Taha Akyol'dan çok sert bir yazı: Delirmeye az kaldı!

Hürriyet gazetesi yazarı Taha Akyol, son dönemde Türkiye'de yapılan utandıran eylemler ile ilgili sert bir yazı kaleme aldı

Hürriyet Gazetesi Taha Akyol, bugünkü köşesinde sert bir yazı kaleme aldı. Akyol, son dönemde özellikle stadyumlarda gerçekleşen çirkin ıslıklamalara ve protestolara değinerek "Siyasi öfke ve çatışma hırsının stadyumlarda patlak vermesi, nerelere sürüklenebileceğimiz konusunda alarm sinyalleridir." dedi.

İşte o yazı:

Maçlarda rakip takımın milli marşını ıslıklamak; hele de Paris katliamında hayatını kaybeden masum insanlar için saygı duruşu yapıldığında ıslık çalmak, slogan atmak! Önceki akşam İstanbul’da yaşandı bu utandıran eylemler.

Türkiye ve Yunanistan başbakanları maçı izliyor, Yunanistan milli marşı çalınırken ve Paris katliamının kurbanları için saygı duruşu yapılırken bu çok çirkin eylemler ortaya çıktı. Bütün dünyada “futbol holiganları” diye bir sorun vardır. Fakat bizde ortaya çıkan görüntüler, futbol holiganlığından ziyade, fevkalade kaygı verici bir siyasi öfke birikiminin dışa vurumlarıdır.

Ankara’da IŞİD’in yaptığı 10 Ekim katliamından sonra da Konya’daki İzlanda milli maçında, benzer çirkin tezahürler olmamış mıydı?! Bu çirkin tavırlara tepki gösteren Fatih Terim’i, kaptan Arda Turan, Olcay Şahan ve diğer futbolcuları alkışlıyorum. Utançtan kızaran yüzümüzü ağarttılar.

ÖFKEYLE KUDURMAK!

Niye öfkeli mitingleri seviyoruz da konferanslar, müzeler, sergiler, konser salonları o kadar ilgimizi çekmiyor?
Niye kin kusan, öfkeli konuşmalar bizi coşturuyor?
Öfkeli kalabalıkların evlere, işyerlerine, parti binalarına, otellere, banka şubelerine saldırıp yakıp yıkmaları yaşamadığımız olaylar mıdır?
Sivas’ta, Çorum’da, Maraş’ta yaşanmış vahşetleri hatırlatmaya ihtiyaç var mı?
KCK’nın kışkırttığı 6-7 Ekim vandalizm olayları daha dün değil miydi?

Öfkeyle kuduran ya da kudurtulan kalabalıkların nasıl barbarlaştığını gösteren ağır ve kanlı derslerdir bunlar. Siyasi öfke ve çatışma hırsının stadyumlarda patlak vermesi, nerelere sürüklenebileceğimiz konusunda alarm sinyalleridir.

‘ALLAHU EKBER’

Öfkeli kalabalıkların “Allahu ekber” diye bağırmaları, dini idrakin nasıl siyasi slogan haline gelerek içindeki hikmetin boşaltıldığını gösterir. Hikmetin yerini öfke ve hırs alıyor.
Hazin ve endişe verici...

“Allahu ekber” ifadesi bir yerde öfkeli kalabalıkların sloganı, öbür yerde kafa kesmenin, bombayla masum insanları öldürmenin sloganı olarak kullanılıyor! Yahya Kemal’in deyişiyle “Büyük Itri’nin saltanatlı tekbiri” öfkeli kalabalıkların ve gözü dönmüş militanların sloganı haline geliyor. Ezan-ı Muhammedi, “Allahu ekber” diye başlar, “La ilahe illallah” diye biter.

Şimdi her Müslüman kendine sormalıdır: Öfkeyle delirmiş kalabalıklar şurayı burayı yakıp yıkarken, yahut teröristler bombayla masum insanları katlederken “Allahu ekber” diye bağırdıklarında, insanlığa nasıl bir ‘İslam’ anlatmış oluyorlar?! İslamofobiyi nasıl körüklüyorlar? Buna en çok samimi Müslümanların tepki göstermesi gerekir.

ORTAK DOĞRU: İTİDAL

Siyasi kutuplaşma, öfkeli siyasi nutuklar, çatışmacı siyaset tarzı kitlelerdeki hastalıklı psikolojiyi besliyor. Taliban’lar, El Kaide’ler, IŞİD’ler hep çatışma ve öfke coğrafyalarında doğup gelişmedi mi?Bunların söylemlerine bakın, Hitler’in söylemlerinden farksızdır; delirme derecesinde bir öfke, fizikman imha edilmesi gerekli “düşman” insanlar.

Siyaset bilimi kürsülerine öneriyorum; terör örgütlerinin dil ve üslubuyla, Hitler’in, Stalin’in dil ve üslubunu, “düşman” algılarını mukayese eden akademik araştırmalar yapmalılar. Bir toplum din, mezhep, etnik kimlik, siyasi taraftarlık gibi olağan duygularda aşırı derecede kutuplaşır ve öfkeli siyasi nutuklarla kışkırtılırsa çok tehlikeli bir yola itilmiş demektir. Delirmeye az kalmış demektir. Bütün ideolojilerin üstünde bir doğru vardır; itidal, merhamet, hoşgörü...