Star yazarından Dumanlı ve Sönmez çıkışı: Özenle takip edilmeli!
Star yazarı 14 Aralık operasyonunda gözaltına alınan Dumanlı için "usul, en az esas kadar özenle takip edilmeli..." yazdı.
Star gazetesi yazarı Sibel Eraslan başörtü yasakları ve kadınların eğitim/istihdam/sosyal güvenlik hakları bağlamında omuz omuza verdiğimiz uzun ve zorlu mücadelesinin içinden tanıdığı Gülden Sönmez ile Ekrem Dumanlı'nın aynı gün Çağlayan Adliyesi'nde ifade verdiğini anımsattığı yazısında "Hukuk Devletinde evet kimsenin ayrıcalığı yoktur. Lakin Ekrem Bey cihetinden Basın Özgürlüğü, Gülden Hanım cihetinden Barış Aktivizmi, uluslararası kamuoyunun dikkatle takip ettiği hassas iki hattır. Dışarıdaki Türkiye aleyhtarı lobinin Ekrem Bey’e herhangi bir katkısı olmasa da; usul, en az esas kadar özenle takip edilmeli..." yorumunu yaptı.
Eraslan 14 Aralık operasyonu ile ilgili üç önemli noktanın da altını çizdi yazısında:
1- Yılmaz Ensaroğlu ve Ali Bayramoğlu vesayetle mücadelede önemli bir konunun altını çizdiler; bu tip davalarda “hukukun araçsallaşmaması”na özen göstermeliyiz. Ergenekon ve Balyoz davalarında bu kritik eşiği kötü şekliyle aştık maalesef.
2- Yargısal rutinde; ne “gözaltı” ve “ifadeye çağırma”, ne de “tutuklama” cezalandırma maksatlı işlemler değildir. Bu maksatla yapılandırılamazlar.
3- Hafızası iyi olmayanlar için bir hatırlatma; VAKİT GAZETESİ’ne 312 generalin birleşerek dava açtığı, silahlı kişilerce kuşatıldığı günlerde de Basın Hürriyeti vardı. Siz neredeydiniz?
***
Ekrem Dumanlı ve Avukat Gülden Sönmez aynı gün Çağlayan Adliyesi’ndeydiler ikisi de.
Arkadaşım Gülden Sönmez’i, başörtü yasakları ve kadınların eğitim/istihdam/sosyal güvenlik hakları bağlamında omuz omuza verdiğimiz uzun ve zorlu mücadelenin içinden tanıyorum. Onu daha sonrasında İHH ve uluslararası yardım çalışmaları ve barış aktivisti olarak tüm dünya tanıdı. Mavi Marmara davasının avukatlarındandır.
Niçin ifadeye çağrıldığına gelince: 14 Ocak 2014’te İHH Kilis ofisine gerçekleştirilen hukuk dışı operasyonu hatırlayacaksınız. Binanın çevresi kuşatılmış, çalışanlar zorla dışarı çıkartılmış, tüm bilgisayarlara el konulmuş, bundan Katar Kızılay’ı da nasibini almış o da operasyona uğramıştı. Bunun üzerine İHH suç duyurusunda bulunmuştu, Kilis Terörle Mücadele Emniyet (Eski) Md. Devlet Çıngı hakkındaki dava halen devam etmektedir. İşte Avukat Gülden Sönmez, bu konuyu değerlendirdiği TV programları ve sosyal medyada paylaştığı düşünceleri bağlamında Çıngı tarafından şikayete uğramıştı. Sönmez, ifade için Çağlayan’daydı o gün...
(...)
Tüm bu üretilmiş delillerle derdest edilerek hapse tıkılan kişilerden Mustafa Kaplan ile uzun yıllar aynı gazetede çalıştık. Tevafuk; Hem Ekrem Dumanlı, hem Mustafa Kaplan’la Ergenekon ve Balyoz çetelerinin ölüm listesinde olan gazetecilerdik... Kaplan, henüz basılmamış, bilgisayarında redakte ettiği bir kitabı bağlamında El-Kaidecilik ithamıyla tam 17 ay boş yere hapis yattı. Çıkışında yaşadığı tecrit, yalnızlaştırılmaysa kaleme aldığı derin keder dolu mısralarında saklı. İnsanların hayatları karartıldı.
Eraslan 14 Aralık operasyonu ile ilgili üç önemli noktanın da altını çizdi yazısında:
1- Yılmaz Ensaroğlu ve Ali Bayramoğlu vesayetle mücadelede önemli bir konunun altını çizdiler; bu tip davalarda “hukukun araçsallaşmaması”na özen göstermeliyiz. Ergenekon ve Balyoz davalarında bu kritik eşiği kötü şekliyle aştık maalesef.
2- Yargısal rutinde; ne “gözaltı” ve “ifadeye çağırma”, ne de “tutuklama” cezalandırma maksatlı işlemler değildir. Bu maksatla yapılandırılamazlar.
3- Hafızası iyi olmayanlar için bir hatırlatma; VAKİT GAZETESİ’ne 312 generalin birleşerek dava açtığı, silahlı kişilerce kuşatıldığı günlerde de Basın Hürriyeti vardı. Siz neredeydiniz?
***
Ekrem Dumanlı ve Avukat Gülden Sönmez aynı gün Çağlayan Adliyesi’ndeydiler ikisi de.
Arkadaşım Gülden Sönmez’i, başörtü yasakları ve kadınların eğitim/istihdam/sosyal güvenlik hakları bağlamında omuz omuza verdiğimiz uzun ve zorlu mücadelenin içinden tanıyorum. Onu daha sonrasında İHH ve uluslararası yardım çalışmaları ve barış aktivisti olarak tüm dünya tanıdı. Mavi Marmara davasının avukatlarındandır.
Niçin ifadeye çağrıldığına gelince: 14 Ocak 2014’te İHH Kilis ofisine gerçekleştirilen hukuk dışı operasyonu hatırlayacaksınız. Binanın çevresi kuşatılmış, çalışanlar zorla dışarı çıkartılmış, tüm bilgisayarlara el konulmuş, bundan Katar Kızılay’ı da nasibini almış o da operasyona uğramıştı. Bunun üzerine İHH suç duyurusunda bulunmuştu, Kilis Terörle Mücadele Emniyet (Eski) Md. Devlet Çıngı hakkındaki dava halen devam etmektedir. İşte Avukat Gülden Sönmez, bu konuyu değerlendirdiği TV programları ve sosyal medyada paylaştığı düşünceleri bağlamında Çıngı tarafından şikayete uğramıştı. Sönmez, ifade için Çağlayan’daydı o gün...
(...)
Tüm bu üretilmiş delillerle derdest edilerek hapse tıkılan kişilerden Mustafa Kaplan ile uzun yıllar aynı gazetede çalıştık. Tevafuk; Hem Ekrem Dumanlı, hem Mustafa Kaplan’la Ergenekon ve Balyoz çetelerinin ölüm listesinde olan gazetecilerdik... Kaplan, henüz basılmamış, bilgisayarında redakte ettiği bir kitabı bağlamında El-Kaidecilik ithamıyla tam 17 ay boş yere hapis yattı. Çıkışında yaşadığı tecrit, yalnızlaştırılmaysa kaleme aldığı derin keder dolu mısralarında saklı. İnsanların hayatları karartıldı.