STAR MUHABİRİNDEN UĞUR DÜNDAR'A YANIT; ''BULMUŞKEN ALIP GELSEYDİN YA''
Star Gazetesi muhabiri Hüseyin Özay, 28 Şubat'ın Zulası'na ilişkin haberine itiraz eden Uğur Dündar'a yanıt verdi.
Star Gazetesi Muhabiri Hüseyin Özay, "TMSF’nin Demirel’in 22 Milyon dolarlık zulasını Türkiye’ye getirdiğine" ilişkin haberine itiraz eden Uğur Dündar’a yanıt verdi.
İŞTE ÖZAY’IN DÜNDAR’A CEVABI
BULMUŞKEN ALIP GELSEYDİN BARİ
"TMSF’nin Demirel’in 22 Milyon dolarlık zulasını Türkiye’ye getirdiğine" ilişkin haberime Uğur Dündar itiraz etmiş.
CNNTürk’te Ayşenur Arslan’a şöyle bir SMS atmış: "Star’ın yaptığı ve TMSF’nin Murat Demirel’in yurt dışındaki paralarını bulduğu haberi doğru değildir. Çünkü, batık Egebank’ın patronu Murat Demirel’in Cayman Adaları’nda gizli hesabı olduğunu 7 yıl önce Arena’ya gelen bir belge ile biz bulduk ve TMSF’ye bildirdik."
Bir habere "doğru değil" demek oldukça ağır bir iddia. Ama daha vahim olanı kendisine "duayen" ve "soruşturmacı gazeteci" diyen yılların Uğur Dündar’ının okuduğu haberi anlayamamış olması.
Dündar’ın "parayı ben buldum" itirazı aslında TMSF yetkililerini de gülümsetti. Paranın izi 7 yıl önce bulunmuş olsa bile uzun bir yargı süreci, yüzlerce yazışma ve mahkeme kararından sonra para ancak 7 yıl sonra alınabildi. Geçtiğimiz 28 Şubat gecesi para TMSF’nin hesaplarına geçti. Benim yaptığım haber de buydu. Yani TMSF Başkanı’nın görevi bırakacağı gün bu paranın tahsil edilmesi ve onun da ironik biçimde 28 Şubat’a denk gelmesi.
Dündar bu uzun hukuksal süreci yok sayıp o kadar basite indirmiş ki; "parayı bulmuşken alıp gelseydin bari" diyesi geliyor insanın.
7 YILDIR 20 KİŞİLİK EKİP ÇALIŞIYOR
Uğur Dündar’ın, "açıklaması" bir döneminin favori reklamları arasında yer alan Seyyar Tayyar tiplemesinin "ben buldum, patladı gitti" sözlerini hatırlatmış bir TMSF yetkilisine.
Çünkü, 22 milyon dolarlık zulanın getirilme süreci hayli çetin geçmiş. Hatta bu süreçle ilgili kitap bile yazmayı bile düşünüyorlar.
Anlaşılan Dündar olayın fikri takibini yapmamış. Ben kendisine maddeler halinde sıralayayım da bir daha hiç unutmasın:
-Uğur Dündar’ın "ben buldum patladı gitti" diyerek itiraz ettiği Murat Demirel’in zulası, Uğur Dündar TMSF’ye belge vermeden önce biliniyordu. Ancak paranın başka ülkelere transfer edilmesi şüphesi nedeniyle, incelemeler gizliden yürütülüyordu. Arena Programı’na gönderilen belgelerin aynısı ve daha fazlası, TMSF’ye de gönderilmişti.
-Paranın izi ilk olarak, 2005 yılında değil 2004 yılında bulundu. Dava süreci ise 2005 yılında başladı. Yaklaşık 20 kişilik TMSF avukatlık ve uzman ekibi, paranın peşini bırakmadı. Mahkemenin iade kararına rağmen, paranın iade edilmesi için tam üç ay yazışma yapıldı.
-Tüm bu 7 yıllık mücadelenin ardından, 22 milyon dolar TMSF’nin hesaplarını geçtiğimiz 28 Şubat gecesi geçti. Dolaysıyla, paranın geliş tarihinin 28 Şubat post modern darbesinin gününe rastlaması da ayrı bir sürpriz oldu.
-Son olarak TMSF’ye, İsviçre bankalarındaki hesaplarla ilgili yüzlerce ihbar geldi. Bu ihbarlarla ilgili inceleme ise sürüyor. Yani ihbar edince paralar Türkiye’ye akın etmiyor. Uzun ve zor bir yargı sürecinden sonra alınabiliyor paralar.
