Taraf yazarı fiyatını açıkladı! Saatim 10 bin dolar!
'Taraf' gazetesi yazarı Hıdır Geviş eğlenceli bir pazar yazısı kaleme aldı.
Yazısında; gazeteciler için alternatif bir gelir modeli arayışında olduğunu söyleyen Hıdır Geviş, kendisine sosyal medya üzerinden ulaşan ve buluşmak isteyen okuyucularıyla saati 10 bin dolar karşılığı yemek yiyebileceğini söyledi.
Geviş, daha önce planladığı ancak hayata geçiremediği 'gazetecileri evlat edinin' projesinn de anlattı:
Hıdır Geviş'in yazısı şu şekilde:
"Türkiye’ye döndüğümden beri gazetecilikten nasıl para kazanabileceğim konusunda planlar yapıyorum. En son ‘gazetecileri evlat edinin’ projem vardı.
Evlatlık projem kısaca şunu öneriyordu: Sivil toplum kuruluşları, kendi kafalarına uygun gazetecileri işe alsınlar ve yaptıkları etkinliklerin haberlerini onlara yaptırtsınlar. Ya da çalışma alanları neyse, gazeteciye o alanlarda haber yaptırtsınlar. Maaşını da ödesinler.
Ancak bu planım tutmadı, ilgi de görmedi, kimsenin umurunda da olmadı.
Peki, ben bu durumda ne yaptım, bunalıma mı girdim, tabii ki hayır. Mücadeleye devam ettim. Hızımı hiçbir yenilgi kesemezdi.
Kendi kurduğum bir danışmanlık şirketi var. Bununla şöyle bir iş yapacaktım. Bütün akademisyen, yazar, sanatçı ve entelektüellerle sözleşme imzalayacaktım. Bu insanlar televizyona mı çağrıldı, panele mi çağrıldı ya da başka etkinliklere mi çağrıldı; aracı ben olacaktım. Örneğin TV kanalına yorumcu olarak davet edildiklerinde, kanaldan para talep edecektim. Konferansa davet edildiklerinde yine aynı; para talep edecektim... Business class uçmalarını sağlayacaktım... Özel şoför tahsis edilmesini sağlayacaktım... İyi bir otelde kalmalarını sağlayacaktım... Alacakları ücretin dışında masraflarının karşılanmasını sağlayacaktım...
Amacım kimsenin para vermek istemediği, hep bedavaya getirmek istediği düşünceye parasal değerini kazandırmaktı. Çünkü bu ülkede her şeye para var ama düşünceye gelince yok anasını satayım. Çünkü herkes ‘ay bunu ben de düşünürüm’ küstahlığında. Oysa örneğin akademisyenler yıllarını veriyor o hâle gelmek için...
Ancak bu projem de tutmadı. Sözleşme gönderdiğim, yazar, gazeteci vesaire vesaire arkadaşlarım bana geri dönüş yapmadılar. Ben yine kaldım mı orta yerde çük gibi.
Şimdi yeni bir planım var. Sosyal medyadan ve e-mail yoluyla hayranlarımdan sık sık mesajlar alıyorum: ‘Hıdır Bey bir kahve içelim’, ‘Hıdır Bey bir yemek yiyelim’ diye. Eskiden saf saf kalkar gider buluşurdum. İyi kalpli bir yazar olduğumu çevreye ispatlamak için. Yok anacım, bir işime yaramıyor, karşı tarafın işi görülmüş oluyor.
Artık bu tür teklifler için bir tarife hazırladım. Kahve içmek isteyenler banka hesabıma bin dolar yatırmak zorunda... Yemek yemek isteyenler 10 bin dolar...
Evimden şoförlü ve sarsıntı yapmayan bir arabayla alınmak istiyorum. Ancak bir şartım var: Hayranlarımla mum ışığında yemek yemek istemiyorum, mümkünse loş diil, flüoresan lambayla aydınlanan bir lokanta seçsinler:))"
Hıdır Geviş'in yazısının tümünü okumak için tıklayınız
Geviş, daha önce planladığı ancak hayata geçiremediği 'gazetecileri evlat edinin' projesinn de anlattı:
Hıdır Geviş'in yazısı şu şekilde:
"Türkiye’ye döndüğümden beri gazetecilikten nasıl para kazanabileceğim konusunda planlar yapıyorum. En son ‘gazetecileri evlat edinin’ projem vardı.
Evlatlık projem kısaca şunu öneriyordu: Sivil toplum kuruluşları, kendi kafalarına uygun gazetecileri işe alsınlar ve yaptıkları etkinliklerin haberlerini onlara yaptırtsınlar. Ya da çalışma alanları neyse, gazeteciye o alanlarda haber yaptırtsınlar. Maaşını da ödesinler.
Ancak bu planım tutmadı, ilgi de görmedi, kimsenin umurunda da olmadı.
Peki, ben bu durumda ne yaptım, bunalıma mı girdim, tabii ki hayır. Mücadeleye devam ettim. Hızımı hiçbir yenilgi kesemezdi.
Kendi kurduğum bir danışmanlık şirketi var. Bununla şöyle bir iş yapacaktım. Bütün akademisyen, yazar, sanatçı ve entelektüellerle sözleşme imzalayacaktım. Bu insanlar televizyona mı çağrıldı, panele mi çağrıldı ya da başka etkinliklere mi çağrıldı; aracı ben olacaktım. Örneğin TV kanalına yorumcu olarak davet edildiklerinde, kanaldan para talep edecektim. Konferansa davet edildiklerinde yine aynı; para talep edecektim... Business class uçmalarını sağlayacaktım... Özel şoför tahsis edilmesini sağlayacaktım... İyi bir otelde kalmalarını sağlayacaktım... Alacakları ücretin dışında masraflarının karşılanmasını sağlayacaktım...
Amacım kimsenin para vermek istemediği, hep bedavaya getirmek istediği düşünceye parasal değerini kazandırmaktı. Çünkü bu ülkede her şeye para var ama düşünceye gelince yok anasını satayım. Çünkü herkes ‘ay bunu ben de düşünürüm’ küstahlığında. Oysa örneğin akademisyenler yıllarını veriyor o hâle gelmek için...
Ancak bu projem de tutmadı. Sözleşme gönderdiğim, yazar, gazeteci vesaire vesaire arkadaşlarım bana geri dönüş yapmadılar. Ben yine kaldım mı orta yerde çük gibi.
Şimdi yeni bir planım var. Sosyal medyadan ve e-mail yoluyla hayranlarımdan sık sık mesajlar alıyorum: ‘Hıdır Bey bir kahve içelim’, ‘Hıdır Bey bir yemek yiyelim’ diye. Eskiden saf saf kalkar gider buluşurdum. İyi kalpli bir yazar olduğumu çevreye ispatlamak için. Yok anacım, bir işime yaramıyor, karşı tarafın işi görülmüş oluyor.
Artık bu tür teklifler için bir tarife hazırladım. Kahve içmek isteyenler banka hesabıma bin dolar yatırmak zorunda... Yemek yemek isteyenler 10 bin dolar...
Evimden şoförlü ve sarsıntı yapmayan bir arabayla alınmak istiyorum. Ancak bir şartım var: Hayranlarımla mum ışığında yemek yemek istemiyorum, mümkünse loş diil, flüoresan lambayla aydınlanan bir lokanta seçsinler:))"
Hıdır Geviş'in yazısının tümünü okumak için tıklayınız