Süleyman Soylu: Türkiye bir daha Erdoğan gibi bir lider yakalayamaz
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Best FM'de Adem Metan'ın sorularını cevapladı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye'nin yüzyılın en önemli fırsatını yakaladığını ifade ederek, daha iyi yarınlar için bu fırsatın çok çalışarak mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'nin bir daha Tayyip Erdoğan gibi bir lideri yakalayamayacağını kaydeden Soylu, "Böyle bir lider 100 yıl belki de 150 yıl sonra o da hangi ölçülerde gelir bilmiyoruz. Önümüzde çok iş var. Bu işimizi gerçekleştirebilmek için çok çalışmamız gerekiyor" diye konuştu.
Süleyman Soylu, Best FM'de Adem Metan'ın sorularını cevapladı. Doğu ve Güneydoğu ziyaretleriyle bölgeyi sahada tanıdığını, bu anlamda devleti yönetenlerle halk arasında önemli bir bağ kurulduğunu söyleyen Soylu, bu iletişim ağının korunması gerektiğini kaydetti. İşte Soylu'nun konuşmasından bazı satır başları:
"Niye buralara gidiyorum söyleyeyim. Öncelikle öğrenmek için. Elbetteki karargahtaki arkadaşlarımızın tecrübelerinden istifade ediyorum. Esasen aradaki bağın ne olduğunu iyi anlamak gerekiyor. Sahada öğrendiklerimi bazen bir askerden bazen bir özel harekatçıdan bazen kahvedeki bir vatandaştan öğreniyorum.
"İLETİŞİM KANALLARININ AÇIK OLMASI GEREKİYOR"
Türkiye'nin çok çalışan bir cumhurbaşkanı var. Dün gecenin ilerleyen saatlerinde bir görüşme yaptık ve sabaha kadar bakanlıkta çalışıp sonra sabah Kartepe'ye geçtim. Devletin üst bölgesi gerçekten çok çalışıyor ama alt tarafta bir iletişimsizlik var halkla. Benim yapmak istediğim şey zaten bu! Yani iletişim kanallarının açık olması gerekiyor. Türkiye'nin her tarafına gitmek gerekiyor.
"UMUTSUZLUĞU UMUDA ÇEVİRMEMİZ GEREKİYOR"
Güneydoğu psikolojik olarak çok yorulmuş. Bölgeye yatırım yapılıyor terörist saldırılar oluyor. Bir taraftan okullara terörist saldırıları oluyor ve düşünsenize şöyle bir Türkiye'desiniz. Her şeyin güzelleştiği yolların yapıldığı bir Türkiye'desiniz. Kalkıyorsunuz okula gideceksiniz, spor salonunuz teröristlerle bombalanmış yollarınız kazılmış, okula gidemiyorsunuz. Bu umutsuzluğu umuda çevirmeniz gerekiyor. Onları bu umutsuzluğa sevk edenlere de bunun hesabını sormanız gerekiyor.
"VATANDAŞ BALANS AYARINI VERİR"
Halkla direkt temas eden yöneticileriniz olursa, vatandaş kibardır saygılıdır. Eğer fuzuli işgal görürse, gereğini yerine getirir. Buna toplumsal baskı diyebilirsiniz, buna uyarı diyebilirsiniz. Bu aslında öyle bir balans ayarıdır ki caminin imamı dahi cemaatinin beklediği bir davranış sergilemiyorsa vatandaş buna balans ayarını verir.
Biz orta sınıfın çocuklarıyız. Ben bugün bakanım. Bu demokrasinin sonucudur, biz bunun kıymetini biliyoruz. Bu ülkeyi bizim sınıfımızdaki insanlarında alt sınıf insanların da yönetebilme kabiliyetini gerçekleştirebilecekleri tek alan budur, siyasettir.
"ÇOLUĞUMUN ÇOCUĞUMUN NAFAKASI İÇİN..."
Ticaret hayatımın da bana öğretti bir şey vardır. Mesela çantamı elime alıp çok müşteriye gittiğim oldu. Demokrat Parti'de genel başkanlık görevinden sonra da yaptım çoluğumun çocuğumun nafakası için. Biz Müslümanız, dünyanın hakimi Allah var, adalet sahibidir. Eğer siz gayret gösterirseniz, sınamalara da sabrederseniz; attığınız adımların sonucunu alırsınız. Yüzde yüz alamayabilirsiniz ama neye kanaat getirirseniz inanın alabilirsiniz.