Kıssadan hisse: Bundan sonra ne yapacakmışız?
Bir habere SMS’le "doğru değil" demeden önce en azından haberi yazana "alo" diyecekmişiz. Soruşturmacı gazetecilik bunu gerektirir zira..
İŞTE ÖZAY’IN DÜNDAR’A CEVABI
BULMUŞKEN ALIP GELSEYDİN BARİ
"TMSF’nin Demirel’in 22 Milyon dolarlık zulasını Türkiye’ye getirdiğine" ilişkin haberime Uğur Dündar itiraz etmiş.
CNNTürk’te Ayşenur Arslan’a şöyle bir SMS atmış: "Star’ın yaptığı ve TMSF’nin Murat Demirel’in yurt dışındaki paralarını bulduğu haberi doğru değildir. Çünkü, batık Egebank’ın patronu Murat Demirel’in Cayman Adaları’nda gizli hesabı olduğunu 7 yıl önce Arena’ya gelen bir belge ile biz bulduk ve TMSF’ye bildirdik."
Bir habere "doğru değil" demek oldukça ağır bir iddia. Ama daha vahim olanı kendisine "duayen" ve "soruşturmacı gazeteci" diyen yılların Uğur Dündar’ının okuduğu haberi anlayamamış olması.
Dündar’ın "parayı ben buldum" itirazı aslında TMSF yetkililerini de gülümsetti. Paranın izi 7 yıl önce bulunmuş olsa bile uzun bir yargı süreci, yüzlerce yazışma ve mahkeme kararından sonra para ancak 7 yıl sonra alınabildi. Geçtiğimiz 28 Şubat gecesi para TMSF’nin hesaplarına geçti. Benim yaptığım haber de buydu. Yani TMSF Başkanı’nın görevi bırakacağı gün bu paranın tahsil edilmesi ve onun da ironik biçimde 28 Şubat’a denk gelmesi.
Dündar bu uzun hukuksal süreci yok sayıp o kadar basite indirmiş ki; "parayı bulmuşken alıp gelseydin bari" diyesi geliyor insanın.
7 YILDIR 20 KİŞİLİK EKİP ÇALIŞIYOR
Uğur Dündar’ın, "açıklaması" bir döneminin favori reklamları arasında yer alan Seyyar Tayyar tiplemesinin "ben buldum, patladı gitti" sözlerini hatırlatmış bir TMSF yetkilisine.
Çünkü, 22 milyon dolarlık zulanın getirilme süreci hayli çetin geçmiş. Hatta bu süreçle ilgili kitap bile yazmayı bile düşünüyorlar.
Anlaşılan Dündar olayın fikri takibini yapmamış. Ben kendisine maddeler halinde sıralayayım da bir daha hiç unutmasın:
-Uğur Dündar’ın "ben buldum patladı gitti" diyerek itiraz ettiği Murat Demirel’in zulası, Uğur Dündar TMSF’ye belge vermeden önce biliniyordu. Ancak paranın başka ülkelere transfer edilmesi şüphesi nedeniyle, incelemeler gizliden yürütülüyordu. Arena Programı’na gönderilen belgelerin aynısı ve daha fazlası, TMSF’ye de gönderilmişti.
-Paranın izi ilk olarak, 2005 yılında değil 2004 yılında bulundu. Dava süreci ise 2005 yılında başladı. Yaklaşık 20 kişilik TMSF avukatlık ve uzman ekibi, paranın peşini bırakmadı. Mahkemenin iade kararına rağmen, paranın iade edilmesi için tam üç ay yazışma yapıldı.
-Tüm bu 7 yıllık mücadelenin ardından, 22 milyon dolar TMSF’nin hesaplarını geçtiğimiz 28 Şubat gecesi geçti. Dolaysıyla, paranın geliş tarihinin 28 Şubat post modern darbesinin gününe rastlaması da ayrı bir sürpriz oldu.
-Son olarak TMSF’ye, İsviçre bankalarındaki hesaplarla ilgili yüzlerce ihbar geldi. Bu ihbarlarla ilgili inceleme ise sürüyor. Yani ihbar edince paralar Türkiye’ye akın etmiyor. Uzun ve zor bir yargı sürecinden sonra alınabiliyor paralar.
Kıssadan hisse: Bundan sonra ne yapacakmışız?
Bir habere SMS’le "doğru değil" demeden önce en azından haberi yazana "alo" diyecekmişiz. Soruşturmacı gazetecilik bunu gerektirir zira..