Suriyeli ilk astronot öğrencilerle buluştu

- "Dünya Arapça Günü" etkinlikleri kapsamında düzenlenen programda, öğrencilerle bir araya gelen Suriyeli ilk astronot Muhammed Faris, uzay yolculuğu boyunca yaşadıklarını anlattı- Faris:- "Uzay teknolojisi dünyaya hükmetmekte. Dolayısıyla güçlü olmak isteyen bir ülke uzay teknolojisine sahip...

İSTANBUL (AA) - Suriyeli ilk astronot Muhammed Faris, "Dünya Arapça Günü" etkinlikleri kapsamında düzenlenen programda öğrencilerle buluştu.

Arapça'nın önemini anlatmak amacıyla Azime Yılmaz İmam Hatip Ortaokulu'nda düzenlenen etkinlik, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Arapça'nın önemini anlatan slayt gösterisi sunulan etkinlikte, öğrenciler Arapça şiirler okudu.

Suriyeli astronot Faris, burada yaptığı konuşmada, uzay yolculuğu boyunca yaşadıklarını öğrencilere anlattı.

Asıl mesleğinin askeri pilotluk olduğunu belirten Faris, uzaya gitmeden ''Yıldızlar Kenti'' adlı bilim tesisinde 2 yıl boyunca eğitim aldığını ve 1987 yılında uzaya gittiğini söyledi.

Aldıkları eğitimin 3 ana noktaya odaklandığını aktaran Faris, ''Astronot adayları bu yolculuğa bilimsel, bedensel ve psikolojik olarak hazırlanır. Uzaya giden astronotlar sırf uzayı görmek ya da gezmek için gitmiyorlar. Oraya bilimsel amaçlı gönderiliyorlar ve yapmaları gereken bilimsel görevleri var. Ben uzaydayken 13 bilimsel deney gerçekleştirdim. Bilim adamları tarafından hazırlanan tıbbi, fiziki ve kimya deneylerini uzayda uyguladım. Dünyanın görüntülerini, Orta Doğu ve Suriye'nin görüntülerini çekmek de görevlerimdendi. Ayrıca hava ve su kirliliği olan yerleri tespit ettim.'' diye konuştu.

Faris, dünyanın uzay çağında olduğuna ve uzay teknolojisinin hayatın her alanına girdiğine işaret ederek, ''Uzay teknolojisi dünyaya hükmetmekte. Dolayısıyla güçlü olmak isteyen bir ülke uzay teknolojisine sahip olmalı ve uzayda söz sahibi olmalı.'' dedi.

Öğrencilere uzay yolculuğu boyunca çekilen videolarını izleten Faris, uzaydan dünyanın çok güzel göründüğünü ve uzayın karanlık bir ortam olduğunu söyledi.

Uzaydaki şartlara hazırlanmak için zorlu bir eğitim sürecinden geçtiklerini anlatan Faris, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bazı egzersizlerde 3 kilogram kaybımız oluyordu. Yıldızlar Kenti'nde kullanacağımız aracın içindeki bütün ekipmanlar ve cihazların aynısının bir maketi mevcuttu. Giydiğimiz astronot kıyafetinin ağırlığı 10 kilogramdı. Aracımızı uzaya fırlatan roket 50 metre yüksekliğinde ve biz o roketin tepesinde bulunan kapsüldeydik. Bizi uzaya ulaştırmak için içinde 350 ton yakıt bulunuyordu. Bu roketin görevi bizi uzay tabakasına ulaştırmak ve ulaştığımızda hızımız saatte 28 bin kilometre olmalı. Yolculuğumuzun 2. gününün sonunda bir uzay istasyonuyla bağlandık.''

Uzayda kendisine verilen görevleri yapmaya başladığını ve dünyadaki deneylerin bir benzerini gerçekleştirdiğini ifade eden Faris, uzayda yer çekimi olmadığı için deneylerin dünyadakinden farklı sonuçlar ortaya çıkardığını kaydetti.

- "Yolculuğun en zor aşaması dönüştü"

Faris, uzayda bir yerden bir yere gitmek için duvardan destek alarak kendini ittiğini ve havada süzüldüklerini anlatarak, ''İnsanın kuş gibi uçması çok güzel bir duygu ama aynı zamanda çok zor bir durumdur. Uzayda 8 gün geçirdik. Uzayda bulunma görevimiz bitince dünyaya geri döndük. Yolculuğun en zor aşaması dönüştü. Suriye'ye döndüğümde bir bayram havası vardı. Ümit ediyorum ki bu güzel duyguları sizden birisi Türk halkına yaşatır.'' değerlendirmesinde bulundu.

Uzayın zorlu şartlarına en çabuk uyum sağlayabilen insanların askeri pilotlar olduğunu ve adayların pilotlardan seçildiğini belirten Faris, diğer meslek gruplarından insanların mide bulantısı, baş dönmesi gibi sebeplerle birkaç günlük alışma sürelerinin olduğunu söyledi.

Öğrencilerin ''Uzaydaki yaşam şartları nasıl?'' sorusu üzerine Faris, şunları kaydetti:

"Uzayda yaşam şartları çok zordur. Vücudumuzun bir bütün olarak her fonksiyonu etkileniyor. Kan dolaşımı, kalbin ritmi değişiyor. Normalinden fazla kan beyne çıkıyor ve bu da yüzün şişmesine, kızarıklığa ve sürekli baş ağrısına neden oluyor.

Uzaydaki yemekler dünyadakilerden çok farklıdır. Çoğu diş macunu tüpünde macun şeklinde zenginleştirilmiş besinler, çorba, meyve suyu gibi gıdalar oluyor. Kurutulmuş et var, ona biraz su katıp yumuşatıyoruz ve poşetin içinden çatalla çekip yiyoruz. Su içerken de poşetin bir ucunu kesip su deposundan su dolduruyoruz. Diğer taraftan kestiğimizde de bir pipet çıkıyor, onunla suyu emerek içiyoruz.''

Uzaydan bakınca dünyanın, evrenin en güzel varlığı olduğunun farkına vardığını dile getiren Faris, ''Dünyayı bir bütün olarak görüyorsunuz, yapay sınırlar yok oluyor. Dünyaya kendi vatanınız olarak bakıyorsunuz. Bunu başardığım için sevinçli, mutlu ve gururluydum.'' diye konuştu.