"VATANDAŞ HUZURLU UYUDUKTAN SONRA YATIRIYORUM"
Ortalama eve gittiğim 1-2'yi buluyor. Sizin sabah okuduğunuz gazeteleri 2'de okumam gerekiyor. Günlük istihbaratları okumadan kafamı yastığa koymam. Telefonlarıma bazen 13-14 saat bakamıyorum. Yatmam ise bazen gece 3 oluyor, 4 oluyor. 15 Temmuz sonrası "herkesi yatırıp sonra yatmam gerekir" diye düşünüyordum. Biliyorsunuz o dönemde her gece darbe olup olmayacağı konuşuluyordu. Vatandaş rahatlıkla uyuduktan sonra yatıyorum.
"TÜRKİYE'NİN KARARLI BİR LİDERİ VAR"
Türkiye kolay kolay buluşturamayacağı bir çok meseleyi buluşturdu. Bunun için oturamayız. Türkiye'nin bir lideri var kararlı. Korkmuyor ama bir de tecrübesi var. Türkiye'yi biliyor dünyayı tanıyor. Böyle bir kişiyle çalışıyorsunuz. Bu bizim için de Türkiye için de büyük bir fırsat.
Avrupa'ya gidiyoruz bazen toplantılara. Türkiye, bugün oralardan bazı alanlarda çok daha ilerde. Geride olduğu konu çok fazla değil. Bunlarda da denktir ya da çok az geridedir. Bu fırsatı yakaladık benim psikolojim böyle. Eğer çalışıp biriktirirse rahat ederiz. Bizim elimizde cebimizde dolu. Tüm bunlar bize moral de veriyor.
"TÜRKİYE BİR DAHA TAYYİP ERDOĞAN GİBİ BİR LİDER YAKALAYAMAZ"
Bu koşuda Türkiye'yi iyi bir noktaya taşımamız gerekir. Türkiye bir daha Tayyip Erdoğan gibi bir lider yakalayamaz, 100 yıl 150 yıl sonra belki o da hangi ölçülerde gelir bilemiyoruz. Önümüzde çok işimiz var. Bu işimizi gerçekleştirebilmek için çok çalışmamız gerekiyor.
Ben tatil yapmam çok, yılda bir iki gün o da yakalayabilirsek o da. Benle beraber çalışanların tatillerini eksiksiz yapmalarını isterim. O onun hakkıdır. Ben evimi, çoluğumu çocuğumu gördüğüm zaman tatilimi yapmış sayıyorum.
TÜRKİYE'NİN TERÖRLE MÜCADELESİ
Memleketimiz bu açıdan da çok önemli bir yerden geçiyor. Babalar, anneler, eşler... Kimisi eşini, kimisi çocuğunu bu mücadeleye gönderiyor. Ay Yıldızlı tabutta bulunan o kahramanı belki daha önce gördünüz, tanıyorsunuz ama şimdi orada. Kimin için orada bizim için orada. Bunun başka izahı yok! Biz o anne ve babaların metaneti altında eziliyoruz. Bu durumun yüzümüze yansımaması mümkün değil.
Bazen bir işi başardığımda aşırı sevinmekten korkuyorum, yani Allah'ın gücüne gider de başka bir yerden acımız çıkar diye. Bunları yaparken de hep onlar aklıma geliyor. Bir tarafta babasını kaybetmiş bir evlat, eşine doyamamış bir kadın, oğlunun kokusunu hisseden bir anne, söylemese de kalbi sızlayan bir baba. Bir taraftan da bu iş bitecek ben bunun ümidi içerisinde bir psikoloji. Şimdi böyle kolay bir iş değil. Bir çok şehit ailesini arıyorum. O kadar metanetli sözler söylüyorlar ki onların karşısında eziliyorsunuz. Bütün bunlar aslında, bu cennet vatanın bu güzel vatanın belki de bize bırakılan ve bizim de bırakacağımız bu cennet vatanın ne kadar kıymetli olmasını sağlıyor.
"O UÇAK BİR DAHA İNMEYEBİLİRDİ"
Milletimizin büyük kahramanlığı oldu o gece. Bence dünyada Türkiye'yi izleyenler bir daha topa durup bastılar ve Türkiye analizi yaptılar. Uyutacakları, uyuşturacakları bir ülke olmadığını anladılar. O gece herkes elinden geleni yaptı. Havaya kalkan bir uçak ve hava egemenliğinin FETÖ'de olduğu bir ülkede herhalde en büyük cesaret Sayın Cumhurbaşkanımıza aitti. O uçak kalkabilir ve bir daha inmeyebilirdi. O gün babannelerin dedelerin ağlamalarını dinleyen bir millet bir daha ağlamamak için sokakta o görevi yerine getirdi."
