Taraf yazarı Oral Çalışlar'ı topa tuttu! Asıl proje sensin!
Taraf'ın eski yayın yönetmeni ve Radikal yazarı Oral Çalışlar'ın "Taraf'ın bir proje olduğundan artık eminim" diyerek yaptığı çıkışa bir yanıt daha geldi.
Taraf gazetesi yazarı Namık Çınar, Çalışlar'ın iddiasını konu alan yazısında sert ifadeler ile dikkat çekerken "kirli maşa bir taşeron olarak, tıpkı diğer ayrılanların bir bölümü gibi, asıl kendisi proje, bana kalırsa." dedi. Çınar "Taraf, lokma değil ki, yutasınız!" başlıklı yazısında Çalışlar'a seslendi ve "gerçekten dürüst olsan, Taraf ’a nişan alıp tetik düşürmek yerine, kendisine hizmet eden iktidar gazetelerinin o yüksek ödemeleri nasıl yaptığını sorgulardın, senin gibilere." dedi.
İşte Çınar'ın yazısındaki ilgili bölüm:
İşte Taraf ’a yönelik kirletme ve çökertme operasyonları için böylelerine iyi olanaklar sağlayan hükümet, birinin çamuru bitince, arayı soğutmadan bir diğerini devreye sokuyor.
Olgunlaştırma safhası bakımından, şimdilik yöntem bu.
Birkaç gün önce Oral Çalışlar TV’ye çıktı ve dedi ki; “Benim kanaatim odur ki, Taraf bir projedir. Hiç şüphe duymaksızın eminim bundan! ”
Bir de ne ekledi, biliyor musunuz? “Bunları çözecek olan ben değilim, yargıdır ” dedi. Orayı adres gösterdi.
Hepi topu üç ay yayın yönetmenliği yapmış, onu da Başbakan’ın âkil adam görevlisi olarak gezilerde tüketmiş birinin, dört senedir yazı yazdığım bu gazeteyi iktidar hesabına lekelemeye kalkışmasını, bana karşı da yapılmış bir saygısızlık olarak görürüm.
İnsan bir gazeteden ayrılabilir, ona kızabilir, küsebilir, hattâ eleştirebilir de. Fakat düşman kesilmesi ve onu yok etmeye çalışması için nasıl bir sebebi olabilir ki?
Hükümetin el sürmekten kaçındığı işlere koştuğu kirli maşa bir taşeron olarak, tıpkı diğer ayrılanların bir bölümü gibi, asıl kendisi proje, bana kalırsa.
Örneğin yaşamımın bundan sonrasında çoğu şeyi yitirmeyi ve yalnızlaşmayı göze almış eski bir subay olarak, ne bir partiye ne bir cemaate ne de herhangi bir başka güce müdana etmek şöyle dursun, hiçbir askerin cesaret edemeyeceği, sırf demokrasiye katkım olsun diye tam bir aydın sorumluluğuyla yıllardır kaleme aldığım yazılarıma, şimdi kalkıp bir projedir diyecek adamın, o kızarası alnını karışlarım ben!
Şimdi artık “ancien regime”in bükemediği elini öpmek için çareler arayan hükümetin, düzeni tekrar eski hâline getirme çabaları, hele bir de böyle, Taraf ’ın içinden satın almış olduğu kullanışlı ahlâksızların ve pişkinlerin hizmetlerine bağlıysa, tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş demektir.
“Her ay birkaç milyon zarar ediyor, ama kaynağı belli değil ” diyor. Gazetecilik sınırlarını aşan, ilgi ve ihbarını işletme muhasebesine doğru kaydıran edepsiz bir densizlik bu.
Nerden biliyorsun o kadar zarar ettiklerini? Defterlerini sen mi tutuyorsun?
Ayrıca herkes biliyor ki, Mehmet Betil isimli bir işadamı çıktı, “Ben Taraf’ı parasal olarak destekliyorum ” dedi.
Borsa’da her gün işlem gören bir gazeteyi, ayıp değil mi merdiven altı işletmesi gibi göstermek?
