Taraf yazarı Başbakan'ın uçağına otostop çekti!
Taraf yazarı Hıdır Geviş'i Başbakan Erdoğan ile uçakta sohbet eden gazetecileri görünce kışkançlık krizi tuttu.
Başbakan’ın gazetecilere röportaj vermek için en fazla tercih ettiği yer, yurtdışı seyahatlerine çıktığı uçağı oluyor epeyce bir süredir. Ertesi gün gazetelerin ilk sayfalarında röportajı, "Başbakan bize konuştu" notuyla birlikte görüyoruz. Ve bu not genellikle çoğu gazetede oluyor.
Taraf gazetesi köşe yazarı Hıdır Geviş bugün, Başbakan’ın önceki gün böyle bir röportaj vermesi vesilesiyle bu konuyu ele aldı. ’Kıskançlığını’ gizlemeyen yazar Başbakan’a uçakta sormak istediği soruları da sıraladı.
Geviş’in ’Başbakanın uçağına otostop’ başlıklı yazısı şöyle:
Ne zaman Başbakan’la ya da Cumhurbaşkanı’yla uçakta sohbet eden gazeteci haberi veya fotoğrafı görsem, orta şiddette bir kıskançlık krizi geçiriyorum. Benim neyim eksik, ben neden orada değilim demeden edemiyorum.
Bir gün, madem köşe yazarıyım, bunu kullanayım bari dedim. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün gezilerine katılmak için köşkü aradım. Basın danışmanı Ahmet Sever’le görüşmek istedim. Ama kendisi nasıl bir basın danışmanıysa, telefona çıkmıyor, defalarca not bıraksanız da size geri dönmüyor. Benim böyle bir çalışanım olsa, derhal işten atardım. Sever’e ulaşmak için Köşk’ün çatısına paraşütle atlayıp, ofisine bacadan mı girmeliyim, bilemiyorum.
Başbakan’ın uçağına binmeyi ise çoktan beri kafama koymuştum. Birkaç kere aramalar yaptım, üşenmedim yani. Ancak oradan oraya, oradan oraya aktarıla aktarıla pes ettim. Bilemiyorum, belki de bir yolunu bulup hava meydanına girmeli ve Başbakan’ın uçağına otostop falan yapmalıyım.
Bu konuda kararlıyım çünkü ben de diğer gazeteciler gibi ‘Başbakan Erdoğan bana konuştu’, ‘bana açıkladı’ ya da ‘Cumhurbaşkanı Gül bana konuştu’ deyip, bunun havasını atmak istiyorum. Kompleks yaptım. Hatta bu konuda kimseyle pişti olmaktan da korkmuyorum.
Geçenlerde Twitter’da @mezararkalikizi’nın kullandığı ve köşede gördüğünüz fotoyu gördüm. Herkes, sanki Başbakan sadece onlara özel konuşmuş gibi aktarıyor görüşmeyi. Hiç umurumda değil, ben de aynısını taklit etmek istiyorum. Düşünebiliyor musunuz Taraf’ın manşetinde ben ve Başbakan’ın karşılıklı resmi ve başlık şu; ‘Başbakan Erdoğan, yazarımız Hıdır Geviş’e konuştu’... Gerçekten çok havalı olurdu.
Hani kendimi kimseyle kıyaslamak istemem ama diğer gazetecilerle kıyaslandığımda en yüzüne bakılır, en temiz yüzlü gazeteci de benim. Hem sıkıcı bir adam da değilim, Başbakan sorularımı cevaplarken, ben de kendisine Amerikan maceramı anlatabilirim. Ve hayatında hiç duymadığı türde sorular sorardım. Ne mi... İşte: Evde kırlenti kafanızın altına koyup, kanepenin üzerine uzanarak TV izlediğiniz olur mu... Amerika’da Apple Store’da alışveriş ederken Kılıçdaroğlu ile karşılaşsanız, tepkiniz ne olurdu... Kulaklıkla müzik dinler misiniz... En çok hangi danışmanınızla sohbet etmeyi seversiniz... Görüştüğünüz yabancı liderler arasında kanınızın hiç ısınmadığı biri oldu mu... Gezdiğiniz ülkelerde tadı damağınızda kalan yemek hangisi? Eşiniz evde size yemek yapıyor mu? İşte böyle:))
Taraf gazetesi köşe yazarı Hıdır Geviş bugün, Başbakan’ın önceki gün böyle bir röportaj vermesi vesilesiyle bu konuyu ele aldı. ’Kıskançlığını’ gizlemeyen yazar Başbakan’a uçakta sormak istediği soruları da sıraladı.