Süleyman Soylu, Best FM'de Adem Metan'ın sorularını cevapladı. Doğu ve Güneydoğu ziyaretleriyle bölgeyi sahada tanıdığını, bu anlamda devleti yönetenlerle halk arasında önemli bir bağ kurulduğunu söyleyen Soylu, bu iletişim ağının korunması gerektiğini kaydetti. İşte Soylu'nun konuşmasından bazı satır başları:
"Niye buralara gidiyorum söyleyeyim. Öncelikle öğrenmek için. Elbetteki karargahtaki arkadaşlarımızın tecrübelerinden istifade ediyorum. Esasen aradaki bağın ne olduğunu iyi anlamak gerekiyor. Sahada öğrendiklerimi bazen bir askerden bazen bir özel harekatçıdan bazen kahvedeki bir vatandaştan öğreniyorum.
"İLETİŞİM KANALLARININ AÇIK OLMASI GEREKİYOR"
Türkiye'nin çok çalışan bir cumhurbaşkanı var. Dün gecenin ilerleyen saatlerinde bir görüşme yaptık ve sabaha kadar bakanlıkta çalışıp sonra sabah Kartepe'ye geçtim. Devletin üst bölgesi gerçekten çok çalışıyor ama alt tarafta bir iletişimsizlik var halkla. Benim yapmak istediğim şey zaten bu! Yani iletişim kanallarının açık olması gerekiyor. Türkiye'nin her tarafına gitmek gerekiyor.
"UMUTSUZLUĞU UMUDA ÇEVİRMEMİZ GEREKİYOR"
Güneydoğu psikolojik olarak çok yorulmuş. Bölgeye yatırım yapılıyor terörist saldırılar oluyor. Bir taraftan okullara terörist saldırıları oluyor ve düşünsenize şöyle bir Türkiye'desiniz. Her şeyin güzelleştiği yolların yapıldığı bir Türkiye'desiniz. Kalkıyorsunuz okula gideceksiniz, spor salonunuz teröristlerle bombalanmış yollarınız kazılmış, okula gidemiyorsunuz. Bu umutsuzluğu umuda çevirmeniz gerekiyor. Onları bu umutsuzluğa sevk edenlere de bunun hesabını sormanız gerekiyor.
"VATANDAŞ BALANS AYARINI VERİR"
Halkla direkt temas eden yöneticileriniz olursa, vatandaş kibardır saygılıdır. Eğer fuzuli işgal görürse, gereğini yerine getirir. Buna toplumsal baskı diyebilirsiniz, buna uyarı diyebilirsiniz. Bu aslında öyle bir balans ayarıdır ki caminin imamı dahi cemaatinin beklediği bir davranış sergilemiyorsa vatandaş buna balans ayarını verir.
Biz orta sınıfın çocuklarıyız. Ben bugün bakanım. Bu demokrasinin sonucudur, biz bunun kıymetini biliyoruz. Bu ülkeyi bizim sınıfımızdaki insanlarında alt sınıf insanların da yönetebilme kabiliyetini gerçekleştirebilecekleri tek alan budur, siyasettir.
"ÇOLUĞUMUN ÇOCUĞUMUN NAFAKASI İÇİN..."
Ticaret hayatımın da bana öğretti bir şey vardır. Mesela çantamı elime alıp çok müşteriye gittiğim oldu. Demokrat Parti'de genel başkanlık görevinden sonra da yaptım çoluğumun çocuğumun nafakası için. Biz Müslümanız, dünyanın hakimi Allah var, adalet sahibidir. Eğer siz gayret gösterirseniz, sınamalara da sabrederseniz; attığınız adımların sonucunu alırsınız. Yüzde yüz alamayabilirsiniz ama neye kanaat getirirseniz inanın alabilirsiniz.
