TAKVİM SKANDALI MANŞET YAPTI,FİNANSBANK'I SATIN ALAN YUNAN BANKASINA ÇAĞRIDA BULUNDU: "İNDİRİN O TABLOYU"
Amaç Türk-Yunan barışını pekiştirmekti.Yunan Ulusal Bankası yöneticileri Finansbank'ı aldıklarında böyle söylüyordu.Banka, Türk gazetecileri Atina'ya davet etti.Fakat, gazeteciler binaya adım atınca şoke oldu!!!
Duvarlar,Türkleri 'Barbar' gösteren tablolarla doluydu.Bir gazeteci,Banka Yönetim Kurulu Başkanı'na, "Bunları indirmeyi düşünüyor musunuz?" diye sordu."Bunu bilemem.Biz geleceğe bakalım!" yanıtını aldı.
Takvim Ekonomi Müdürü Sinan Cem Şahin gündem yaratacak olayı yazdı:
Bankacılıkla ilgili olsun ya da olmasın Finansbank'ı Yunan bankası National Bank of Greece'in (NBG) almasına şaşırmayan yoktu. Türkiye-Yunanistan ilişkileri son dönemde düzelmiş olsa da Kıbrıs sorunu gibi birçok risk hâlâ devam ediyordu. "Acaba duygusal tepkiler olur mu?" sorusu kafaları kurcalamaya başladı. Bugüne kadar 'bildiğimiz kadarıyla' ciddi sorun çıkmadı. Yunan bankasının Türkiye pazarına girmesini halkımız pek de soğuk karşılamamıştı anlaşılan. Öyle ya Belçikalı, Hollandalı, İngiliz hatta Lübnanlı bankalardan ne farkı vardı Yunan'ın. Öyle bir hava oluştu ki, sanki tepki göstermeye korkuldu.
Bu yüzden olumlu adımlar, "o kadar da olur canım"lar, alttan almalar hep bizden geldi. Ancak anlatacağım iki kısa nokta ile talep etme sırası bize geçebilir.
Geçtiğimiz hafta NBG yönetimi Atina'da Türk basın mensuplarına bir sunum yaptı. Yönetim Kurulu Başkanı sunumu yaparken arkasında bankanın faaliyet gösterdiği ülkelerin haritaları maviyle boyanmıştı. Türkiye'nin de dahil olduğu geniş bir coğrafyaydı bu. Osmanlı haritasını andırıyordu. Ama bir ufak nokta gözlerden kaçmadı. Kıbrıs'ın tamamının rengi maviydi. "Orada Finansbank şubesi vardır belki" dedik iyi niyetle. "Hayır" cevabını alınca anladık işin asıl rengini. NBG için Kıbrıs Yunan'dı? Kuzeyinde ne başka bir devlet vardı ne de farklı bir millet.
Aynı sunum sayesinde bankanın yönetim kurulu toplantısının yapıldığı binayı da görme fırsatı bulduk. İyi ki de bulmuşuz. Yönetim Kurulu Başkanı Takis Arapoğlu başta olmak üzere tüm üyelerin toplantı salonuna giderken geçtiği holü başka türlü göremezdik. Bahsettiğim holün her iki duvarı da tablolarla kaplı. Ama sıradan tablolar değil bunlar. Savaş sahnelerini anlatan tablolar. Hangi savaş diye merak ediyorsanız hemen cevap vereyim: Yunanlıların bağımsızlıklarını kazandıkları ve Osmanlılarla yaptıkları savaşlar. Birçoğunda Türk askeri ya katliam yapan kötü adam görüntüsünde. Bu tablolara bakarak bankanın stratejilerinin belirlendiği toplantılara giriliyor. Buna Finansbank'ın alım kararı da dahil.
Kıbrıs sorununu NBG'nin çözmesini beklemiyoruz elbette. Ancak Türkiye'de banka alıyorsa Türklerin görüşlerine saygılı olmasını beklemek en büyük hakkımız. Tepki değil bu. Saygı isteği.
Gelelim şu meşhur tablolara.
Yunan ekonomisinin en büyük dış yatırımını yapıyorsanız... Politik risklerin tavana vurduğu Avrupa Birliği sürecinde Türkiye'de banka almaktan çekinmiyorsanız... Kusura bakmayın ama Finansbank'ı, bu tabloları izleyerek girdiğiniz salondan yönetmemelisiniz. Bunu bilerek bizlerin sizi diğer yabancı yatırımcılar gibi algılamamızı hiç bekleyemezsiniz.