Geviş’in ’Başbakanın uçağına otostop’ başlıklı yazısı şöyle:
Ne zaman Başbakan’la ya da Cumhurbaşkanı’yla uçakta sohbet eden gazeteci haberi veya fotoğrafı görsem, orta şiddette bir kıskançlık krizi geçiriyorum. Benim neyim eksik, ben neden orada değilim demeden edemiyorum.
Bir gün, madem köşe yazarıyım, bunu kullanayım bari dedim. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün gezilerine katılmak için köşkü aradım. Basın danışmanı Ahmet Sever’le görüşmek istedim. Ama kendisi nasıl bir basın danışmanıysa, telefona çıkmıyor, defalarca not bıraksanız da size geri dönmüyor. Benim böyle bir çalışanım olsa, derhal işten atardım. Sever’e ulaşmak için Köşk’ün çatısına paraşütle atlayıp, ofisine bacadan mı girmeliyim, bilemiyorum.
Başbakan’ın uçağına binmeyi ise çoktan beri kafama koymuştum. Birkaç kere aramalar yaptım, üşenmedim yani. Ancak oradan oraya, oradan oraya aktarıla aktarıla pes ettim. Bilemiyorum, belki de bir yolunu bulup hava meydanına girmeli ve Başbakan’ın uçağına otostop falan yapmalıyım.
Bu konuda kararlıyım çünkü ben de diğer gazeteciler gibi ‘Başbakan Erdoğan bana konuştu’, ‘bana açıkladı’ ya da ‘Cumhurbaşkanı Gül bana konuştu’ deyip, bunun havasını atmak istiyorum. Kompleks yaptım. Hatta bu konuda kimseyle pişti olmaktan da korkmuyorum.
Geçenlerde Twitter’da @mezararkalikizi’nın kullandığı ve köşede gördüğünüz fotoyu gördüm. Herkes, sanki Başbakan sadece onlara özel konuşmuş gibi aktarıyor görüşmeyi. Hiç umurumda değil, ben de aynısını taklit etmek istiyorum. Düşünebiliyor musunuz Taraf’ın manşetinde ben ve Başbakan’ın karşılıklı resmi ve başlık şu; ‘Başbakan Erdoğan, yazarımız Hıdır Geviş’e konuştu’... Gerçekten çok havalı olurdu.
Hani kendimi kimseyle kıyaslamak istemem ama diğer gazetecilerle kıyaslandığımda en yüzüne bakılır, en temiz yüzlü gazeteci de benim. Hem sıkıcı bir adam da değilim, Başbakan sorularımı cevaplarken, ben de kendisine Amerikan maceramı anlatabilirim. Ve hayatında hiç duymadığı türde sorular sorardım. Ne mi... İşte: Evde kırlenti kafanızın altına koyup, kanepenin üzerine uzanarak TV izlediğiniz olur mu... Amerika’da Apple Store’da alışveriş ederken Kılıçdaroğlu ile karşılaşsanız, tepkiniz ne olurdu... Kulaklıkla müzik dinler misiniz... En çok hangi danışmanınızla sohbet etmeyi seversiniz... Görüştüğünüz yabancı liderler arasında kanınızın hiç ısınmadığı biri oldu mu... Gezdiğiniz ülkelerde tadı damağınızda kalan yemek hangisi? Eşiniz evde size yemek yapıyor mu? İşte böyle:))