Sultanahmet'te patlama yazım dolayısıyla bir açıklama...

Medyaradar medya-siyaset analizi Atilla Akar dün yazdığı Sultanahmet yazısı dolayısıyla bir “açıklama”da bulundu. Akar, yazısının yol açtığı “değerlendirme hatası”ndan dolayı özrünü beyan etti…

Dün yazdığım “Sultanahmet Patlaması: PKK terörü metropollere taşıdı!” başlıklı yazının kimi sorun ve sıkıntılara yol açtığını görmekteyim. Dünden beri yoğun eleştiriler, hatta hakaret ve küfür dolu tepkiler almaktayım. (Haklı ve edepli itirazlara bir şey diyemem. Ancak diğer bütün kem sözler sahiplerine aittir ve onlara yakışır!) Ne kasıtlılığım, ne yalan söylemem hatta ne “AKP’liliğim” ne de IŞİD’i aklamam kalmış. Güleyim mi ağlayayım mı bilemiyorum. Beni tanıyan ve yazılarımı takip eden herkes “kasıtlı” yazmadığımı, bilinçli olarak “yalan” değerlendirmede bulunmadığımı, “AKP’li” olmadığımı gayet iyi bilir. Hele de “IŞİD’i aklama” gibi bir niyetim ise hiç olamaz.

Son 15 yıldır, gerek kitaplarımla gerek yazılarımla bütün terör örgütlerinin hangi planlar doğrultusunda hareket ettiklerini, bunların dünyada ve Türkiye’deki sonuçlarını deşifre etmeye çalışan bir yazar olarak, markası ve mahreci ne olursa olsun hepsine karşı olduğumu, hepsinden nasıl nefret ettiğimi fazlasıyla beyan ettiğimi zannediyorum. Buna rağmen bunları söyleyenleri kendi vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum. Bir insanın yazdıklarına kızabilirsiniz ama o insana gerçekte olmadığı ya da savunmadığı etiketleri yükleyemezsiniz. Kendi kafanızdaki marazi saflaşma kodlarıyla damgalayamazsınız.

O yüzden kimse şu an benim kendimi eleştirdiğim kadar beni eleştirmeye - hele de haksız isnatlarla- kalkmasın. Ben, söz konusu yazı ile, -henüz elde yeter veri yok iken- bir “erken değerlendirme” hatasında bulundum o kadar. Olayı sıcağı sıcağına değerlendirme çabam, acil yazma telaşım, beni bu yanlış değerlendirmeye itti. (Değerlendirme “doğru” dahi olsaydı gene de çok “erken”di ve yöntemsel olarak yanlıştı. Biraz beklemeliydim.) Hiç şüphesiz ve maalesef bu bir “hata”dır. Düşülmemesi ve daha “dikkatli” olmam gerekiyordu o başka…

Hele de benim gibi sakin, titiz analiz yapmaya çalışan biri için konu ayrıca mühimdi. Dolayısıyla olay benim açımdan yanlış değerlendirmeden çok (Ki, herkes yanlış değerlendirme yapabilir) o değerlendirmeye yol açan “aceleci” ve “erken” tutumumdan dolayı rahatsız edicidir. Her yazarın -şu veya bu şekilde- bir gün düşebileceği “hata”ya bende düştüm o kadar. Fazlası değil!..

Ancak bu “hata” kimilerinin görmek ve göstermek istediği gibi “bilinçli”, “kasıtlı” ve belli siyasi taraflılıklarla yapılmış değildir. Böyle düşünenler hemen cellatça adam asmaya, entelektüel infaza meyilli olabilirler. Bir şey diyemem. Kendi tıynetleridir. Ben kendi payıma gereken “ders”i kendi bilincimle zaten çıkartmış bulunuyorum. Bunu yapmak için kimsenin bu tarz tepkilerine de ihtiyacım yok. Tüm samimi düşüncem budur…

O yüzden kastı aşan ifadelere yol açmışsam, öyle veya böyle “yanlış” bir değerlendirmede bulunmuşsam, bir şekilde “negatif” anlaşılmalara yol açmışsam herkesten özür dilerim. Bu açıdan kendimin de üzgün bulunduğumun bilinmesini isterim.

Hepimizi geren, öfkemizi kabartan teröre bir kez daha lanet olsun…

Selam ve saygılarımla…

13.01.2016.

atillaakar@gmail.com