Gerçekten de kazanılamadığı için, bak biz para alamıyoruz. Ele avuca gelen, düşe kalka da olsa ancak gazeteyi döndürmeye yetiyor belli ki.
Ama sen gerçekten dürüst olsan, Taraf ’a nişan alıp tetik düşürmek yerine, kendisine hizmet eden iktidar gazetelerinin o yüksek ödemeleri nasıl yaptığını sorgulardın, senin gibilere.
İşte Çınar'ın yazısındaki ilgili bölüm:
İşte Taraf ’a yönelik kirletme ve çökertme operasyonları için böylelerine iyi olanaklar sağlayan hükümet, birinin çamuru bitince, arayı soğutmadan bir diğerini devreye sokuyor.
Olgunlaştırma safhası bakımından, şimdilik yöntem bu.
Birkaç gün önce Oral Çalışlar TV’ye çıktı ve dedi ki; “Benim kanaatim odur ki, Taraf bir projedir. Hiç şüphe duymaksızın eminim bundan! ”
Bir de ne ekledi, biliyor musunuz? “Bunları çözecek olan ben değilim, yargıdır ” dedi. Orayı adres gösterdi.
Hepi topu üç ay yayın yönetmenliği yapmış, onu da Başbakan’ın âkil adam görevlisi olarak gezilerde tüketmiş birinin, dört senedir yazı yazdığım bu gazeteyi iktidar hesabına lekelemeye kalkışmasını, bana karşı da yapılmış bir saygısızlık olarak görürüm.
İnsan bir gazeteden ayrılabilir, ona kızabilir, küsebilir, hattâ eleştirebilir de. Fakat düşman kesilmesi ve onu yok etmeye çalışması için nasıl bir sebebi olabilir ki?
Hükümetin el sürmekten kaçındığı işlere koştuğu kirli maşa bir taşeron olarak, tıpkı diğer ayrılanların bir bölümü gibi, asıl kendisi proje, bana kalırsa.
Örneğin yaşamımın bundan sonrasında çoğu şeyi yitirmeyi ve yalnızlaşmayı göze almış eski bir subay olarak, ne bir partiye ne bir cemaate ne de herhangi bir başka güce müdana etmek şöyle dursun, hiçbir askerin cesaret edemeyeceği, sırf demokrasiye katkım olsun diye tam bir aydın sorumluluğuyla yıllardır kaleme aldığım yazılarıma, şimdi kalkıp bir projedir diyecek adamın, o kızarası alnını karışlarım ben!
Şimdi artık “ancien regime”in bükemediği elini öpmek için çareler arayan hükümetin, düzeni tekrar eski hâline getirme çabaları, hele bir de böyle, Taraf ’ın içinden satın almış olduğu kullanışlı ahlâksızların ve pişkinlerin hizmetlerine bağlıysa, tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş demektir.
“Her ay birkaç milyon zarar ediyor, ama kaynağı belli değil ” diyor. Gazetecilik sınırlarını aşan, ilgi ve ihbarını işletme muhasebesine doğru kaydıran edepsiz bir densizlik bu.
Nerden biliyorsun o kadar zarar ettiklerini? Defterlerini sen mi tutuyorsun?
Ayrıca herkes biliyor ki, Mehmet Betil isimli bir işadamı çıktı, “Ben Taraf’ı parasal olarak destekliyorum ” dedi.
Borsa’da her gün işlem gören bir gazeteyi, ayıp değil mi merdiven altı işletmesi gibi göstermek?
Gerçekten de kazanılamadığı için, bak biz para alamıyoruz. Ele avuca gelen, düşe kalka da olsa ancak gazeteyi döndürmeye yetiyor belli ki.
Ama sen gerçekten dürüst olsan, Taraf ’a nişan alıp tetik düşürmek yerine, kendisine hizmet eden iktidar gazetelerinin o yüksek ödemeleri nasıl yaptığını sorgulardın, senin gibilere.