmak için, yaşadıklarınız anlatmak ister misiniz diye bir mail attım. Starları değil, orta düzeydeki muhabirleri editörleri haber yapmak istedim. Hiç biri dönmedi, dönenler ise adımı kullanma dedi. Muhalif gazeteci olmak istemiyorlar. Çünkü iş bulamam diyorlar. Beyefendi kızar çünkü işe alırlarsa.
Zaman bir yandan hükümete yönelik eleştirilerini dile getirirken, bir yandan da Taraf gazetesinin ekonomik durumunun çok kötü olduğunu anlatan açıklamalar yaptı.
Zaman, bir yandan tek kuruş maaş almadığını, ileride de maaş ödenmeyeceğini bildiğini dile getirdi ve önce medya patronlarına "bizi istismar ediyorlar. Ayıp yani ayıp..." diyerek yüklendi; sonra da söylediği sözlerin ağır olduğunu farkedip "medya patronları da hükümetten baskı görüyor, madden sıkıştırılıyor" dedi.
İşte Amberin Zaman'ın Ayşenur Arslan'ın programında anlattıkları:
KUTSAL MİSYONUMUZ İÇİN TEFERRUATLARI GÖZARDI ETTİK
Amberin Zaman: Bilgi kirliliği hat safhada Türkiye'de medyada. Önlerine gelen bilgiyi editoryal süzgeçten geçirmeden yayınlıyorlar….
Ayşenur Arslan: Bu konuda Taraf gazetesi…
Amberin Zaman:Bunu diyeceğini biliyordum.
Ayşenur Arslan: Seni tenzih ederim… Sen editoryal sorumluluk sahibi değilsin.
Amberin Zaman:Ben kurucu ekiptenim. 2008'de başladım.
Ayşenur Arslan:O zaman sorayım. Geçmişte ne kadar yanlış yapıldığı konuşulmuyor mu? Çünkü Taraf tam da bu senin söylediğini yaptı.
Amberin Zaman:Ben bunu yazdım da. Önümüzde şöyle kutsal diye tarif ettiğimiz bir misyon vardı, askeri vesayeti geriletmek. O misyonun peşinde giderken teferruatlara çok bakılmadı. Ama o teferruatlar insanların hayatını mahveden şeyler olabiliyordu.
Ayşenur Arslan:Masum insanların…
ESKİDEN ARALARDA NEFES ALABİLİYORDUK
Amberin Zaman:Evet onu demek istiyorum, masum insanların. Dolayısıyla geriye dönüp baktığımızda bu hangi çerçevde kutsaldı? Demokratikleşme çerçevesinde. Ama bakıyorsun bu "düşman"ı elemine etmek için girişilmiş bir çabaymış. Nerede demokrasi geriye gidiyor. O zaman tabi ben neyi kimi destekledim diye şüpheye düşüyor insan. Tutarlı olmak gerekiyor.
Ayşenur Arslan:Başka bir vesayetin yerine gelmesi de cabası… Yargının siyasallaşması…
Amberin Zaman:Eskiden aktörler daha fazlaydı, güç odakları daha çoktu…
Ayşenur Arslan:Medya daha güçlüydü…
Amberin Zaman:Evet. Şimdi Ak Parti her yeri kuşatmış durumda. Aradaki gediklerde oksijen, nefes alabiliyorduk. Manevra alanımız daha genişti. Şimdi ya onlardansın ya da değilsin. Ben mesela maaş almadan çalışıyorum. Başka bir seçeneğim yok çünkü. Ben Türk okurundan kopmak istemiyorum. Taraf'ta yazmaya devam ediyorum.
Ayşenur Arslan:Taraf gazetesi bu kadar zor durumda mı peki?
BİR KURUŞ MAAŞ ALMADAN ÇALIŞIYORUM, AYIP YANİ
Amberin Zaman:Evet! Bir kuruş almıyorum. Maaşımı sonra ödeyecekler şekilnde de değil. Bunu bu kadar deşifre etmek de ayıp belki gazeteme. Ama ben de tecrübeli bir gazeteciyim. Ürettiğimin bir değeri olduğunu düşünmek istiyorum. Ama buna zorlanıyoruz. Artı 1'de olup bitene bir bakın. Bir de, bizim konumumuzu istismar eden medya patronları var. Demokrasiyi bunlara teslim edemeyiz diyen medya patronları sonra bizi istismar ediyor. Ayıp yani. (susuyor…)
Ayşenur Arslan:Taraf gazetesinin tirajında da bir oynamalar oldu belki ama gazetenin sayfa sayısı, yazarları azaldı…
Amberin Zaman: İlan alamıyor, hükümet boğuyor tabi. Zor tabi çok zor bir durum.
Ayşenur Arslan:Zor ama bunun bedelini oradaki insanların ödemesi de çok ağır.
BASKI GÖRÜYOR PATRONLAR AMA O ZAMAN SOYUNMA BU İŞE
Amberin Zaman:İstismar ediyorlar derken, medya patronları da hükümetten baskı görüyor, madden sıkıştırılıyor. Dolayısıyla ama yine de insan o zaman o işe soyunma diyor.
Ayşenur Arslan:Öyle bir…
Amberin Zaman:Karamsar…
Ayşenur Arslan:Bilmiyordum Ben. Karşı gazetesini gördük. Bir proje miydi neydi belli değil. Sokak TV'deydim ben, biliyorsunuz, şimdi kapalı gibi. Çalışanlar maaşlarını alana kadar çalışmayacaklarını beyan etmişler. Artı 1 aylarca maaşsız çalıştı, en sonunda ekip gitti. Merkez medyayı aklım almıyor. Vatan'ın Ankara Bürosu kapatıldı. Ankara bürosuz bir gazete olabilir mi? Hayal edemiyorum ama oldu. Haber denince ödü patlıyor patronların.
Amberin Zaman:Hüngür hüngür ağlıyorlar telefonda.
Ayşenur Arslan:Evet Erdoğan Demirören beyefendinin içini çeke çeke ağlaması gibi. Hakikaten çok üzüldüm. Beklemiyordum. Ama bir de kimse ses çıkartmıyor Amberin. Sesler cılız çıkıyor.
SESLER CILIZ ÇIKIYOR ÇÜNKÜ KORKUYORLAR
Amberin Zaman:Cılız çıkıyor çünkü korkuyorlar. İşlerinden kovulan gazetecilerin bir mail grubu var. Arkadaşlara dış basına yazmak için, yaşadıklarınız anlatmak ister misiniz diye bir mail attım. Starları değil, orta düzeydeki muhabirleri editörleri haber yapmak istedim. Hiç biri dönmedi, dönenler ise adımı kullanma dedi. Muhalif gazeteci olmak istemiyorlar. Çünkü iş bulamam diyorlar. Beyefendi kızar çünkü işe alırlarsa.