"VATANDAŞ HUZURLU UYUDUKTAN SONRA YATIRIYORUM"
Ortalama eve gittiğim 1-2'yi buluyor. Sizin sabah okuduğunuz gazeteleri 2'de okumam gerekiyor. Günlük istihbaratları okumadan kafamı yastığa koymam. Telefonlarıma bazen 13-14 saat bakamıyorum. Yatmam ise bazen gece 3 oluyor, 4 oluyor. 15 Temmuz sonrası "herkesi yatırıp sonra yatmam gerekir" diye düşünüyordum. Biliyorsunuz o dönemde her gece darbe olup olmayacağı konuşuluyordu. Vatandaş rahatlıkla uyuduktan sonra yatıyorum.
"TÜRKİYE'NİN KARARLI BİR LİDERİ VAR"
Türkiye kolay kolay buluşturamayacağı bir çok meseleyi buluşturdu. Bunun için oturamayız. Türkiye'nin bir lideri var kararlı. Korkmuyor ama bir de tecrübesi var. Türkiye'yi biliyor dünyayı tanıyor. Böyle bir kişiyle çalışıyorsunuz. Bu bizim için de Türkiye için de büyük bir fırsat.
Avrupa'ya gidiyoruz bazen toplantılara. Türkiye, bugün oralardan bazı alanlarda çok daha ilerde. Geride olduğu konu çok fazla değil. Bunlarda da denktir ya da çok az geridedir. Bu fırsatı yakaladık benim psikolojim böyle. Eğer çalışıp biriktirirse rahat ederiz. Bizim elimizde cebimizde dolu. Tüm bunlar bize moral de veriyor.
"TÜRKİYE BİR DAHA TAYYİP ERDOĞAN GİBİ BİR LİDER YAKALAYAMAZ"
Bu koşuda Türkiye'yi iyi bir noktaya taşımamız gerekir. Türkiye bir daha Tayyip Erdoğan gibi bir lider yakalayamaz, 100 yıl 150 yıl sonra belki o da hangi ölçülerde gelir bilemiyoruz. Önümüzde çok işimiz var. Bu işimizi gerçekleştirebilmek için çok çalışmamız gerekiyor.
Ben tatil yapmam çok, yılda bir iki gün o da yakalayabilirsek o da. Benle beraber çalışanların tatillerini eksiksiz yapmalarını isterim. O onun hakkıdır. Ben evimi, çoluğumu çocuğumu gördüğüm zaman tatilimi yapmış sayıyorum.
TÜRKİYE'NİN TERÖRLE MÜCADELESİ
Memleketimiz bu açıdan da çok önemli bir yerden geçiyor. Babalar, anneler, eşler... Kimisi eşini, kimisi çocuğunu bu mücadeleye gönderiyor. Ay Yıldızlı tabutta bulunan o kahramanı belki daha önce gördünüz, tanıyorsunuz ama şimdi orada. Kimin için orada bizim için orada. Bunun başka izahı yok! Biz o anne ve babaların metaneti altında eziliyoruz. Bu durumun yüzümüze yansımaması mümkün değil.
Bazen bir işi başardığımda aşırı sevinmekten korkuyorum, yani Allah'ın gücüne gider de başka bir yerden acımız çıkar diye. Bunları yaparken de hep onlar aklıma geliyor. Bir tarafta babasını kaybetmiş bir evlat, eşine doyamamış bir kadın, oğlunun kokusunu hisseden bir anne, söylemese de kalbi sızlayan bir baba. Bir taraftan da bu iş bitecek ben bunun ümidi içerisinde bir psikoloji. Şimdi böyle kolay bir iş değil. Bir çok şehit ailesini arıyorum. O kadar metanetli sözler söylüyorlar ki onların karşısında eziliyorsunuz. Bütün bunlar aslında, bu cennet vatanın bu güzel vatanın belki de bize bırakılan ve bizim de bırakacağımız bu cennet vatanın ne kadar kıymetli olmasını sağlıyor.
"O UÇAK BİR DAHA İNMEYEBİLİRDİ"
Milletimizin büyük kahramanlığı oldu o gece. Bence dünyada Türkiye'yi izleyenler bir daha topa durup bastılar ve Türkiye analizi yaptılar. Uyutacakları, uyuşturacakları bir ülke olmadığını anladılar. O gece herkes elinden geleni yaptı. Havaya kalkan bir uçak ve hava egemenliğinin FETÖ'de olduğu bir ülkede herhalde en büyük cesaret Sayın Cumhurbaşkanımıza aitti. O uçak kalkabilir ve bir daha inmeyebilirdi. O gün babannelerin dedelerin ağlamalarını dinleyen bir millet bir daha ağlamamak için sokakta o görevi yerine getirdi."