İyi niyetinize bizi inandırmalısınız.
Onun için tüm tepkileri göze alın ve bir adım da siz atın. O tabloları asılı oldukları duvarlardan kaldırın.
Takvim Ekonomi Müdürü Sinan Cem Şahin gündem yaratacak olayı yazdı:
Bankacılıkla ilgili olsun ya da olmasın Finansbank'ı Yunan bankası National Bank of Greece'in (NBG) almasına şaşırmayan yoktu. Türkiye-Yunanistan ilişkileri son dönemde düzelmiş olsa da Kıbrıs sorunu gibi birçok risk hâlâ devam ediyordu. "Acaba duygusal tepkiler olur mu?" sorusu kafaları kurcalamaya başladı. Bugüne kadar 'bildiğimiz kadarıyla' ciddi sorun çıkmadı. Yunan bankasının Türkiye pazarına girmesini halkımız pek de soğuk karşılamamıştı anlaşılan. Öyle ya Belçikalı, Hollandalı, İngiliz hatta Lübnanlı bankalardan ne farkı vardı Yunan'ın. Öyle bir hava oluştu ki, sanki tepki göstermeye korkuldu.
Bu yüzden olumlu adımlar, "o kadar da olur canım"lar, alttan almalar hep bizden geldi. Ancak anlatacağım iki kısa nokta ile talep etme sırası bize geçebilir.
Geçtiğimiz hafta NBG yönetimi Atina'da Türk basın mensuplarına bir sunum yaptı. Yönetim Kurulu Başkanı sunumu yaparken arkasında bankanın faaliyet gösterdiği ülkelerin haritaları maviyle boyanmıştı. Türkiye'nin de dahil olduğu geniş bir coğrafyaydı bu. Osmanlı haritasını andırıyordu. Ama bir ufak nokta gözlerden kaçmadı. Kıbrıs'ın tamamının rengi maviydi. "Orada Finansbank şubesi vardır belki" dedik iyi niyetle. "Hayır" cevabını alınca anladık işin asıl rengini. NBG için Kıbrıs Yunan'dı? Kuzeyinde ne başka bir devlet vardı ne de farklı bir millet.
Aynı sunum sayesinde bankanın yönetim kurulu toplantısının yapıldığı binayı da görme fırsatı bulduk. İyi ki de bulmuşuz. Yönetim Kurulu Başkanı Takis Arapoğlu başta olmak üzere tüm üyelerin toplantı salonuna giderken geçtiği holü başka türlü göremezdik. Bahsettiğim holün her iki duvarı da tablolarla kaplı. Ama sıradan tablolar değil bunlar. Savaş sahnelerini anlatan tablolar. Hangi savaş diye merak ediyorsanız hemen cevap vereyim: Yunanlıların bağımsızlıklarını kazandıkları ve Osmanlılarla yaptıkları savaşlar. Birçoğunda Türk askeri ya katliam yapan kötü adam görüntüsünde. Bu tablolara bakarak bankanın stratejilerinin belirlendiği toplantılara giriliyor. Buna Finansbank'ın alım kararı da dahil.
Kıbrıs sorununu NBG'nin çözmesini beklemiyoruz elbette. Ancak Türkiye'de banka alıyorsa Türklerin görüşlerine saygılı olmasını beklemek en büyük hakkımız. Tepki değil bu. Saygı isteği.
Gelelim şu meşhur tablolara.
Yunan ekonomisinin en büyük dış yatırımını yapıyorsanız... Politik risklerin tavana vurduğu Avrupa Birliği sürecinde Türkiye'de banka almaktan çekinmiyorsanız... Kusura bakmayın ama Finansbank'ı, bu tabloları izleyerek girdiğiniz salondan yönetmemelisiniz. Bunu bilerek bizlerin sizi diğer yabancı yatırımcılar gibi algılamamızı hiç bekleyemezsiniz.
İyi niyetinize bizi inandırmalısınız.
Onun için tüm tepkileri göze alın ve bir adım da siz atın. O tabloları asılı oldukları duvarlardan kaldırın.